Bölüm müziği: Ghost - Rast
Bölüm 1
Panik ve Quileute
🔥
İki saattir aralıksız aynayla bakışıyordum. Kahverengi gözlerim kızıla dönmüş ve gittikçe alev topunu andırıyordu. Tüm uvuzlarımda karıncalanmalar ve ağrılar da işin çabasıydı. Panik atak geçirmem şu durumda oldukça olası duruyordu. Aklım yerindeydi fakat beynimin vücuduma gönderdiği komutları gerçekleştiremiyordum. Felçmiydi yoksa geçirdiğim şoktan dolayımıydı ayırt edemiyordum. Beş dakikadan beri ardı ardına vurulan kapım aklımı yitirmemin önüne geçiyordu.
Bu gözlerle o kapıyı açma ihtimalim?
Abuk subuk düşüncelerimi göz ardı ettim. Gözlerimi kapatarak ondan geriye yavaşça saymaya başladım. Yirminci tekrarlarımda elimi ayağımı hareket ettirmeyi başarmış, aynaya bir daha bakmadan odama geçmiştim. Bu esnada kapıda ki her kimse gitmişti. Neler oluyordu bir fikrim dahi yoktu, ruhsal olsa anlardım ancak gözlerime bakınca bir şeyler olduğu bariz ortadaydı.
Başka bahanelere sığınılmayacak kadar hemde...
Tekrar kapım ısrarla çaldığında alnımı ovalayarak makyaj masamda duran gözlüğümü gözüme takıp kapıyı açmaya gittim. Kapı deliğinden baktığımda tanımadığım saçları kırlaşmış bir adam gördüm. Kapıyı açarak adama gülümsedim. "Kime bakmıştınız?"
"Della Honest olabilir misiniz acaba?" Aksanına bakılırsa yabancı uyrukluydu. Adamı istemsiz baştan aşağı süzdüm. Salaş giyimi vardı, yaşını almış olmasına rağmen gençlerden bir farkı yoktu tarzında. Saçlarını enseden uzatıp örmüş hatta uçlarına kahverengi ve bir kaç farklı renkteki boncuklarla süslemişti. Bol krem rengi pantolonunun üzerine en az pantolonu kadar salaş beyaz gömlek geçirip üst düğmelerini açıkta bırakmış ayaklarına hasır sandaletler geçirmişti. Kolunda bez çanta asılıydı.
"Buyrun, benim?"
"Ben Jacob. Sahafım ve aynı zamanda kahin derler. Cadılık falan." Cümlesinin ardından alayla karışık gülmüştü. Cadılık eski bir efsane değil miydi? İnanmıyordum böyle olaylara.
"Fal mı bakıyorsunuz?" Neden buradaydı anlayamadım.
"Gözleriniz şuan kırmızı alev topunu andırıyor olmalı, bunun etkisiyle gözde sululuk ve batmalar yapıyordur. Bedeninizde olan etkileri anlatmama gerek var mı?" Sırtım gerginlikten dolayı dikleşerek adama kulak kesildim.
"Neden buradasınız? Sorularımı da tahmin ediyorsunuzdur o halde. Sizi dinliyorum." Adam hafifçe gülümseyerek çantasından bir kitap çıkarıp sayfalarını çevirmeye başladı. En sonunda istediği sayfaya gelmiş olacak ki kitabı bana çevirdi. Kitapta gördüğüm resim gözlerimin şuan ki haliydi.
"Quileute kabilesi olayı. Evrilmiş cadı, vampir, kurt adam. Eskilere dayanan efsane sanılarak kulaktan kulağa anlatılan olay. Bir çok kaynakta quileute kabilesi kurt adam olarak bilini-" Kafam allak bullak olurken inanmadığım bu olay örgüsüne karşı istemsizce kahkaha atmıştım.
"Üzgünüm beyefendi ancak inanmamı beklemeyin. Ben çocuk değilim sizde çocuklara masal anlatan bir birey değilsiniz. Lütfen, izin verirseniz içeriye geçeceğim." Adamın yüzünde mimik oynamazken tekrar çantasına uzandı ve bu sefer içinden küçük bir kart çıkartarak bana uzattı.
"Adresim ve numaram yazıyor, almanızı öneririm çünkü ihtiyacınız olacak." Kolundaki saate bakarak konuştu. "Bir, bilemediniz bir buçuk saate kadar büyük bir baş ağrısı vuracak ardından tüm vücudunuz ateş içinde kalacak fakat bu ateş sizi yakmaktan daha çok üşütecek. Bunlar olduktan sonra sizi dükkanımda bekliyor olacağım. Şimdi içeriye geçebilirsiniz." Son sözlerini yüzüme bakıp gülümseyerek söyledikten sonra arkasını dönerek gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Quileute İnfazı
Fantasy"Adresim ve numaram yazıyor, almanızı öneririm çünkü ihtiyacınız olacak." Kolundaki saate bakarak konuştu. "Bir, bilemediniz bir buçuk saate kadar büyük bir baş ağrısı vuracak ardından tüm vücudunuz ateş içinde kalacak fakat bu ateş sizi yakmaktan d...