Küçük Ruh

182 32 11
                                    

Polisin aradığı suçluyu bulmak için birkaç ruh göndermek üzereydim. 'Yurisa suçluları yakalaman güzel fakat gönderdiğin ruhları dikkatli seçmelisin' duyduklarım ile şaşkınca ona bakmaya başladım. 'Ruhlara görev verirken onlara görünür olma hakkı da veriyorsun. Ya ruhlardan biri bunu kötülük yapmak için kullanırsa? O zaman ne yapacaksın' dedikleri şüpheye düşmemi sağlasa da güldüm ve "Ben onlara güveniyorum. Kötü bir şeyler yapmazlar" dedim. Eğer o gün olacakları bilseydim asla böyle bir cümle kurmazdım.

Daha sonraki saatlerde suçluyu bulmak için gönderdiğim ruhlardan sadece ikisi dönmüştü. Diğer ruhun nerede olduğunu sorduğumda bilmediklerini birden ortadan kaybolduğunu söylemişlerdi. O sırada telefonumdaki son dakika haberlerine bakıyordum ve birden karşıma çıkan haber ile sinirle doğrulmuştum. 

Haberde birden tuhaf bir şeyin ortaya çıktığını ve insanlara zarar vermeye başladığı yazıyordu. Detayları okudukça daha fazla şoka uğruyordum. Bu tuhaf kişinin kızlara dokunmaya çalıştığı engel olmaya çalışanları ise uzak köşelere fırlattığı yazıyordu. Fakat yakalanamadan kahramanlardan ve polislerden kaçmayı başarmıştı.

"Bu o ruh değil mi? Benim kötüyü yakalaması için yolladığım" suçluluk duygusu tüm benliğimi doldururken sorduğum soruyu kafasını sallayarak cevaplamıştı. Benim yüzümden , benim gücüm yüzünden bugün insanlar acı çekmişti. 

O gün güçlerim ile ruhu yakalamış ve cezalandırmıştım. Onları gönderebileceğim bir cezaevi olmadığı için cezasını ben vermiştim. Her ne kadar birine acı çektirdiğim için üzülsem de onun benim gücüm ile insanlara zarar vermesi her şeyin önüne geçiyordu.

Uyandığımda rüyamda gördüğüm anıların etkisiyle bir süre kendime gelememiştim. O günden sonra acımasız olmak zorunda kalmıştım. Nasılsa öldüler kötülük yapmak için bir nedenleri yok dediğim için insanlar zarar görmüştü. Bir daha böyle bir hata yapmamak için çok dikkat etmiştim. 

Daha sonra bugün derslerin tekrar başlayacağı aklıma geldiğinde hızla ayağa kalktım ve hazırlanmaya başladım

~

Bahçede dersin başlamasını beklerken Aizawa Sensei ve Present Mic in acil bir işleri çıktığı için gelemeyeceklerini öğrenmiştim . Her ne kadar merak etsem de onları sürekli izlemek özel hayata saygısızlık olacağı için ruhları göndermemiştim. 

Bizler derste ne olacağını merakla beklerken All Might iş etüdünde neler yaptığımızı öğrenmek istediği için robotlarla savaşmamız gerektiğini söylemişti. İş etüdündeki gibi gruplara ayrılacaktık. Bu durumda ben o üç baş belasıyla aynı grupta oluyordum . 

'B-bana yardım eder misiniz?' dersin başlamasını beklerken duyduğum soruyla yanıma dönmüştüm. İlkokul yaşlarında olan bir çocuk gözleri dolmuş bir şekilde bana bakıyordu. Hızlıca ona yaklaştım ve dizlerimin üstüne eğilerek onunla göz teması kurmaya başladım. "Sen de kimsin? Neden yardım istiyorsun?" Sorduğum soruyla başını yere doğru eğdi 

"Yurisa her şey yolunda mı?" All Might ın sorusuyla çocuk kaçmasın diye kolundan tuttum ve onlara döndüm. Bana merakla bakıyorlardı. Kafamı onaylarcasına salladım ve çocuk fark etmeden yeşil dumanların onu sararak diğerlerinin görmesini sağladım. Küçük bir çocukla konuştuğumu anladıklarında dumanları geri çektim ve "Küçücük bir işim var Sensei kusura bakmayın" diyerek çocuğu kendimle beraber başka bir köşeye çektim. 

'A-ailem beni görmüyor. Fotoğrafımın başında ağlıyorlar ama beni görmüyorlar. O-onlara seslendim ama duymadılar. Bir amca bana yardım edebileceğini söyleyerek beni buraya bıraktı' Derin bir nefes aldım ve bu durumu ona nasıl açıklayacağıma karar vermeye çalıştım. "Sana bunu ben açıklayamam ama ailen için bir şey yapabilirim. Eğer istersen"

Gerçek KahramanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin