1.Bölüm

32 6 4
                                    

                          'Yanlızlık'

Her şey çok güzeldi ama taaki o güne
kadar... Her zaman eğlenceli geçen hayat, birden kapandı. Her şey kötüye gitti ve korkutucu gitmeye başladı. Neyse başlayalım hikayeme. Bu arada ben Arda... bir gün bir partiden sonra eve geldim. Uyumaya doğru yatağama giderken, bir ses geldi ne oldu diye sopayla yavaş yavaş sesin geldiği yere doğru ilerlerken karşıma birden siyah bir cisim belirdi. Odama gitmiş ti korkuyla  titrerken birden arkamdan bir cisimin geldiğini hissettim çığlık atarak arkama baktığımda gördüğüm bir şeyin gerçek olduğunu ve bir cismin arkamda olduğunu hissettim içime bir korku düştü. Fakat çok geçti ki artık evden çıkamayacak duruma geldim. kapılar kilitlendi, pencereler kapandı, anahtarlar yere düştü ve kırıldı. Evde yedek anahtar olmadığı için kapıyı açamadım. Telefon çekmiyordu. Evden kaçma yolu ararken bir "çat" diye ses geldi ve çok korkuyordum. Çaresizce oturdum ve ağlamaya başladım. Annem ve babamla olan hatıralarımı düşündükçe daha çok ağlıyordum. İçimden dua ederken birden kendi kendime bir çıkma fikri aklıma geldi. mutfağa doğru ilerlerken sandalye kendiliğinden sallandı. Sandalyeyi alıp oturma odasına doğru ilerledim elektrikler olmadığı için bir şey göremiyordum o sıra dışarı baktım ve her şey çok korkutucuydu sandalyeyi alıp pencerenin camına vurdum. kırılıca atladım. Birinci kattaydım uzaklarda bir dağ vardı. Oraya doğru yol aldım.  Gittiğimde ay mavi olmuştu. Çok heyecanlıydım, ilk defa ayı bu kadar yakından görüyordum. Oturdum ve izlemeye başladım o zaman anladım ki çok yalnızdım ve evimin keşke burda olması ilk duamdı. Öyle bir heyecanlıydım ki içim içime sığmıyordu. Orda uyuya kalmıştım.  Uyandığımda bir yerlerde ses geliyordu fakat uyandığımda, halen geceydi. Korkmuştum. Yalnızdım hiç kimse yoktu ülkede bir tek ben vardım paralar ordaydı hepsini toplayıp Amerika'ya gittim paraların bir miktarı kalmıştıa. sıkıcıydı yeni bir arkadaşım oldu ve benim en sevdiğim,değer verdiğim bir arkadaşımdı ilk defa beni anlayan bir arkadaşım vardı eğlenceli ve geçti hayat şehrini anlat diyince gözlerim doldu, ve başladım...onunda gözleri dolmuştu 'geçmiş olsun' dedi. sonra kontrol et diyince nasıl dedim dediki kalan parayı sakla bir ay sonra gidelim tamamı dedi.heyecanlandim gözlerim doldu taştı arkadaşım artık bir kardeşim gibiydi fakat pek benzemiyordu... Bir ay sonra gittik ve hersey aynıydı annem babam gelmişti b-baba, A-anne,k-kardeşim anne! Baba! Kardeşim!! Arkadaşım koş annenler ölmedi diyince hıçkıra hıçkıra ağladım ve koştum. Annemlerin yanına gittim eve gittik arkadaşım gitmeye kıyamadı. Oda sadece yılda bir kez gidecekmiş. Hayatım boyunca en mutlu olduğum an o andı mutlu sonla kitap bitti fakat değil yalnızlık hisedilendir unutmayın ki sizi sevcek kişi sizi bir daha bırakmaz ve sizi her an sever şu an gece ikiye 10 dakika var ben halen dışardayım neyse eve gidince size anlatıcam... eve dönünce babam telaşlandı ve çok sorguya çekti. Her cevaba doğru cevap verince babam anlımdan bir öpücük kondurdu. Meğersem babam beni takip etmiş ve doğruyu söylediğimde gerçekten gururlanmış. Odama gidip uyumaya çalıştım. Sonunda tam dalarken bir ses geldi. O olayların şokunu üstümden atamadığım için tekrar telaşla gittim ve baktımda babam acıkmış dolabtan lahmacun çıkarayım derken düşürmüş ve ses çıktığında korkmuştum. Babama yardım ettim ve yedikten sonra uyuyudu. Neyse her zaman gerçek dost en iyisini hak eder. Kimse her zaman kötü durum hak etmez ve siz haklıyken kendini kötü etmeyin, her an gerçekçi olun her istediğinizin peşinden koşun insan isterse herşey olur off gece oldu 2 bayıldım gökyüzüne herşey mükemmel  arkadaşım uyumuştu. Filme başladım uyudum okula gittim. Okula gittiğimizde Rüzgar'ın kravatını çekiştirdiğıni gördüm. Zar zor nefes alıyor gibi görünüyordu. Derin bir nefes alıp verdiğini gördüm.
-Rüzgar bir sıkıntı mı var?
- Yok abi boş ver sadece nefes alamıyorum zorluk yaşıyorum.
- Kardeşim hastaneye gidelim istersen?
- Yok şimdi geçer boş ver abi geçer şimdi.

