"Sometimes it lasts in love but sometimes it hurts instead"
Bazen aşk biter ama yine de acıtır.Kim Taehyung; saçma sapan bir şekilde, hayatıma gizemleriyle giren adam.
Kendini tanıttıktan sonra sınıftan çıkmış ve sanki ayarlanmış gibi çıkar çıkmaz dersin bittiğine dair işaret gelmişti öğretmenden.
Az önce yaşananlar...
Dün gece beni takip eden adam, bizim okulda olduğundan barda karşılaşmamızın nedeni ortaya çıkmıştı.
Aynı okuldaydık ve o üst sınıf olarak karışmıştı yeni yetmelerin arasına.
"Jimin!" diye bağırdım ona doğru koşarken. Bağırıp deli gibi koşmaya başladığımda Lisa da ayağa kalkmıştı fakat peşimden gelmemişti.
Neler oldu bir bilse. Hemen ona anlatmalıydım.
Zaten kimim var ondan başka bu şehirde?
Aşağı kata inmek için koşturarak koridora çıktığımda, koridorda kimsenin olmadığını fark ettim.
Uzun koridordaki tek ses, koşmamdan kaynaklı yankılanan seslerdi.
Tam bir aşağı kata daha inmek için merdivenlere yöneleceğim sırada, tanımsız bir güç beni havaya kaldırmış, hızla koşturarak kaçırmıştı beni resmen!
Yardım istemek için bağıracağım sırada ağzımı hızla kapatmış, kucağında rahatsız olduğumu belirtmek için kıpırdandığımda ise "Rahat dur bir yerinde! " diye bana bağırmıştı.
Sonunda durduğumuzda geldiğimiz yerin karanlık, pis ve rutubet kokan bir yer olduğunu fark etmem uzun sürmedi.
Elini dudaklarımın üstünden yavaşça çektiğinde heyecandan bir süre sadece nefes almaya çalışmakla yetinmiştim.
"İstediğin kadar bağır kimse seni duyamaz. Kaçmaya da çalışma, ki zaten kaçamazsın."
Önümde kızgın boğalar gibi solumaya devam eden adam, konuşmaya devam etmeyince bekledim.
Bulunduğumuz yer bodrum katı olmalıydı ki odada bulunan tek pencere (!) duvarın en üst kısmında konumlanmıştı.
Henüz gündüz olduğundan pencereden içeri giren güneş ışıkları içeriyi aydınlatıyordu fakat yeterli değildi.
Gözlerim, karanlığa alışınca, karşımdaki adamın öfke saçan gözleriyle buluştuğunda konuşmaya çalıştım. Ağlamaklı bir sesle...
"Ne var ya ne istiyorsun benden bir şey mi yaptım? Hayır, tanrım bu okula geleli daha bir gün bile olmadı ne istiyorsun benden!"
Konuşmam bittiğinde adam daha da sinirlenmişti.
Sinirlendi sinirlenmesine ama!
"G-gözlerin!" dedim ağlamaklı bir sesle.
Adamın gözleri öfkeden deliye dönmüş gibi bakıyordu bakmasına ama kırmızı olmaları...
"Gözlerin k-kırmızı!" dedim yine ağlamaklı bir sesle.
O an altıma sıçmak bile imkansız olmuştu, resmen içime doğru kaçmıştılar.
Adam yine sinirli bir şekilde ve aynı zamanda ağzından tükürükler saçarak konuşmaya başladı.
"O'na gidiyordun değil mi?"
Söylediklerine anlam yüklemeye çalışırken adam ellerini saçlarına geçirmiş, ardından histerik bir kahkaha atmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
blood&love | taekook
VampireJeon Jungkook o gece tanıştığı garip adamla olan bağının sırlarını keşfediyor. S-seni tanıyor muyum? Tanımadığın insanlarla konuşma Kook...