fazları farklı olduğundan frekansları uyuşmayan akımlar

107 14 28
                                    

bazen bütün evren sessiz sismik dalgalarla titreşir ve üzerinde var olan her şey benzersiz bir frekansla kendini ifade eder

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

bazen bütün evren sessiz sismik dalgalarla titreşir ve üzerinde var olan her şey benzersiz bir frekansla kendini ifade eder.

her şey birbirinin nedeni ve sonucudur.sismik depremler dalgalara,dalgalar frekanslara dönüşür.birbirine tutkuyla bağlı iki aşığın kalp çarpıntılarının frekansı tenlerinin frekansına karışır mesela.sevgilinin saniyede bir savrulan kirpiklerinin çıkardığı sesin frekansı el titreyişlerinin frekansına dolanır.

bazen düşünürüm ki bana neden olan nedir? benim frekanslarıma dolanıp hareket ettiren,yükselip alçalmasını sağlayan şey nedir?

belki aydan kopup gelen bir taş parçasının atmosferi delip geçmesi.belki dünyanın öbür ucunda meydana gelen bir doğal afet.en yüksek ihtimal bir yırtık kondom.yani demek isteyip de ağzımda dolandırıp durduğum şey,kelebek etkisi.birbirine dolanan frekanslar ve beynimden yayılan buram buram yanık kokusu.

yanımda bir adam yürüyor.bu adamın nedeni nedir?özgür saç tutamları rüzgarın heyecanına karışmış,aynı benim üstünden çamur eksik olmayan geniş ağızlı beyaz gömleklerimin benzeri gömleğinin yakaları sağa sola savruluyor.buğday tenine akşam güneşi yansımış parıl parıl.harbici güzel bir adam.öyle böyle değil pürüssüz bir güzellik.cetvelle ölçülüp çizilmiş sanki her bir detayı,yüzündeki gözeneklerin bile bir anlamı var sanki.bu güzelliğe neden olay şey nedir?

bilinmeyenler listeme üzeri fosforlu kalemle çizilmiş bir ana başlık daha.

arka cebimde elinde bilgisayar çantası ile eve gönderdiğim jongin'den aldığım anahtarlıktan sarkan winnie the pooh ayıcığı sallanıyor.aynı birkaç gün önce onu davet ettiğim gibi opera binasına gidiyoruz.tesadüfen karşılaşmışız gibi yapsa da aslında bugününü buraya gelmek için ayırdığını evimize dönen köşedeki duvara dayanıp yolu gözlemesinden anlıyorum.her ne kadar eve çabucak varıp kafamı sponsorların kum havuzuna gömmek istesem de edilmiş bir davet ve er geç yaşanacak olaylar vardı ortamızda.işleri jongin'e kitleyip chanyeol'u aramasını ve bu işi birlikte halletmelerini tembihledim.ismi geçen şahıs yüzünden tek bir kem küm etmeden ayaklarını poposuna vura vura eve koştu.

'üzerinizdeki gömlekler güzelmiş,papatya demeti gibi olmuşsunuz ikiniz birlikte.'

kapıda dikiliyoruz yan yana.siyah boya ile boyanmış,menteşe yerleri pas tutmuş koskocaman demir kapı o dünya ile bu dünya arası bir sınır çizgisi benim için.hayal ve gerçek arasında sadece benim hissedebildiğim bir kapı.azıcık ittirseniz açılacak gibi olacak kadar bonkör,bir adım ötesine geçmenize izin vermeyecek kadar da korumacı bir yapı.bu adam ise hiçbir şeyi yokmuş gibi zorlayıp açıyor kapıyı.açarken de gömleğime laf atıyor.

'biz ve papatya demeti ha? daha çok annesinin özenle giydirdiği ikiz kardeşlere benziyoruz.'

'çift yumurta ikizleri.'

'aksi düşünülemez.' beyaz taşlar ile döşenmiş yolun kenarında dizili yemyeşil çimenleri izliyorum bir yandan,sulasak iyi olur gibi.

'ben turuncuyum o esmerin dibi.'

Matisse|HunHoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin