Arkamı yavaşça döndüğümde karşımda Baran vardı. Oda benim kadar bu sınavları merak ediyordu anlaşılan.
Efsun: Senin ne işin var burada?
Baran: Onu sana sormak gerek.
Efsun: Burası benim dayımın odası. İstediğim zaman girer, çıkarım. Çabuk cevap ver! Sınavı öğrenmek için buradasın öyle değil mi?
Baran benim bu sorumla mırın kırın etmeye başlayınca;
Baran: Tabiyi ki de hayır. Odana baktım yoktun, odaları dolaşıyordum ve sen çıktın karşıma.
Efsun: Peki benden ne istiyorsun?
Baran: Iıı... şey seni dışarı çıkarmak için izin aldım.
Efsun: Ben izinsiz de çıkarım zaten senin benim için izin almana gerek yok. Ayrıca seninle dışarı çıkmak isteyen kim? Seninle aynı ortamı paylaşmak bile zulüm oldu bana.
Baran: Seninle konuşmalıyız Efsun. Bu nişan, gerçekleri öğrenmek, yalanlarlar falan filan onları çözelim bir ondan sonra. Benimde işim var gücüm var sana vakit ayıracak değilim.
Neymiş işi gücü varmış bende inandım. Küstah bir de beni beğenmiyor. Kibirli ne olacak.
Efsun: (Sinirle) Seninle nişanlı olmama hala inanamıyorum.
Elimdekileri o görmeden yerine koydum. Kapıya yani yanına gittiğimde onu boğacak gibi bakıyordum. Ona sinirleniyordum çünkü ona hissettiğim şeyleri gizlemenin tek yolu buydu.
Baran: Eğer biraz nezaket ile her şey hal olabilir.
Efsun: Nezaket dışında daha erdemli davranışlar da vardır ve sen hak etmiyorsun bunu.
Bunu söyledikten sonra kapıdan çıkıp arabanın yanına gittim. Bu saçma sapan konuları konuşup hal etmemiz gerekti. Baran da benimle birlikte arkamdan geliyordu ve arabaya bindiğimde resmen kapıyı açıp atlayasım vardı. Kalbimdeki duygu beni ne kadar sıkıştırıyorsa aynı hızla Barana daha çok sinirlenmeme neden oluyordu.
Bir saat sonra bir kafeye oturduk. Sürekli bana bakıp sırıtıyor, yüzümü inceliyordu. Ben ise ona bakmamaya çalışıyordum. Barana anlatacaklarımı biliyorum ona baktığımda küçüklüğünün yansıması geliyor aklıma, tekrar tekrar düşünüyorum olanları.Efsun: Öncelikle beni dinle! Çünkü geçmişi benim ağzımdan dinlemezsen o gözlerini oyarım sonra bakamazsın bana.
Baran: Anlat fakat benim gözlerim sadece gerçekleri görür.
Efsun: Yıllar önce yani biz küçükken benim annem ve senin annen arkadaşmış hatta biz 3 yaşımıza kadar birlikteydik. Bir gün senin annen benim annem biz falan araba ile bir yolculuğa çıkmışız ama arabada sadece biz değil ablam ve abim de varmış. Hatırlamıyorum o kadar çok ama kaza yapmışız, annem arabayı kullandığı için herkes onu suçlamış. Ablam ve abim bile, onlar o zaman liseye yeni geçmişlerdi. Yani söz haklarına sahiptiler.
Baran: İşte senin annen öldürdü annemi.
Efsun: Ya bir dur. Babam da annemi savunmamıştı. Senin annen öldükten iki hafta sonra annem değişmişti. Ablam ve abimi gözden çıkarmıştı. Benim beş dayım var ve üçünü de soyadlarını değiştirerek Avrupa'ya gönderdi. Hep beni sevmesinin bir sebebi bu çünkü benim o yaşta ona ihtiyacım varken o kendi derdindeydi. Babam ve annem boşandı ve velayet babama geçince boktan bir hayatım oldu. Annem beni babama öylece bıraktığı için hırslanıp durdu. Beni babam için kullanıyordu. Annemin tek masumiyeti o kazayı bilerek yapmamasıydı.
Baran: Gerçekten sana böylemi anlattılar.
Efsun: Evet gerçek bu ister inan ister inanma.
