Selam.
Umarım beğenirsiniz.
Keyifli okumalar. 🥺💜Taehyung
Yine onunlaydım.
Son birkaç gecedir rüyama giren adamla.
Bu sefer tam önümde yürüyordu. Sarayın içinde olmalıydık. Bir koridordaydık. Asılı birkaç tabloyu ve koridor boyunca dizilmiş meşaleleri görebiliyordum.
Tık tık eden ayakkabısı yavaşlar gibi oldu. Korktum ama bu sefer karşısına çıkmaya kararlıydım. Korkmamalı ve yüzleşmeliydim onunla. Henüz yüzünü bile görememiştim.
Arkasını dönmedi. Sadece durdu. Prens olmalıydı. Bu sarayın prensi çünkü güzel bir kıyafeti vardı. Arkadan bile fiziği çok güzel görünüyordu. Dar giyindiği için hatları belli oluyordu. Güzel bacakları, biraz kaslı kolları ve hatta ince bir beli bile vardı.
Kafasını hafif yana eğmiş, bir şeyler düşünüyor gibi duruyordu. Birkaç adım atıp yanına gitmeyi düşündüm.
Bugün yanına gidip kim olduğunu öğrenmeliydim. Belki de tanıdığım biriydi. Kimi kafamda bu kadar yüceltmiştim de rüyamda prens kılığına bürünüp karşıma çıkıyordu?
Sessiz adımlarımla ona doğru yürümeye başladım. Adrenalinden dolayı kalbim 2 kat hızlı atıyordu. Az bir mesafe kalmıştı. Karşısına geçip ne demeliydim? "Hey sen de kimsin?" "Rüyamda ne işin var?"
Rüya olduğunun farkında olduğum bir rüya görüyordum. Delirmiş olmalıydım.
Aramızda bir-iki adım kalmıştı ki birden arkasını dönüp beni duvara yasladı. Aniden duvara yaslanmanın verdiği acıyla ufak bir çığlık attım.
Yüzüne göz gezdirdim. Büyük gözleri, hafif çıkıntılı yuvarlak burnu ve küçük dudakları vardı. Onu kesinlikle tanımıyordum. Ama yakışıklı olduğunu söyleyebilirdim. Ve de güzel.
Hala az önceki duvara fırlatılışımdan dolayı nefes nefese solurken "Sen kimsin?" dedi.
Bu soruyu asıl benim sormam gerekiyordu.
"Asıl sen kimsin?" dedim.
"Dalga mı geçiyorsun benimle? Benim sarayımdasın farkında mısın?"
Ah öyle mi olmuş?
"Peki sen rüyada olduğumuzun farkında mısın?"
"Ne saçmalıyorsun sen?" Kaşları sinirle çatılmıştı.
"Benim rüyamdayız. Birkaç gecedir seni görüyorum."
"Kurgusal bir karaktermişim gibi konuşma." Hafif çarpık gülüşüyle demişti bunu.
"Ama öylesin. Gerçekten."
Boğazımdaki kolunun dış kısmını biraz daha ittirerek "Saçmalama ve bana adını söyle." dedi.
"Taehyung. Sen de adını söyle."
"Beni gerçekten tanımıyor musun?"
"Tanımıyorum. Neden rüyamda tanımadığım birini görüyorum onu da bilmiyorum. Ve bu kişi beni neden sorguya çekiyor onu da bilmiyorum."
"Rüyada değiliz. Önce şunu bi anla."
Çok gerçekçi ben de biliyorum ama geri yatağımda uyanıyorum.
Daha fazla uzatmamak için bunu içimde tuttum.
"Peki diyelim ki bu rüya değil. Sen kimsin?"
"Jungkook. Prens Jeon Jungkook." Küçük dudakları büzülerek konuşuyordu. Bu görüntü çok tatlıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
1949 / taekook
Teen Fictiontaehyung her gece rüyasında bir prensi görüyordu. onu, onun krallığını, onun sarayını... onunla vakit geçiriyordu ve rüyasından uyanıyordu. ama sorun şuydu ki 2 evren vardı ve taehyung aslında rüya görmüyordu, boyut değiştiriyordu..