Ya Soshla S Uma

8.6K 273 953
                                    

Merhabalar.

İlk oneshot'ımı yayımlıyorum.

İlk önce burada sex, callsex, dirty talk ve az da olsa bdsm dönecektir. İlk defa bu kadar ciddi ve sex ile dönecek bir fiction yazıyorum.
Ona göre hazırlanın. Yatağınızda yorganın içinde gece vakti okumak keyifli olur mesela.


Eğer keyfiniz yoksa veya yorgun hissediyorsanız okumanızı o yönde tavsiye etmem. Enerjik bir gece de okuyabilirsiniz.

Ve lütfen yorum yapın. Her türlü yorum yapabiliriz. Hiç çekinmeyin.

İstediğiniz gibi pataküte eleştirebilirsiniz.

Başlama tarihini atabilirsiniz.

İyi okumalar kremalı lahmacunlarım...

Çok samimiyetsiz oldu ama olsun.

Daha fazla sizi soğutmadan başlayın.

*****

Ne zamandır bu durumdaydım?
Bir hafta? İki hafta? Bir ay? Tamı tamına üç yıldır bu saçma sapan hastalığı çekiyordum.

Doktora gidebilirdim, bir uzmana görünebilirdim fakat o zaman, bunların hiçbirini yapacak kadar cesaretim yoktu.

Sırf arkadaşımın ısrarı üzerine bir şeyler yapmaya çalışıyordum. Sağlık sitelerinde dolaşırken bir paragrafla karşılaştım.

Bir psikologdu.

Gitmemin iyi bir fikir olacağını düşündüm. Bana yardım edebilirdi belki. Sadece ona sorunlarımı anlatıp içimdekileri döküp kendimi rahatlatabilirdim. Bütün sorunun sadece bu olduğunu sanmıştım.
Maalesef değildi.

***

Penceresindeki mermerin üstüne dayanmış, yağmurun içinde koşuşturan insanlara bakıyor ve kahvesini o sırada yudumluyordu. Yine durgun ve kasvetli bir gündü onun için. Kahvesinden yine bir yudumu alırken ahşap kapının çalmasıyla başını o tarafa çevirmişti.
Mermerin üstünden kalkıp geniş masanın üzerine kahve bardağını koydu. "Gir" komutundan sonra içeriye adım atan kişiye kaydı gözü. Her zamanki klasik kıyafetleri, samimi gülüşüyle içeriye giren iş arkadaşı Soobin'di. Birkaç yıldır birbirlerini tanıyorlardı. Bu klinikte tanışmışlardı. İlk başta sadece resmi iş arkadaşı pozisyonundaydılar. Gün geçtikte birlikte dışarıya çıkıp kafa dağıtmak, içki içmek gibi aktiviteleri çoğalmıştı.

Soobin, bu ofiste psikoloğun asistanıydı. Yani Yeonjun ile her gün iletişimde olmak zorundaydı. Bu onların arkadaşlıklarına destek olmuştu her zaman.

"Bugün yeni bir hastan geliyor demek, ha?" Masanın yanına yürümüş ve elindeki birkaç dosyayı masaya bırakmıştı.
"Onlara hasta dememen konusunda ne konuşmuştuk, Soobin?"
Sarı saçlı muzip bir şekilde gülüp yandaki koltuğa yerleşti.
"Junnie, senin bu anlayışlı saf tavrın beni bitiriyor. Sanırım hiçbir zaman senin kadar olgun olamayacağım(!)" Dedi alaylı tavrıyla.
Yeonjun'un dudakları iki yana yavaşça açılırken kendi koltuğuna oturdu.
"Saat 1 de burada olacak. Dışarı alabilirim seni, yüksek müsaadenle" demiş ve yüzündeki gülümsemeyi bir anda silmişti.

"İstediğin kadar masum davran. Bu senin üçkağıtçı olmadığın anlamına gelmiyor, Choi Yeonjun." Soobin, koltuktan kalkmış ve kırmızılının önündeki bitmekte olan kahve bardağını eline almıştı. Genelde kahvelerini getirip götüren kişide kendisiydi.
"Bu akşam bir randevum var. Bir nevi bunu söylemeye gelmiştim. İyi işler diliyorum." Diyerek kapıya yönelmişti.

Skin To Skin '' Yeongyu ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin