Bölüm 9

152 12 2
                                    

Şarkı: Sia-Fire Meet Gasoline

DAMLA

Odamda ileri geri giderken Buğra’nın telefonu açmasını bekliyordum. Lanet olası neden açmıyordu bilmiyordum fakat açınca küfredeceğim kesindi.

‘’Alo?’’ Nefes nefeseydi.

Kaşlarımı çattım.

‘’Sonunda! Hiç açmasaydın.’’

‘’Beni çok mu özledin güzellik?’’

‘’Salak mısın Buğra? İşimiz var.’’

‘’Büşra ne yapıyor?’’

‘’Sıçarım Büşra’na. İşimiz var diyorum sana.’’

Alaylı sesini takındı. ‘’Ben ikinize de yeterim kavga etmenize gerek yok.’’

‘’Ya Allah'ım sen sabır ver.’’ diye söylendim. ‘’Buğra beş dakika içinde kapıda olmazsan seni öldürürüm.’’

Telefonu kapatıp çantama attım ve ayakkabılarımı giyinmeye başladım. Araba almaya gidecektim ve bunu sadece Buğra’yla yapabilirdim. Kızlarla gitsem mızmızlanırlardı ve benim Buğra’dan başka da arkadaşım yoktu. Kapının çalmasıyla kapıyı açtım ve karşımda sırıtan bir Buğra gördüm.

‘’Ooo kanka.’’ Yanaklarımı sıktı.

‘’Ne kankası be kıro musun?’’

Gözlerini devirdi. ‘’Damla seninle çıkmayacağım. En yakın arkadaşından hoşlanırken seninle nasıl çıkmamı beklersin seni aşağılık.’’

‘’Buğra devrelerin falan mı yandı?’’ diye sordum nefesimi verirken.

‘’Öf sana da şaka yapılmıyor be ne huysuzsun. Bundan sonra sana huysuz diyeceğim.’’

Önden arabaya doğru yürümeye başladı. Sonra birden durdu ve bana döndü.

‘’Nereye gidiyoruz?’’

‘’Araba alacağım.’’ dedim sırıtarak.

‘’Vay! Hangi marka? Hangi model?’’ diye sorularını sıralamaya başlayınca kahkaha attım.

‘’Oğlum dur bir nefes al ya.’’

‘’Audi A8 Long istiyorum.’’ deyince ‘’Arabanla evlenebilir miyiz?’’ diye sordu.

Kahkaha attım. ‘’O bir erkek olacak.’’

‘’Yaa.’’ Dudak büzdü ve sürücü koltuğuna geçti.

Yolda ilerlerken bir şarkı mırıldanıyordu ve sesi orta dereceydi. Yani çok şükür katlanılamayacak derece değildi. Öyle olsaydı ağzının ortasına vururdum. Sonunda Audi mağazasına geldiğimizde arabadan indik ve arabamı almak için içeriye girdik.

Arabayı aldıktan sonra Anıl’la olan yemeğim için hazırlanmaya, eve doğru sürdüm. Sonunda hayalimdeki araba benimdi ve şu an onun rahat koltuğunda oturuyordum. Bu arabayı sürmek bir harikaydı.

Eve vardığımda arabadan indim, kapıyı açtım. Zeus’un bana doğru koşmasıyla kucağıma aldım ve odama doğru çıktım.

‘’Oğlum ne haber?’’ dedim öpmeden önce. Dudağımı yaladığında kahkaha attım ve yatağıma bıraktım. Dolabımı açıp yemek için uygun bir elbise seçtim ve hazırlanmaya başladım.

Anıl her ne kadar beni almak için ısrar etse de ona ev adresimi vermemiştim. Kendi arabamla giderdim. Sapık falan çıkardı sonra kızların başı da yanardı.

DÖRTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin