Precious Bunny (Taekook,One Shot)

1 🐰

Bu sefer tamamen fluff yazdım.

Biraz zor olsa da sonunda bitirebildim.

Agelittlefic
Seversin umarım çiçeğim.🌼🎀💕

.......................

"Evet geçen de bahsettiğim gibi pasta orta boy ve pembe,Hello Kitty desenli olacak.Kızımın doğum günü partisi için yaptırıyorum."

"Tamam beyefendi.Ben siparişinizi not aldım.En kısa sürede hazır edeceğiz merak etmeyin.Pastanemizi tercih ettiğiniz için teşekkür ederim.İyi günler."

"İyi günler."

Pastanede çalışıyordum.İşimi seviyordum sevmeseydim baştan bu işte çalışmak için bu kadar uğraşmazdım fakat bazı günler gerçekten yorucu oluyordu.Günde onlarca sipariş alıyordum ve hepsini yetiştirmem gereken süre içinde hızlıca yapıp hazır hale getirmek bazen beni zorlasa da çoğu zaman eğlenerek hazırlıyordum.

Bugün de yorucu geçen günlerden biriydi.Bir sürü sipariş almıştım.Günün içinde enerjimin tükendiğini hissettiğim zamanlarda evde beni bekleyen muhtemelen ben eve gelene kadar yine bilgisayarda oyun oynamış ve geldiğimde ise gözleri bilgisayara bakmaktan kızarmış ve sulanmış olacak olan minik tavşanım yani sevgilim Jeongguk'u düşünmüştüm.

Bu sayede siparişleri daha hızlı almaya başlayıp eve gideceğim zamanı her zamanki heyecanım ile beklemeye başlamıştım.

.........

Hava kararmaya başladığında pastaneyi süpürmeyi yeni bitirmiştim.Duvarda asılı olan saate baktığımda saatin tam beş olduğunu gördüğümde gülümsemiştim.Sonunda bu yorucu günü de bitirmiştim.

Evimiz ile pastane arası çok uzak değildi bu yüzden yürüyerek gidip geliyordum.Yürüyerek altı-yedi dakika sürüyordu.Pastaneden çıkıp kapıyı da arkamdan kilitlediğimde koşarcasına eve doğru yol aldım.Merdivenleri de hızlıca çıkıp kapının önüne geldiğimde Jeongguk'u zil sesi ile rahatsız etmemek için kapıyı yavaşça anahtar ile açmaya karar verdim.

Hassas bir tavşandı,en ufak sesten bile korkup eğer yanında ben varsam korktuğunu belli eden büyüttüğü gözleri ile bana sarılıyordu.Onun hakkında sevdiğim şeylerden biri de gözleriydi.Her ayrıntısına ayrı şekilde hayrandım fakat kahverengi,sütlü çikolatayı andıran büyük gözleri ile şirince bana baktığında bana yaptıramayacağı hiçbir şey yoktu.

Anlaşılacağı üzere onu çok fazla seviyordum.Onu tüm kötülüklerden koruyup kendime saklamak istiyordum.Fazla masumdu.Bu yüzden meleğim diyordum bolca ona olan sevgimi belirtmek için.Kapıyı anahtarım ile açıp içeri girdiğimde tavşanıma seslenmiştim.

"Jeongguk!"

"Tavşanım ben geldim."

İçeriden ses gelmemişti.Muhtemelen kendini yine oynadığı oyuna kaptırmıştı.Karşımdaki salona doğru yürüdüğümde aralık olan kapıdan beyaz kulaklarını gördüğümde tekrardan gülümsemiştim.Tam da tahmin ettiğim gibi yine ben gelene kadar oyun oynamıştı.

O mutluysa ben de mutlu olurdum fakat uzun süre ekrana baktığında zaten hassas olan gözleri acımaya başlıyordu tavşanımın.Bunun için ona yine kızmalıydım sanırım.Kapıyı açtığımda hala beni fark etmeyen Jeongguk'un üzerine ellerimi gözlerine kapatmıştım.Bunun üzerine oturduğu sandalyede kıpırdanan sevgilim ile konuşmaya başlamıştım.

"Gguk bil bakalım kim geldi.O kadar odaklandığına göre beni fark etmedin güzelim fakat ben burdayım ya hani geldim."

Ses tonumu şakadan kızdığımı belli edecek şekilde ayarladığımda tavşanım ellerimi gözlerinden çekip üzgün olduğunu belli eden bir sesle konuşmuştu.