Şu andan itibaren gözlerim üstünde olacaktı. İlk ders Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi vardı ve bu işlediğim en sıkıcı ders olabilir mi? Yok olamazdı. Daha kötüsü de var. Hoca sınıfa girdi ve Rüzgar nefes alamıyordu. Suyun kapağını açıp ona uzattım. Titreyen elleriyle içti. Hoca anlamıştı.Yanımıza geldi. "Bir sıkıntı mı var oğlum?" Dedi. "Hocam nefes alamı..."
Devamını getiremedim. Hoca hemen kolundan tutup diye kolunu tutmam için gözüyle işaret etti. Rüzgar'ı tuttuk ve " İlk Yardım" odasına götürdük. Hocalar Rüzgar'ın kravatını çıkardı ve gömleğinin birkaç düğmesini açtı. Nefes tüpü verdiler. İlk yardımcılar ve ambulans çağırıp hastaneye gittik. Rüzgar'a nefes tüpü verip sakinleştirici serum taktılar. Rüzgar uyandığında hiç bir şeyi yoktu. Hocalar sadece okula gelmeyeceğini birkaç gün dinlenmesi gerektiğini söylediler. Taksiye  binip eve gittik. İkimizde uyuduk ama önce ona biraz internetten bakarak nane-limon yaptım. Uyudu...

( 3 GÜN SONRA)

- Rüzgar kardeşim  kalk.
Benden daha iyiydi
- Hmm
- Kardeşim kalk. Okula geç kalacaz.

Üstümüzü giydik ve otobüs beklemeye başladık. Kulaklığımdan Yedinci Ev'in "Anlat Ona" şarkısındaki en sevdiğim nakarat gelince eşlik ettim

"Denedim defelarca,
Sana anlatmaya,
Susturdun benide;
Küstürdün hayata.
Söyle nefesim;
Söyle Anlat Ona
Dokunmadı ellerim
Asla başkasına
Söyle nefesim;
Söyle Anlat Ona
Açılmadı kalbim
Yerin dolmuyor
Asla"

Okula geldim. İlk ders Din Kültürü
Hoca ilgiyle yanımıza gelip iyi olup olmadığını sordu. İyi olduğunu söyledik. Hoca biraz ders işledikten sonra Yedinci Ev'in "Anlat Ona" şarkısını açtı. Kafamı şok içinde kaldırdım. Akıllı tahtaya baktım. Meğersem gerçekten hocayla ruh sağlığımız aynı cidden birbirimize benziyoruz...

YALNIZ GECEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin