Aşağıdaki bağırışma seslerinin yükselmesiyle birlikte gözlerimi açmaya çalışıyordum. Aşırı yorgundum. Anıl neredeydi? Dün gece beraber uyumuştuk. Asla ben uyanmadan gitmezdi.
"Kapa artık o çeneni Çınar!"
Yasemin'in sesi kulağımda yankılanırken neden Çınar'a bağırdığını anlamaya çalışıyordum.
"Yalan mı?! Bu kız üç sene çırpınıp dururken sarhoş olup sızacağına arasaymış!"
Ayağa fırladım.
"Ne diyorsun lan sen?!"
Anıl bağırıyordu bu kez.
"Doğruları söylüyorum! Söyle Anıl üç yıl boyunca onu bulabildin mi?! Ben buldum."
"Çınar kapa çeneni abi. Kovmaktan hiç çekinmem çünkü."
Bu kez Çınar'a karşılık veren isim Emir'di.
"Ayıp ediyorsun şu an Çınar!"
Sude'nin sesindeki sinirde artarken ben ise yavaşça duyurmadan merdivenlerden iniyordum.
"Bu çocuk üstüme çullanıp beni dövmeye çalıştığında hiçbiriniz bir şey demediniz! Ben ona sadece doğruları söylüyordum."
Derin bir nefes aldığında Anıl onu yakasından sıkıca tutmuştu.
"Bir daha, onu önemsemediğimi bırak söylemeyi Çınar, ima bile edersen seni yemin ederim öldürürüm. Bulmaya çalışmadığımı mı söylüyorsun? Tükendim ben."
Çınar'ın yüzünde tehditkar bir gülümseme oluştu.
"Miray olsa onun karşısında da bu kadar kolay tehdit edebilir misin beni Anıl?"
Susamadım. Açtım ağzımı.
"Miray olsa.." dedim. Hepsinin gözleri birden bana dönerken cümlemi tamamladım.
"Anıl'a bunları söylemene izin vermeden sana siktiri çekerdi."
Çınar'ın gözleri bana hayal kırıklığıyla bakarken diğerlerine şu an bakacak gücü kendimde bulamıyordum.
"Miray öyle söylemek iste-"
"Ne söylemek istedin peki?!"
Gözlerini kapattı. Gözlerimi özür dilercesine Anıl'a çevirirken o da yavaşça Çınar'ı bırakıp bir adım geri çekildi. Bende devam ettim.
"Sen ona bunları nasıl söyleyebilirsin Çınar?! Ne hakla? Sana onca şeyi anlatmışken nasıl söylersin?!"
Çınar gözlerini tekrar açtığında suratımda görebileceği tek ifade tiksinti oldu. Tiksiniyordum. İğreniyordum.
"Sen beni Anıl'ın suratına bunları vurabilmek için mi buldun?! Hangimiz daha çabuk bulacak iddiası mı oynuyorsun, ne yapıyorsun Çınar?!"
"Miray ben.. öyle değil."
Gözümden bir damla yaş aktı.
"Seni bir daha görmek istemiyorum."
Hepsinin gözü şokla açılırken Anıl hızlı adımlarla bana yaklaştı.
"Küçük bana bak.. hey bana bak."
Başımı ona bakmam için çenemden tutup hafifçe kaldırırken gözlerimin içine bakıyordu.
"Kendine zarar verecek bir şey yapmana izin veremem. Onu özleyeceksin. Büyütülecek bir şey değil. Yapma küçük."
Karşımdaki adam ona neler söylenmesine rağmen Çınar'ın gitmemesi ve bana zarar gelmemesi için uğraşıyordu.