57.Bölüm Evli,Mutlu,Çocuklu

8.2K 457 178
                                    

Aile! Nedir ki aile?
Kime sorulsa bu soruya verilen cevaplar hep aynıdır. Aile demek evlilik ile bağı ile oluşan insan topluluğudur.

Evlilik ise  bir deftere atılan küçük bir imza ile, iki kişinin hayatlarını bir ömür birbirlerine ait kılmaktı. Helede aşık olduğun insanla yapılınca daha bir anlamlı daha bir yaşanılır oluyordur kuşkusuz.

Peki bu dünyada kaç insana nasip olurdu ki aşık olduğunla evlenmek. Acaba kaç insan bu kadar şanlı olabilirdi ki. İşte Leyal ve Giray o şanslı olan insanlardan sadece ikisiydi. Biri asla evlenip karmaşık hayatıma kimseyi ortak etmem, ben asker adamım ne olacağım belli olmaz derken. Diğeri ailesini küçük yaşta kaybettiği için ailenin ne demek olduğunu doğru dürüst bilmeyen biriydi.

Ama işte hayat o kadar sürprizlerle doluydu ki daha bir buçuk yıl önce "Ben görevimi yaptım yokluğumda soyadım emanetimi büyüttü kendi ayakları üzerinde durdurdu. Artık varlığımda omuzlarımda bir yük taşımak istemiyorum. Yokluğumda yuva olan bu ev varlığımda artık sadece komşu evi olacak ona oda ben yokken.

Yükümü azat ediyorum geldiğinde söylersiniz yolu açık olsun. Boşanma evrakları hazır ben imzaladım" diyen adam şimdi karşısına geçmiş evleneceklerini söylüyordu.

Genç kız kocasının son söylediği ile yavaşça ayağa kalkmış sonrada gözlerinin içine bakarak onunda ayağa kalkmasını sağlamıştı. İkili arkalı önlü kendi odalarına doğru giderken salonda kalanlar genç kızın birşey söylemeden gitmesine çok şaşırmıştı.

Sedef;
"Neydi şimdi bu? Siz bir şey anladınız mı?

Ateş;
"Acaba evlenmek istemiyor mu ki?"

Ezgi;
"Zannetmem. Bence başka bir şey var. Ben limonumu tanırım. Bekleyelim birazdan anlarız."

Ayşe hanım;
"Valla ben onu bunu bilmem buraya kadar gelmişken bu iki inatçı keçiyi evlendirmeden ahanda şurdan şuraya gitmem. Benim şu yalan dünyada kalmış iki günlük ömrüm, ondada torun sevmeden ölmeye niyetim yok."

Altan bey;
"Allah esirgesin be annem. Hem sen eski topraksın bizi bile gömersin korkma."

"Aaaa üstüme iyilik sağlık ne gömülmesi bee. Ben onu lafın gelişi öyle söyledim. Yoksa benim öyle kolay kolay ölmeye niyetim yok. Neyse onu bunu boşverin o ikisi öpüşüp koklaşmaya gitmişlerdir içeriye biz asıl meseleye gelelim."

Kenan Hoca;
"Neymiş ki asıl mesele?"

Sedef;
"Ne olacak tabikide kız isteme."

Ezgi;
"Ayy çok heyecanlandım şimdi. Leyal duyunca çok mutlu olacak. Küçüklüğümüzden beri en büyük hayaliydi isteme töreni. Eskiden mahallemizde Sinem diye bir ablamız vardı. Onu istemeye gelmişlerdi. Bizde mahallenin çocukları ile gizlice pencereden izlemiştik içerdekilerini. Sinem abla çok mutluydu o gün.

Bütün arkadaşlarına sürekli hayatımın en güzel günü diyordu. Leyal'de bende çocuk aklımızla o kelimeye çok takmıştık. Ben sonraları çok önemsemedim ama o sürekli istemesinin olacağı günü hayal edip durmuştu. Bence bunu düşünmekle çok iyi yaptın sultanım."

"Tabiki düşünecektim. Keşke anası,babası, Edip bey ve ahiretliğimde hayatta olsaydı da onlardan isteseydim kuzumu. Ama İşte kader böyle olmasını uygun gördü. Bizimde ona karşı boynumuz kıldan ince. Yinede yanlız değil benim kuzum bizler varız onun yanında son nefesine kadarda olacağız. Neyse sen konuştun mu Mehmet ile yarın gelecekler mi?"

Altan;
"Konuştum konuştum yarın sabah burda olacaklar inşallah. İkiside çok sevindi burda olmaktan. Ama şunda anlaşalım Leyal'i benden isteyeceksiniz ondan değil."

RUHUM SENİ SEÇTİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin