0.7

159 13 2
                                    


Şarkıyla okuyun :))


"Minhi, sevdiğin biri kalbini mi kırdı?"

"Biri kalbimi kırdı ama niye bu kadar üzüldüğümü bilmiyorum Bayan Lee."

"Hmm peki kim bu?"

"Bizim okuldan bir çocuk. Aslında yakın değiliz, son zamanlarda arkadaşlarım yüzünden yakınlaştık. Beni takip etti ve benden telefonumu istedi sonra da kavga ettik işte. Ama cidden neden bu kadar üzüldüğümü bilmiyorum." "Bayan Lee bir ihtimal ben ondan hoşlanıyor olabilir miyim?"

"Bunun yanıtını ben veremem. Ancak sen kendine verebilirsin. Sana olası bir ihtimal söyleyeyim. Kendine bunu itiraf etmek istemiyorsun çünkü önceki seanslarımızda bunun hep bir zaman kaybı olduğunu söyledin. Ama eğer onu seviyorsan bunu zaman gösterecek." dedi Bayan Lee tatlı bir gülümsemeyle.

"Bayan Lee her şey karışık özellikle duygularım, ne yapacağımı bilmiyorum. Kendime iyi hissediyorum diyerek kendimi kandırıyorum. Sadece keşke başımı yaslayabileceğim ve beni dinleyebilecek biri olsa." 

"Anlıyorum Minhi, böyle duygu karmaşaları yaygın özellikle senin gibi travma geçirmiş kişilerde..." diyerek söze başladı ve konuştuk. 


Seansımız sona erdiğinde her zamanki gibi gözlerimden yaşlar akıyordu. Kendime biraz çeki düzen versem de gözlerim kıpkırmızıydı hala. Bayan Lee'ye iyi akşamlar diyerek odadan çıktığımda karşımda Jeno'yu görmeyi beklemiyordum. Jeno bana endişeli bir şekilde bakıyordu. "Minhi?.." dediğinde daha fazla konuşmak istemediğim için yanından geçecekken kolumu tuttu. "Ne istiyorsun Jeno? Ne işin var burada?" "Ben annemin yanına geldim." diyerek kapıyı gösterdi. O an her şey yerine oturdu. Jeno Bayan Lee'nin oğlu. Bir bu eksikti. Şu an bulunduğumuz durumdan çıkmak için "İyi ne güzel gir o zaman ve beni burada gördüğünü kimseye söyleme senin dışında kimse bilmiyor." "Tamam ama bana, bana anlatmak istersen buradayım." dediğinde Bayan Lee'ye bahsettiğim başımı yaslayabilecek birisi olabilir mi acaba diye düşündüm. Güven verici gülümsemesini görünce gözümden bir yaş düştü. "Olur." diyebildim sadece. Bunları sadece Bayan Lee'ye anlatabilmek beni gerçekten yormuş ve sıkmıştı. Abime de anlatamıyordum kendisini sıkmamak için. Yeni birine ihtiyacım vardı, her ne kadar kalbimi kırmış olsan da Lee Jeno ben sende o güveni hissettim. 


Jeno benim elimi tutarak dışarı çıkardı. "Çok sevdiğim bir yer var." dedi ve yürümeye başladık. Önce bir markete girdik atıştırmalık ve iki muzlu süt aldı. Daha sonra marketin arkasına geçerek çatıya çıkan merdivenlerden çıktık. Ayaklarımızı sarkıtarak oturduk. Güneş batıyordu. Jeno sütü açıp bana verdi. Boğazını temizledi ve bana "Minhi, ben özür dilerim. Sinirlendim ve bir salak gibi davrandım." dedi. Ben de gülerek "Gibi mi? Salak olduğunu düşünüyordum." dediğinde yüzündeki gerginlik gitmiş ve bana içimi eritecek bir gülümseme sunmuştu. "Yah, benle dalga geçme." diyerek şakadan omzuma vurdu. Ben de güldüm. Daha sonra derin bir nefes alarak "Ben buraya nakil gelmeden önce Japonya'da yaşıyordum. Abim Jae ise burada okuyordu. Her şey harikaydı, ailemiz, arkadaşlarım. Bir gün ailem ne kadar istemese de onları zorla gezmek için ikna ettim. Arabayla dolaştık. Çok güzeldi. Dönme yolunda.." dedim ve gözümden bir yaş geldi. Jeno yaşı sildi. "Dönme yolunda bir kamyon bize çarptı." dedim ağlamaya devam ederek. "Annem ve babam orada hayatlarını kaybetti, onların son nefeslerini duydum. Sıkıştıkları yerden yardım dileniyorlardı. Bense arabanın dışına yuvarlanmıştım. Yapabildiğim tek şey ağlamaktı. Bir salak gibi ağlamak yerine yardım çağırabilirdim. Yapmadım ve ağladım." dedim. "Bu yüzden psikiyatriste gidiyorum" "Kızlar da bilmiyorlar. Onları meşgul etmek istemiyorum. Bazen düşünüyorum ailemle olan anıları, yaşanmışlıkları, arkadaşlarımı... Hiçbiri artık yok." diyerek ağlamaya başladım. Jeno ise yüzümden tutarak yüzümü kendisine çevirdi. Gözyaşlarımı teker teker sildi ve "Minhi, neler yaşadığını anlayamam. Sadece, sen hayatımda tanıdığım en güçlü kişisin. Kendini suçlamanı istemiyorum. Ailen üzülmez miydi kızlarını böyle görse? Biliyorum üzülme demek çok bencilce ve klasik ama üzülme Minhi. Ben, Lee Jeno, gözlerinden akan yaşlara dayanamıyorum. Onları görmeye, senin üzülmene dayanamıyorum." dedi. "Lee Jeno başımı yaslayacak kişi, beni dinleyecek kişi olur musun? Senden başka dayanağım yok çünkü ve ben yıkılmaya hazırım." "Yah Bang Minhi hep seni dinleyeceğim." dedi. Daha sonra günbatımını izledik. Jeno kolunu bana sarmıştı. 

Güneş tamamen battığında yüzünü bana çevirmiş ve bana yaklaşarak dudağımdan öpmüştü.



im so tired of love songs|Lee JenoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin