Jaehyun otobüsün camına yasladı başını. Yeri yanında heyecanlı şekilde bir şeyler anlatsa bile odağı onda değildi. Bakışları çaprazındaki koltukta oturan Taeyong ve Doyoung'un üzerindeydi. İçi içini yerken çaresizce onları seyretmekten başka yapabileceği bir şey yoktu Jaehyun'un. Taeyong'un her gülümsemesini Doyoung'a gösterdiği an Jaeyun'un kalbine bir bıçak saplanıyordu sanki.
Suratını buruşturdu, midesi kasılırken kollarını göğsünün üzerinde birleştirdi sıkıca.
''Jae, iyi misin?''
Zorlukla kafa salladı.
''İyiyim, yalnızca midem bulanıyor.''
''Anladım... su içmek ister misin?''
''Hayır, teşekkür ederim.''
Bakışları tekrar Taeyong'u buldu. O an Taeyong arkasını dönmüş kendisine bakan Jaehyun ile buluşturmuştu gözlerini fakat o bakışlar buz gibiydi, delici bir soğuklukla çevrelenmişti.
''Birazdan mola veririz...'' demişti Yeri bu defa. ''Lavaboya gidersin.''
Jaehyun kafa salladı bakışlarını Taeyong'dan çekerken. O da bir an önce bu boğucu otobüsten inmek ve serin rüzgara kendisini bırakmak istiyordu. Saat akşamın 6'sı idi ve sonbahar olduğu için hava erken kararıyordu. Dışarıda serin bir hava vardı ve her an yağmur yağacak gibiydi. Jaehyun kendini bu ferahlatıcı havaya bırakmak ve biraz nefes almak istiyordu.
Otobüs mola için durduğunda Hızlıca çantasını sırtına geçirmiş, koltuğundan kalkmıştı. Kendini otobüsten dışarı attığında tam da hayalindeki gibi serin hava suratını yalamıştı bunalmış genci rahatlatırcasına. Adımlarını hızlıca lavaboların olduğu tarafa çevirdi. İçeride bir iki kişi vardı, çantasını askılığa asmış ve yüzünü yıkamıştı serin suyla. Bakışları kirli aynadan gözüken yansımasına kaydı. Gözlerinin altı uykusuzluktan çökmüş, cildi iyice cansızlaşmıştı. Asılı duran kağıt havlulardan birkaç tane kopararak hızlıca suratını kuruladı. O sırada Taeyong girmişti lavaboya, hızlıca kendini tuvalet kabinlerden birine atarak klozete eğildi.
Jaehyun Taeyong'un kustuğunu anladığında endişelenmişti istemsizce.
''Taeyong?''
Usulca kabine yaklaştı.
''Taeyong iyi misin?''
''Beni rahat bırak.''
''Taeyong iyi misin ben endişeleniyorum.''
Taeyong alaycı bir şekilde gülerken sifona bastı.
''Beni rahat bırakmanı söyledim.''
Jaehyun'un öyle bir niyeti yoktu, tuvalet kabinin önüne oturdu ve sırtını duvara yasladı.
''Seni bekliyorum çıkana kadar.''
Taeyong cevap vermedi. Dakikalar dakikaları kovaladı. Taeyong 10 dakika sonra kapıyı araladığında, Jaehyun oturduğu yerden kalktı hızlıca.
''İyi misin, miden mi kötü oldu ya da hasta mıydın? Neden geldin Taeyong dinlenmeliydin.''
Taeyong göz devirdi öfkeyle.
''Beni ne zamandan beri düşünür oldun?''
Jaehyun'un kalbi acıdı. Bu doğru değildi, o Taeyong'u her zaman düşünürdü.
Taeyong hızlıca ellerini yıkamış lavabodan çıkmıştı sessizce.
Jaehyun'da çantasını alarak lavabodan çıktığında yağmur çiseliyordu hafif hafif.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
prom queen // jaeyong
FanfictionYonsei lisesinin en gözde en popüler öğrencisi Lee Taeyong ve ona kalbini kaptıran Jaehyun. #1 jaeyong ©jaeyongmylemondetox