Baran: Senin annen bilerek uçurdu o arabayı babam bana her şeyi anlattı.
Efsun: Bir insan bir anne çocuklarını ve kendini neden tehlikeye atsın!
Baran: Kendin söyledin işte o kadın bu kadar gaddar bir insan.
Efsun: Duygusal olarak değil de mantıklı düşünür müsün?
Baran: O kazada senin annen değil benim annem öldü gerçek olan bu.
Baran karşımda resmen tanımadığım birine dönüşüyordu, gerçekleri kabul etmek istemiyordu eminim ki küçüklüğünden beri babasının baskısı altındaydı. Onu sakinleştirmem gerekti ve öğrendiğim taktikleri yapmam lazımdı. Hemen yanına geçerek;
Efsun: Baran iyi misin? Gerçekler yüzüne soğuk su gibi çarpmış olabilir.
Baran: Ben sana inanmak istemiyorum Efsun. Ben annenin bir bedel ödemesini istiyorum.
Baranın elini tuttum ve sakinleşmesi için odaklanmaya çalıştım. Baran gözlerini gözlerimde gezdirerek;
Baran: Bakma bana öyle Çiçek kız.
Efsun: Neden?
Baran: Çünkü sana aşık olmak istemiyorum.
Baranın ağzından böyle şeyler duymak beni rahatsız hissettirdi ve garip bir duyguyu yansıttı. ondan kaçmam gerekti bu yaşadığım ve yaşayacağım duygudan kaçmak.
Efsun: Ne? ne diyorsun?
Konumuz gittikçe uzaklaşıyordu, benim bir şey yapmam lazımdı ama düşüncelerim karıştı.
Onu ve duyduklarımı orada bırakıp gitmem gerekti onun ve benim için, ayağa kalktım ve yol nereyse oraya devam ettim.Baran: Efsun ben öyle demek istemedim aslında.
Yine ben kaçıyor o arkamdan geliyordu. Kalbim yanında kalmak istese de ondan uzak durmak zorundayım.
Baran: O kelimeyi içimden söylemiştim aslında EFSUN! Dinler misin beni? Neden bu kadar çok kırıldın.
Arabaya binip onu orada bırakıp gittim ve rahatça içimdekileri dökmeye gidiyordum.
Arabayı bir oramın kenarına bırakıp içine girdim ve bağırdım. Terapi gibiydi bu.Efsun: Neden ben? Ben kimsenin oyuncağı değilim beni bırakın artık beni kendi halimde bir bırakın...
En az bir saat oradan çıkmadım ve sesim kısıldı. Eve doğru giderken çok düşündüm. Kimse zarar görmeden ve benim mutlu bir şekilde okulumu bitirip geri eski hayatıma gitmem gerekti. Eve dönmeden önce Hayat'ı arayıp ona anlatmadım üzülür diye vazgeçtim. Sadece sesini duyup kapattım ve emlakçıya gidip 2+1 evlere baktım.
Eve girdiğimde açıklama yapmadan odama çıkma planı varken kapılarda karşılanmam beni üzdü.
Begüm: Efsun sen neredesin kaç saattir. Neden Baran eve tek döndü?
İsmet: Senin üstünün başının hali ney böyle?
Yalın: Odama sen mi girdin?
Efsun: Düşünmek ve kafamı toplamak için gittim ve geldim. Odana ben girdim ama sen yoktun sonra dışarı çıktım. Yeni ev kiralıyacağım ve başka soru istemiyorum ne kadar kızıp dövseniz bile fayda etmeyecek.
Ben kendime onlar da sözlerime şaşırdı ilk defa. Onların karşısında uzun uzun konuştum.
Merdivenlerden çıkıp odama girdim. Duş alıp pijamalarımı giyip yeni evimi düşünüyordum çünkü evi değil olanları düşünsem kafayı yerdim ve boş yere kağıtları harcardım.
Baran bana aşık mı olmuştu? Yoksa aşık olmak istemeyip kendini mi zorluyordu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kendi Dünyam
Chick-LitSevmeyi kendim öğrenmiştim.Kendi dünyamın içinde... Atamadığımız çığlıklar vardır hepimizin sevdiğiniz bir insandan ihanete uğramak mı daha acıdır yoksa annesi tarafından eziyet görerek yaşamak mı? Efsunun büyülü dünyasına hazır mısınız? Onun acılar...