Merhabalar canımın canı canımsularım. 💙
👉🏻CANIMSULARIM BURAYI OKUMADAN GEÇMEYİN! OKUYAN HERKES, DAHA BÖLÜMÜ BİTİRMEDEN ALT ÇUBUKTAN YILDIZA BASARAK OYLAYABİLİR Mİ? 👈🏻
Yukarıdaki müziği açalım ve kendimizi kitabın satırlarına bırakalım.
"Bu, Titanic'in bir deniz yıldızı için batma hikayesi..."
İyi okumalar canımsular. 🌊
18.Bölüm: Doğrular ve Yalanlar
"Üç doğru, bir yalanı affeder mi?"***
Telefonu tutan elimden başlayan ve saniyeler içinde tüm vücudumu saran bir titremeyle irkilip duruyordum. Sanki her nefes alışverişimde bir uzvum işlevini yitiriyordu. Gözlerimin önünde mesajlar büyüyor, bana kendini tekrar tekrar okutmak için binbir takla atıyordu. Rüyada olmuş olmayı diliyor, içten içe yalvarırcasına Tanrı'ya dualar ediyordum. Telefonu elimde tutacak gücü kendimde bulamıyordum. Yalnızca, yalnızca canım acıyordu...
"Bir daha karşıma çıkma."
"Bir daha karşıma çıkma."
Ne bu nefret! Ne bu öfke! Neden karşısına çıkmayacakmışım! Anlamıyorum neden?! Ben bu sözleri hak edecek ne yapmış olabilirdim ki! Ve ne fotoğrafından bahsediyor bu? Yeni uyandım diyorum!
Semih gelince onunla bir şeyler konuşmam şart olmuştu artık. Eminim ki ne olup bitiyorsa bundan bir nebze de olsa haberi vardır. Belki de her şeyin başrolü odur ha? Ateş olmayan yerden duman çıkmaz sonuçta. Bulut'un da iki kelimesinden biri Semih? İyi de neden? Anlamıyorum neden? Semih'in Bulut'la ne işi olabilirdi ki? Henüz birbirlerini iyi tanımıyorlardı bile. Hatta bir an onları tanıştırmak aklıma gelmedi desem yalan olur. Gerçi bana da pek gerek kalmadı gibi görünüyor doğrusu. Bulut Semih'le tanışmış, hatta aramızdaki arkadaşlığı çok yanlış anlamış bile! Önce davranıp ben tanıştırmış olsaydım böyle olmayabilirdi! Aptal Güneş!
Mesajları son bir kez daha okuyup telefonu titrek ellerle yanımdaki masanın üstüne, bardakların arasına koydum. Bunu özellikle söyledim, çünkü bardakların arasını açarak telefonu koymak için ayrı bir efor sarf etmiştim. Masaya uzandığım kolumu tekrar bedenimle birleştirdim. Ne düşüneceğim, ne yapacağım hakkında hiçbir fikrim kalmamıştı artık. Bulut'a hiçbir şey bilmediğimi, neler yaşadığım hakkında bir fikrim olmadığını söylemeyi çok istemiştim yalnızca. Onunla konuşmak, onunla dertleşmek istemiştim. Şimdi yine yalnız başıma kaldım şu hasta odasında! Yanımda yalnızca Semih var. Ne kadar Bulut'un bizi yanlış anlaması konusunda ona biraz öfkeli olsam da, beni hiç yalnız bırakmamış olması, ona karşı olan tüm sinirimi nötrlüyordu. Beni hiçbir yerde, ne şekilde olursa olsun yalnız bırakmıyor, elinden ne gelirse yapıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mesafe: Uyudun Mu?
Ficção AdolescenteMesafeler aşka engel midir? Tek bir mesajla tüm hayatınız değişebilir mi? Hayatınız altüst mü olur yoksa, bir lunaparka mı döner? *** O an gelen ani hisle kendime hakim olamadım, Twitter'a girdim. Ana sayfaya göz bile atmadan arama kısmına "Bulut a...