bölüm 14

1.4K 166 131
                                    

İyi okumalar...

_________

Perşembe 12.17

lalisrisk:
Jungkook.
Beni AVM'de unuttun.
Bu kadar sorumsuz olacaksan ne diye aldın beni.

junguitar:
Oradan kaçmasam bütün mağazayı almandan korktum.
Malum para benden çıkıyordu.

lalisrisk:
Evime götürmüyorsun.
Bir AVM'ye getiriyorsun.
İstediklerini al ben karşılayacağım diyorsun.
Ve kaçıyorsun.
Bu sana hiç yakışmadı.
Madem bu kadar zorlanacaktın ne diye evime götürmedin.

junguitar:
Bak, Lalisa.
Kaç defa söyleyeceğim evin gittiğimiz yere ters kalıyor diye.
Alacaklarını aldıysan kapıdayım.

lalisrisk:
Kartını getir ve öde.
Bir de ben ödeyemem.

junguitar:
Kendine alıyorsun.
Ben ödemiyorum.

lalisrisk:
Ben mi almak istedim sence.
Evde bir dünya kıyafetim var.
Buraya beni sen getirdin.
Sen alacaksın.

junguitar:
Ya ne kadar inatçısın.

lalisrisk:
Adam başımda iki saattir beni dikizliyor.
Gel ve beni buradan al.

junguitar:
Kasaya geç geliyorum baş belası.

lalisrisk:
Gel paşam gel⌫
Seni batıracaktım da neyse :)⌫

...

Küçük kabinde aldığım kıyafetlerden birini giyiniyordum. Çünkü o kıyafetle gidecektim. Sonuçta bunun için geldik buraya öyle değil mi.

Son kez kendime aynadan bir bakış attım. Gayet güzel görünüyordum. Giydiklerim beni yansıtıyordu. Siyah deri etek, siyah üzerine beyaz kurukafa baskılı yarım bir tişört giydim. Üzerimdeki deri siyah ceket, ayağımdaki siyah hafif topuklu botlar ve gözlerimdeki güneş gözlükleri farklı bir uyum içerisindeydi. Siyah kısa saçlarımı açık bırakmıştım. Simsiyahtım ve şuan gayet güzeldim.

Gerçi ben her halimle ve her zaman güzelim de neyse.

Kabinden çıkmamın ardından arkası dönük olan Jungkook'u fark etmemle yanına adımladım ve kulağına yaklaşarak "Hazırım." diye fısıldadım. Aniden arkasına dönmesiyle tökezleyerek geriye doğru sendeledim.

"Kızım böyle sessiz yaklaşılır mı ya?"

"Yaklaşılıyormuş demek ki Jeongguk."

Şaşırarak "Sen benim kimlik ismimi nereden biliyorsun?" diye sordu.

Kıkırdadım.

"Yani ben seni araştırdım da öğrendim. Senin aynı beni araştırman gibi."

Göz kırparak önden ilerlemeye başladığımda peşimdeki sesli adımlarla onun da geldiğini anladım. Kapının önüne çıktığımızda vale anahtarı Jungkook'a uzatarak benim kapıma yönelmiş ve açmıştı. Bu kibar tavrı karşısında ufak bir tebessümle baş selamı verdim ve arabaya bindim.

Arabaya geçtiğimizde kemerlerimizi takmış ve sırtımızı iyice yaslamıştık. Jungkook, arabayı çalıştırdığında arabasının üzerini açtı. Bende radyoyla uğraşıyordum. En sonunda hoşuma giden müziği duymamla dans ederek ve mırıldanarak eşlik etmeye başladım. 

guitarist | texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin