BÖLÜM 31: Eve Geri Dönmek Güzeldi!

6 3 3
                                    

Ege'nin ağzından~

Berke ve Cem kuaföre gitmişlerdi. Ben ise saçlarımı kesmesini Fulya'dan istemiştim. Bitirip üzerimde kalanları temizlerken yüzündeki o minik gülümsemesi ile konuştu
"Bana neden öyle bakıyorsun Zürafacım?" belinden tutup zaten yakınımda olan minik bedenini dahada yakınlaştırdım. Ahh! Her hali ile çok güzeldi!
"Çok özlemişim..." yüzündeki gülümseme büyürken ellerini yanaklarıma koydu. Ardından üzgün bir çocuk gibi dudak büzdü
"Özür-" lafını bitirmesine izin vermeyen şey dudaklarımdı. Fulya pek özür dileyen bir insan değildi. Benden özür dilemesini de sevmiyordum! Ondan ayrılıp sarıldım.
"Benden özür dilemen hoşuma gitmiyor. Hem zaten özür dilemini gerektirecek bir şey yapmadın sen! Özür dilemeyide sevmezsin ki!?" kıkırdayıp boynuma daha sıkı sarıldı.

1 yıl sonra~~
Fulya'nın ağzından~

Son bir kez daha kendime aynadan baktım. Çok daha güzel görünüyordum. Ellerimi saçlarıma uzattım. Çenemin hizasına kadar geliyorlardı. Bir tutamını kulağımın arkasına koyup çantamı aldım ve çıktım.
"Patron, çantanızı ben alayım" diyerek bana koşan Ayhan'a çantamı verdim. Elimi ona uzatıp
"Geri döndüm!" demek istediğimi anlamış gibi boşta kalan elini beline götürdü ve silahımı çıkartıp bana verdi. Birkaç saniye boyunca silahıma bakıp ardından belimdeki yerine yerleştirdim. Eve geri dönmek güzeldi! Çıkış kapısına geldiğimizde durup dışarda beni bekleyen adamlara baktım. Nedense hoşuma gitmişti ve dudağımın sol tarafı yukarı doğru kıvrılmıştı.

Sonunda uçaktan inmiştim. Kafamı gökyüzüne kaldırıp derin bir nefes aldım.
"O pisliğin yanına gidelim de önce şu işi halledelim! Sonra Ege'lerin yanına şirkete gideriz."
"Tamam patron" diyerek onayladılar beni ve hepimiz araçlara yöneldik ve bindik.

Ege ve Berke mezun olmuşlardı ve bizim şirkette çalışıyorlardı. Cem zaten çalışıyordu. Ben tadavi için yurt dışına gittiğimden dolayı daha mezun değildim. Ve şu anda ben yurt dışındayken beni öldürmeye çalışan şahsı bulmuştum. Aslında en başından beri bulmuştum ve Ege'lerin bulmaması için uğraşmıştım. Çünkü bizzat kendim bitirmek istiyordum işini!

Pencereden dışarıyı izlerken yetiştiğimizi gördüm. Arabadan inip ilerlemeye başladık. Ayhan'ın bana seslenmesiyle ona döndüm.
"Patron telefon çalıyor" telefonu elinden alıp ekrandaki numaraya baktım. Sinsice gülümseyip aramayı yanıtladım.
"Demek notumu aldın sürtükçüm!"
"S-sen! N-nasıl olur?"
"Ah seni beyni sikilmiş muşmula surat beni hâlâ tanıyamadın mı!? Alındım gücendim!" Ayhan'ın açtığı kapıdan içeri girdim belimdeki silahı aldım ve yürümeye devam ettim.
"Ama merak etme sürtükçüm bizzat kendimi sana tanıtmaya geldim!" telefonu kapatıp önümdeki kapıyı açarak içeri girdim. İrkilerek bana döndü. Ben ise tek kaşımı kaldırıp aşağılayıcı bir gülümseme ile ona bakıyordum. Ona doğru adım atmaya başladım. O ise korkuyla geri geri gidiyordu.
"Benden kaçamayacağını hâlâ anlayamadın mı? O gün seni öldürmeliydim aslında!" takılıp yere düşünce daha da güldüm ve yanına eğildim.
"Ahmak! Ayhan kaldırın şunu aşağıya götürün" dediğimi yapıp onu aşağı indirdiler bende telefonumu alıp diğer kişiyi yani piçi aradım. Telefon üçüncü çalışta açıldı
"Efendim?" cevap vermedim
"Kimsiniz!?" aha benim sorum!
"Ecelin"
"Fu-fulya!"
"Ne oldu çok mu korktun?!"
"Ben-" telefondan gelen kapı açılma sesiyle Arda'nın içeri girdiğini anladım ve telefonu kapatıp aşağıya ilerledim.

Elimdeki kanları temizlerken Ayhan yanıma geldi
"Patron şimdi nereye?" kanlı bezi çöpe atıp ilerledim
"Bunları yapan kişinin yanına"
"Ama onlar yapmamış mıydı?" diyerek eliyle geride kalan Ece'nin evini işaret etti.
"Hayır. Onlar yaptırdı. Yapan kişi farklı. Şimdi ise o aptal kuklanın yanına gidiyoruz" vakit kaybetmeden arabaya bindik.

FOREVER TOGETHER (SONSUZA DEK BİRLİKTE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin