Medyadaki foto :')
Neyse başlayalım bakalım yorum yapın la 😚✊
Ultra hasmetli kth vcut atmış bize de paylaşmak düşer neyse devamkeJungkook
Neden burada olduğumu bilmediğim yerdeyim. Hafif yağmur çiseliyor ve bu yağmur damlaları birer birer aklıma düşerek düşüncelerimi temizliyordu. Gece olmuş ve etrafı aydınlatan tek şey sokağın başında yanıp sönen sokak lambasıydı. Etrafıma bakınıyorum ama kimsecikler yok. İnsan içgüdüsel olarak takip edildiğini hisseder, ben de sanki takip ediliyormuşum gibi... Karşımda duran mülkün etrafı demir çitlerle kaplı ve yol boyunca ağaçlar sıralanmış, tanıdık bir yer gibi... Ağaçların birinin dalından gelen çıtırdama sesiyle irkildim.
Orada biri var.
Kim olduğunu kontrol etmek için sesin geldiği yere doğru gidiyordum. Ağacın arkasında kahverengi kıvır kıvır saçlı üstünde gri bir takım elbise olan adam, arkasını dönmüş... Korku filmlerinden fırlamış bir gerilim hissi vardı etrafta.
"Kook işim bitti hadi gidelim." Sesin geldiği yere doğru döndüğümde Jimin'i gördüm.
"Ya kalksana artık saat kaç olmuş, daha gezmeye gideceğiz." Jimin'in sesiyle rüyamdan tamamen soyutlanmış, gerçek dünyaya dönmüştüm. "Of niye uyandırıyorsun tam adamın yüzünü görecektim. Ya sabır ya sabır." Jimin: "Ne adamı ne yüzü hadi kalk kalk tembel teneke." Jimin sözlerini bitirdikten sonra odamdan ayrılmış, kendimi toparlamam için bana zaman tanımıştı.
Dün gece çok içtiğimden hem başım çatlıyor, hem de aptal mide bulantım devam ediyordu. Dün gece neler yaşandı onu bile hayal meyal hatırlıyordum. Tuvalete gitmek için masadan kalkmamdan sonra yaşadıklarım, film şeridi gibi kesik kesikti.
Dişlerimi fırçalayıp dün geceden üstümde kalan rahatsız kıyafetlerden kurtulup, mutfağın yolunu tuttum. Mutfak dediğim de Amerikan mutfak tarzı, yani salonla iç içe. Küçük ve samimi evimizde banyolu iki oda ve odalara nazaran büyük ve içinde mutfağımızın da bulunduğu salon vardı. Klasik öğrenci evi işte...
Bugün Han Nehri'ne gezintiye çıkacağız. Kendi ülkemizin sınırları içinde olmasına rağmen hiç gitmemiştik ve bizim için tam merak konusuydu.
Nehre geldiğimizde sokak satıcılarının birinden dondurma alma kararı aldık. "Bana limonlu çikolatalı." dedim. Jimin: "Bana da aynısından. " dedi. Satıcının dondurmaları hazırlanmasını beklerken etrafa bakınıyordum. Bir an gelen ürperme hissi ile titredim. Sanki biri bizi izliyor. "Ya sanki biri bizi izliyor gibi hissettim." Jimin: "Kook saçmalama öyle olsaydı ben de hissederdim." dedi. Jimin'in dedikleriyle biraz olsun rahatlamış omzumu silkmiştim. Dondurmaları alıp etrafta oturacak bir yer aradık. Şimdi ise yemyeşil çimenlerin üstünde oturup, güneşin alnında dondurma partisi yapıyorduk. Ağustos'un sonları olduğundan hava sıcaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
blood&love | taekook
VampireJeon Jungkook o gece tanıştığı garip adamla olan bağının sırlarını keşfediyor. S-seni tanıyor muyum? Tanımadığın insanlarla konuşma Kook...