↬ 0.1

1.3K 118 75
                                    

''Tanrım... umarım beni tanımaz.''

Taeyong söylenerek inmişti eski model arabasından. Elindeki kağıdı sıkı sıkı tutarken sırt çantasını sırtına geçirmiş, kahverengi, aralarında mavilikler olan saçlarını düzelttikten sonra, öfkeyle arabasının kapısını kapatmıştı.

Başını kaldırdı oflayarak. Önünde gökyüzüne uzanan bir gökdelen vardı ve Taeyong bugün bu gökdelenin 27. katına çıkacak ve 3 numaralı dairede, Kore'yi kasıp kavuran kpop yıldızı Jung Jaehyun ile röportaj yapacaktı. Yani kendi söylemiyle Jung pislik herif Jaehyun ile.

''Neden, neden ben yapmak zorundayım bu röportajı sanki?''

Öfkeli adımlarla güvenliğin yanına adımladı. Boynunda aslı duran kartı göstererek, ''Lee Taeyong...'' demişti. ''Royal magazinde muhabirim Jung pisli- şey yani Jung Jaehyun ile röportajım vardı.''

Yapmacık bir gülümsemeyle adama bakarken, görevli Jaehyun'u aramış ondan onay aldığında Taeyong'un bahçeye girmesine izin vermişti.

Taeyong büyük binaya adımlarken gergindi. Her attığı adımda ona biraz daha yaklaştığını bilmek gerginliğini zirveye taşıyordu. Yıllar sonra ilk aşkını tekrar görecek olmanın verdiği gerginlik hakimdi vücuduna. İlk aşkı dediysem yanlış anlaşılmasın, Taeyong şu an nefret ediyordu Jaehyun'dan. Lisede kendisine zorbalık yapan birisinden hâlâ neden hoşlansındı ki zaten? Bir de bu herif utanmadan idol mü olmuştu?

''Hah...'' dedi asansörün düğmesine basarken, ''Kıçımın idolü.''

Elini sinirle beline koydu.

''Verdiğim çikolatayı hayvan gibi yedikten sonra nasıl beni küçük görebilirsin? Hayır, bir de kendim yapmıştım o çikolatayı madem kabul etmeyecektin neden yedin?''

Söylenerek ayaklarını yere vurdu.

''Neden gelmiyor bu lanet asansör?''

O sırada bakışları asansörün üzerindeki küçük kağıda kaydı.

''Arızalı mı?''

Ne yani 27 kat merdiven mi çıkacaktı?

''Tanrım bu bir şaka mı? Sikeyim seni Jaehyun.''

Adımları gerisin geri gidiyordu merdivene adımlarken. 27 kat nasıl tırmanacaktı?

''Pislik herif.'' diye söylendi sinirle solurken. ''Bir de ayağına gidiyorum beyefendinin?''

Durdu birkaç saniye daha şimdiden yorulmuştu.

''Hayır, neden idol olmuş ki? Neden yani? Yakışıklı bile değil.''

Duraksadı.

''Saçmalama Taeyong yakışıklı olduğunu biliyorsun. Evet, fakat kişiliği berbat öyle değil mi?''

Tekrar durdu. Dakikalar dakikaları kovalamış söylene söylene 7 kat çıkmıştı ve 20 kat daha uzanıyordu önünde.

Derince bir nefes aldı.

''Pipin kopsun senin Jaehyun.''

Sinirle soludu.

Suratını buruşturdu istemsizce.

"Ah tanrım, ne diyorum ben?''

Ellerini dizlerine koydu, nefes nefese kalmıştı.

''Sadece magazin muhabiri olmak istemiştim. Kaosa aç bünyem ünlü hayatına uyum sağlar, dedikodular eşliğinde mutlu olurum sanmıştım fakat bu ne? Jung pislik herif Jaehyun'un ayağına gidiyorum. Bana verecek güzel bir hikayesi olsa iyi olur.''

Hızlandı. Sızlayan bacakları artık dermanı kalmadığını bağırsa da Taeyong pes etmedi ve kalan 3 katı daha sakince çıktı. Sonunda 27. kata ulaştığında dönen başını tuttu öfkeyle. Saç dipleri terlemiş, nefes alış verişleri hızlanmıştı.

''Lanet olsun...'' diye söylendi derince bir nefes alırken. Terli alnını kurulamış, saçlarını gelişi güzel düzeltmişti. Biraz kendine geldiğinde usulca 3 numaralı dairenin önünde durarak zili çaldı.

Kapı yaklaşık 30 saniye sonra açılmıştı. Taeyong bakışlarını kapıyı açan uzun boylu gence çevirdi. İşte karşısındaydı. 8 yıldır görmediği ilk aşkı, kusursuz gülümsemesi ve sevimli gamzeleriyle karşısında durmuş ona bakıyordu.

''Jaehyun...'' diye söylendi Taeyong istemsizce. Bu isim yıllar sonra ilk defa bu kadar güzel bir şekilde dökülüyordu dudaklarından.

Jaehyun tek kaşını kaldırmış, Taeyong'un yaka kartına bakmıştı.

''Royal magazinden Lee Taeyong. İçeri geçebilirsin.''

Taeyong kirpiklerini kırpıştırdı. Kafasını iki yana salladı kendine gelmek istercesine. Aralık duran kapıdan içeri adımlamış, bakışlarını birkaç saniye lüks dairenin içinde dolaştırmıştı.

''Otur.''

Jaehyun düz bir sesle konuştuğunda, Taeyong usulca karşısındaki koltuğa kurulmuş, elinde tutmaktan kırışan kağıdı cam sehpanın üzerine bırakmıştı usulca.

''Gergin misin, ellerin neden titriyor?''

Jaehyun söylendiğinde Taeyong utangaçça ellerini kaçırdı.

''Şey, merdiven çıktığım için biraz yorgunum.''

Jaehyun'un kaşları havalandı.

''Asansör?''

''Şey bozuktu...''

Jaehyun'un dudakları kıvrıldı bu sefer.

''Sağdaki bozuk evet fakat soldaki değil.''

Taeyong'un suratı ifadesizleşirken, bunca katı boşu boşuna çıktığını fark etmesi birkaç saniyesini almıştı. Eliyle sakinleşmek istercesine kotunu sıktı. Elleri istemsizce yumruk olmuş, Jung pislik herif Jaehyun'un suratına bir adet patlatmak için hazırdı.


⸻ ♡ ⸻

omg umarim eğlenirsiniz okurken, oy vermeyi unutmayın... <33

 <33

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
anti fan // jaeyongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin