Gözleri karanlıkta seçemediği kuytu köşelerde dolaşıyordu. Sonunda çocukluğunun , masumluğunun geçtiği yere geri dönmüştü.. Şimdi ne yapacaktı peki? Pekala geri dönmüştü ama ne yapacağını bilmiyordu. Nerede kalacaktı? Veya kardeşi kendisini hafızasından tam olarak silmiş miydi? Bunu öğrenmenin tek bir yolu vardı. Kardeşi Mia'ya mesaj yazacaktı. Paltosunun cebinden çıkardığı telefonunun kilidini açıp numara rehberinde dolaşmaya başladığında eli bir ismin üzerinde durmuştu. ''Çocukluğum'' kardeşine çocukluğunu adamıştı genç ve bir o kadarda yaşlı olan Rose.. Canından çok sevmişti belki de onu.. Numaranın üzerine tıklayıp mesaj yazıp yazmama kararı verirken yazmaya başladı..
~Mia geri döndüm.. Sen de yakınlarda yani Mystic Falls'taysan beni bulmanı istiyorum. Şimdilik meydanda olacağım.
Evet.. Şimdi geriye beklemek kalıyordu. Kardeşi öfkeyle mi geri dönecekti? Yoksa özlem ile mi? Sadece beklemek gerekiyordu.. Gecenin ıssız bucaksız sularında aynı yeri dönüp dolaşmaya devam ediyordu. Telefonunu hala elinde tutuyor dakika başı mesaj gelip gelmediğini kontrol ediyordu. Birkaç dakika sonra telefonuna gelen mesaj ile yüzü düşmüştü. Mesaj kardeşindendi.. Ama bir sorun vardı. Kardeşi ya numarasını silmişti ya da kızgınlığından ablasını tanımamazlık yapıyordu.
Mia: Kim olduğunuzu ve neyin nesi olduğunuzu bilmiyorum. Ayrıca tanımadığım bir kişiyi aramaya gelemem.
Korktuğu başına gelmişti.. Fırtına da köklerinden ayrılıp yıkılan ağaçlar gibi Rose'da yıkılmıştı. Gözleri geceyle birleşmiş , gözyaşları ise kendisine ihanet etmişti. Her ne kadar bir vampir olsa bile duygularını kapatmayı hiç düşünmemişti. Her anısını teker teker hissedip yaşamıştı hayatında.. Gecenin karanlık sularını aydınlatan sokak lambaları eşliğinde yürümesini sürdürüyordu. Eski arkadaşı Felix'in burada olabilme ihtimali vardı. Son çare ona yazacaktı veya bir otele yerleşecekti. Felix çocukluk arkadaşıydı kendisinin.. Kardeşi , Felix ve kendisi mükemmel bir üçlüydüler. Günleri durgun geçmez , çoğu zaman bir yere girip orayı karıştırıp dağıtmadan girdikleri yerden ayrılmazlardı.. Koyu kahve tonlarına yakın saçları ve koyu gri tonlarındaki gözleriyle 1.80 boylarında bir kişi beliriyordu önünde sanki.. Telefonundan Felix'in numarasını bulup son kez ona mesaj yazmaya başlamıştı.
~Felix ben Roselina. Mystic Falls'a geri döndüm. Umarım sen de buradasındır. Buradaysan seni meydan da bekliyor olacağım beni alırsan iyi olur.
Rose arkadaşına mesajı gönderdikten sonra olduğu yerde beklemeye başlamıştı. Birkaç dakika sonra gelen olumlu mesajdan sonra bayadır görmediği arkadaşı Felix'i göreceğinden neşeli bir şekilde meydanda durmaya devam etti. Gece kendisine göz kırpıyor , yıldızlar şarkı söylüyordu sanki o an.. Kendisi de düşünceleri arasında dans ediyordu belki de. Önünden geçen her kişiyi dikkatle süzüyor , Felix'i bulmayı umuyordu. O sırada tanıdık bir ses kulaklarını doldurmuştu. ''Ah.. Roselina , seni bütün yol boyunca aramak zor oldu fakat artık buldum.'' Felix sözlerini bitirdiği anda konuşmasına fırsat vermemiş kendisine sarılmıştı. Rose'da arkadaşına sarılıp ona sarılmayı bıraktığında konuşmaya başladı. ''Seni uğraştırdığım için özür dilerim Felix. Ama tekrardan görüşmemiz iyi oldu. Lakin bir şey eksik. Küçük kardeşimi buralarda gördün mü?'' diye endişeli bir ses tonuyla sormuştu. Felix'in gözlerinden okunan mutluluk olumlu cevabı işaret etse bile belki de yalan söylüyordu. Felix kendisi ile birlikte yürürken kendisini dinlemişti. Alexia'dan bahsettiğini anlamış olacak ki konuşmaya başlamşıtı. ''Ah evet Alexia ile dün burada Grill'de karşılaştık. Sonra birlikte dün akşam olan partiye katılmak için New Orleans'a gittik.'' demişti. Daha sonra biraz sessizliği korumuş bir süre sonra tekrar konuşmasını sürdürmeye devam etmişti. ''Evet sanırım numarasını sildiği kişi sensin. Bana telefonunda kayıtlı olmayan birinden mesaj geldiğini söyledi. Galiba o sendin.'' dedi. Kardeşi numarasını gerçekten silmiş miydi. Görüşmeyeli neredeyse doksan yıl olmuştu. Felix ile Roselina yürümeye devam ettiler. Daha sonra Felix'in arabasının önüne geldiler. "Hadi gel bu havada donarak ölmeni istemeyiz. Gerçi ölüsün zaten yaşlı vampir.." dedi gülerek. Birlikte arabaya bindiler. Felix arabayı çalıştırdı. "Eee nereye gitmek istersin. Burda kalmaya devam mı edeceksin yoksa Alexia'nın başına bela olmak için New Orleans'a mı." dedi. Felix ne cevap vereceğini biliyordu. Daha sonra hafifçe güldü. "Tabiki bunu sormaya bile gerek yok. New Orleans'a gidiyoruz." dedi. Sonrasında ise Felix arabasını yola doğru sürdüğünde ikili geceye karışarak Mystic Falls'ı terk etmişlerdi..
--------------------------
Herkese selamlar..
Bu bölümü yaklaşık 1,5 yıldır düzenlemek istesemde hep erteliyordum aslında. Sonunda artık tamamen düzenlemeyi bitirip yayınlamak nasip oldu. Bir hatam varsa şayet affola..
İlk bölümün sonunda Rosalina eski dostu Felix ile buluştu. Başlarda da biraz kardeşi açıkçası kendisini hayal kırıklığına uğrattı. Sizce ikinci bölümde Felix iki kardeşin görüşmesini sağlayacak mı? Eğer görüşürlerse Alexia'nın tepkisi sizce ne olacak?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dedektif Vampir
VampireÜç çocukluk arkadaşı.. Bir abla , bir kardeş ve en yakın dostları.. Vampir bir abla ve 90 yıldır görüşmediği kardeşinin buluşması.. ~Yazılanlar tamamen bir hayal ürünü olmakla beraber özellikle kurgulanmıştır. Keyifli okumalar dilerim..