8. Bölüm Dedektif Alicia Aziz Clarke'ın Peşinde!

395 51 34
                                    

'Bir yanım seni tanımayı isterken, diğer yanım reddediyor.

Bir yanım saf, bir yanım şeytan'

Mezarlığa varmamızın üzerine yarım saat geçmişti. Tabii arabayı ben kullandığım için, deli gibi gelmiştik. Aklımda bin tane tilki dönerken, şimdi de 'mezarlıkta cinayet' adlı oyuna dahil olmuştum. Hemde sevdiğim insan üzerinden olmuştu bu durum..

Tam şerit çekilen yere ilerlemiştim ki;

'Alicia!'

'Baba?' 

Babamın bana seslenmesi ile durup ona bakmaya başladım. Babam elindeki kartı gösterip olduğumuz yere doğru gelmeye başladı.

'Burada ne işin var?'

'Annenin mezarı başında bir ceset? Bence yeterli bir neden!'

'Baba şu an cidden olmaz. O kız...'

'O kız ne Alicia? Neler dönüyor bu lanet yerde?'

'Mezarlıktayız. Ve inan baba şu an olmaz. Lütfen git. Ben gereken her şeyi hallederim'

'O kız kim Alicia? Bu telaşın annenin mezarı için olmadığını varsayıyorum'

'O kız Clarke Griffin olabilir. Müdürüm. O yüzden sadece git ve başka soru sorma'

'Alicia!'

'Arkadaşlar babamı dışarı alalım lütfen, derhal!'

'Alicia dedim sana!'

Babam seslense de bakmadım arkama ve şeriti geçip mezarın başına ilerledim. Cesette ki sarı saçlar kanla kaplanmıştı. Arka taraftan başa alınan bir darbe ile ceset aniden yere yığılmış görünüyordu. Kurtulma ihtimali olabilirdi. Ama kan kaybı ve baygınlık yüzünden malesef ki bu durum ölümle sonuçlanmıştı. Ve ola ki, bir yaşaama durumu olursa diye de bilekleri kesilmiş ve bir kan akışı da öyle verilmişti bedene. 

'Alicia' diye seeslendi Alex. Ben hala cesedi arkadan izliyordum. Yüzünü döndürmeye cesaretim yoktu. 

Hep bir kayıp vermek zorunda olduğumuz bu hayat, bir kez olsun mutlu etmiyordu biizi. Fazla da sorgulamaya gerek yoktu sanırım. Bu meslekteysen kayıpların artardı. Çünkü düşman kazanıyordun. Babam annemle başladı kaybına. Ben ise önce annem şimdi Clarke. Aksiyon dolu o sokaklardan ya sağ çıkarsın ya ölü. Ya da yaralı. Üç seçenek sunuluyor sana, hayat tarafından. Ve başka şansın da olmuyor..

Ben bu düşüncelere dalmışken, Alex tekrar seslendi bana. Ve ona dönüp,

'Bakabilirsin Alex' dedim. Dedim ya bende cesaret yoktu. Olamazdı da...

Alex cesedi, yaavasca bize doğru çevirdi. Yüzü artık tam net karşımdaydı.

'Clarke!'



Olay yerindeki işimiz bittikten sonra, Alex ve Elisa merkeze geçtiler. Bende arabama atlayıp bildiğim tek adrese sürmeye başladım. Clarke'a..

Evet o ceset Clarke'a ait değildi. Ama bu durum onun yaşadığına ya da tehlikede olmadığına işaret değildi. O yüzden bildiğim yerden başlayarak onu aramaya karar verdim.

20 dakika sonra, evinin önünde durdum. Hızlı bir şekilde indim. Tam kapıyı çalacaktım ki, bahçeden ses duydum. Elimi belimde ki silaha atıp bahçeye doğru ilerledim. Bahçe duvarından biri atlamıştı içeriye doğru. Kafasında şapka takılı olduğu için seçemedim kim olduğunu. Elinde bir şeyler ile uğraşıyordu. Ne olduğunu göremiyordum. O yüzden silahı çektim elime alıp doğrulttum;;

DEDEKTİF (gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin