20. Bölüm

142 11 36
                                    

Klasik volte ve yorumlarınızı bekliyorum and iyi okumalarrrr ✨

Gülenay'dan:

Başımın patlayacak gibi ağrımasıyla uyandım gözümü açtığımda gördüğüm şeyle gözümü geri kapayıp ovuşturdum.

Cem yerde kafası hafif kanamış yatıyordu. Ben ise çıplak bi şekilde aynı odadaki yataktaydım. Ve yatakta da kan vardı! Of hayır neler olmuştu burda böyle.

Hemen pikeyi kendime sardım. Aynadan kendime baktığımda saçım başım dağılmış gözlerim kan çanağına dönmüş berbat haldeydim. Nedenini bilmediğim bir şekilde canım da yanıyordu zaten.

Etrafa bakındım kıyafetlerimi göremedim sadece iç çamaşırlarım burdaydı hemen onları giyip tekrar pikeye sarılıp dışarı çıktım. Koridoru biraz geçip aşağıya baktım alt katımız bardı. Belli ki biz barın üst katındaki primum odalarındaydık. İyi de bizim orda ne işimiz vardı amınakoyim.

Temizlikçiler darmadağın olmuş barı temizliyordu. Yavaşça aşağıya doğru indim. Bi masanın ayağının kenarında parçalanmış kıyafetimi gördüm. Ağliycam elbisemi sevmiştim ne hale gelmiş.

Elbisemi yerden alıp ilerledim. Ayakkabımın bi teki, ve diğeri. Çantam yoktu. Ayakkabılarımı da alıp yukarı çıktım. Bizimkilere ulaşmam için telefon lazımdı ve görünüşe göre o da bende yoktu.

Cem de olmasını umud ederek uyandığım odaya gittim.

"Ceeem" "Ceeem" diyerek onu dürtmeye başladım. Tık yoktu. Acaba ölmüş müydü lan. Yoo nabzı atıyordu. İyi bari ölmemişti. Bikaç tokat atarak ayıltmaya çalıştım.

"Hmm" diyerek uyanma belirtisi gösterdi.

Kafasını kaldırıp iki yana hızlıca salladım. Baktım olmuyo bıraktım. Kafası güm diye yere düştü. "Ağh kafamm" diyerek doğruldu. Yanlışlıkla uyandırmıştım.

"Telefonun yanında mı ben benimkini bulamıyorum ve bizimkileri de bulamıyorum bişey hatırlamıyorum başına ne olduğunu da bilmiyorum ve elbisem giyilmeyecek durumda çantamı bulamıyorum dolayısıyla ne arabanın ne evin anahtarı var telefonum da o yüzde-"

Nefes almadan konuşmam Cem'in "Bi nefes al be kızım" demesiyle kesilmişti. Susup masum bakışlarımla bakmaya başladım. Söz isteyen bi öğrenci edasıyla parmağımı kaldırdım.

Gülerek doğrulup oturdu "Söyle" dedi. "Arabanın anahtarı veya telefonun yanındaysa bizi eve bi şekilde ulaştırabilir misin zaten akşamdan kalmayım bide kasığım ağrıyo zaten sebepsizce. Eve gitmek isyoruğmm" dedim sona doğru bi çocuk edasıyla ve dudağımı büzdüm.

"Ha bide kıyafetlerini bulup giyer misin ben pikeyle idare etmeye çalışıyom bulamazsan sana da pike buliyim" dedim aklıma aniden bişey gelmiş gibi.

"Rahatsız mı oldun" dedi o da hiç o gevşek tavrını bozmadan. İçmeden de sarhoş la bu.

"Evet siktir git giy şu kıyafetlerini please" dedim hafif sesimi yükselterek.

-Öyle mi söylenir bea-

Söylendi bile o ne be baxırla oturmuş inan bi der benim kafam nie acıyo ben nie baxırlayım niye yerdeyim hiiç gevşek gelmiş gevşeklikten gidecek valla bu benden demesi

-Taam abqa ne gızıyon wkhdhs-

Üf ne bilm djdhdj

"Giydim oldu mu" dedi giyinmiş bi şekilde gelerek Cem.

"Tamam gidelim hadi ne işimiz var burda pantolonun burdaysa eşyaların da burda herhalde" dedim bende.

"Sen cidden hiç birşey hatırlamıyorsun" demesiyle "Allah allah iyi ki söyledin ya hadi dayzamın oğlu götür bizi burdan yoksa otostopla gidicem zaten bu halde sırıtmaz da ha ne dersin?" dedim sinirle.

Bordo SarmAşıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin