Remus kendi varlığına nefret duymasına sebep olan problemini kimseyle paylaşmaya hazır değildi. Onun mahremiyetine saygı duyduğum için ben de sessizliğimi korudum. Sirius elbette araştırmaya devam etmek istiyordu. Ediyorduk da.
Remus'un durumuna uygun ve aslında Remus'un durumuyla tamamiyle alakasız tedavi teknikleri üzeirine okumalar yapıp duruyorduk. Sonra düşündüm ki, açıkça söylemek evet Remus'a haksızlık olurdu fakat Sirius kendisi fark ederse...O zaman işler değişirdi. Bu işten ellerimi yıkayıp sıyrılırdım ve Remus sıkıntısını paylaşabilecek bir arkadaş daha edinmiş olurdu.
Ben de biçim değiştirme kitabımı olur olmaz yerlerde bırakmaya başladım. Kütüphanede biçim değiştirme ile ilgili kitapları daha göz önü yerlerde "unutmaya" başladım. Sirius'un gözü çarpar ve aklında bir ışık yanmasına sebep olur diye hiç olmadığım kadar dağınık davranıyordum. Ve araştırmalarımızdan sonra kitapları o toplayabilsin diye garip aciliyetler uydurup onu yalnız bırakıyordum.
Birkaç akşam sonra yine ortak salonda şöminenin etrafında oturuyorduk. Lily ve Remus Bitkibilim dersi için yazıkları ödevleri hakkında konuşuyordu. James gözlerini Lily'e dikmiş ve sanki nerede olduğumuzu unutmuş gibi bakıyordu. Bana kalırsa üç senelik sürekli didişmelerinin sonunda Lily'den hoşlanmaya başlamıştı. Geçen günlerde de defalarca Lily'e gözlerini dikmiş halde bulmuştum. Bir akşam birlikteliklerinin numerolojisini çıkarmam gerektiğini aklıma not ettim. Artık aritmansi dersi aldığım için geleceği tahmin etmede daha sayısal ve doğrusu daha "kulağa deli saçması gelmeyen" tahminlerde bulunabilirdim.
Sirius yanıma çöktü, kimbilir nerden bulduğu Biçim Değiştirme kitabımı kaygısız bir şekilde bana uzattı. "-Bu aralar kendinde değil gibisin Venüs, kitabını çalışma masasında unutmuşsun, neyseki içinde exlibris'in vardı. Çizime bayıldım. Sanırım gökte parlayan nokta Venüs ama köşedeki kurt'u anlamadım. Kurtlara ilgin nerden geliyor?" Sirius kurt kelimesini telaffuz ettiği anda Remus'un ilgisini çekmişti. Exlibrisimin bu kadar ilgisini çekeceğini düşünememiştim. Asıl konuya bir türlü yaklaşamıyorduk. Kısaca açıkladım. Remus'un gözlerini üzerimde hissediyordum.
"-Asena. Türk mitolojisinde, ileride devlet kuracak bir çocuğa annelik ediyor, besleyip koruyor. Ve sonra tabii, çağlar boyu saygıdeğer bir betim olarak varlığını koruyor. Roma mitolojisinde de benzer bir durum söz konusu bilirsin hatta Romulus ve Remus..." Sözün nereye gittiğini hesaplayamamıştım. Bu çok gözle görülür bir örnek olmuştu. Ben bir anda susunca Sirius'un gözleri Remus'a takıldı.
"-Adın demek buradan geliyor, ben de ailenin derdi ne diye merak ediyordum. Kurt çocuk Remus hahaha" derken bir anda gülüşü kesildi. Gözleri bana döndü. Sanırım anlamıştı ama bu kadar kalabalık bir yerde konuşulacak şey değildi. Hemen lafı toparlamaya çalıştım.
"-Tabii bunlar sadece simgesel şeyler. Soyum için neredeyse kutsal bir anlamı var dolayısıyla exlibrisimde olması gayet doğal değil mi?" şimdi zoraki olarak gülümsemeye başlamıştım. Olayları manipüle etmede hiç başarılı değildim. Lily'e baktım.
"-Keşke bizim de böyle ilginç bir aile mirasımız olsaydı, kesinlikle korunması gereken bir değer, kuşakları birbirine bağlıyor. Sihir gibi..." dedi.
Sirius o gece bir daha konuşmadı. Cadılar Bayramına az kalmıştı ve planları üzerinde biraz düşünmesi gerektiğini söyleyerek odasına çıktı. Remus'un huzursuzluğu gözlerinden okunuyordu. Konuyu değiştirmek için çaresizce bir kez daha çabaladım.
"-Bak ne diyorum Remus, cadılar bayramı ziyafetinden sonra McGonagall'ın nöbette olacağını öğrendim ve bence ikimiz gidip Profesöre ödevlerimiz hakkında sorular sorarak bir kaç dakika oyalayabiliriz. Bizden asla şüphelenmez. James'in şakasının sonunu görmek için vaktinde dönmüş bile oluruz. Ne dersin?"
"-Sanırım olur evet grubumun aklı başında tek üyesi olduğum için benden şüphe etmesini gerektirecek bir şey olduğunu sanmıyorum. Bana ihtiyacın olacak mı James?"
"-Sadece her şey bittiğinde gelip Slytherinlerin trole benzeyen suratlarına gülmek için ihtiyacım olacak dostum. Harika fikir Venüs. Sabırsızlanmaya başladım."
"-Cidden bunu yapacak mısınız yani, inanamıyorum" diye çıkıştı Lily.
"-Lilypad, bazen gülmekten zarar gelmez hem planın üstünde çok titiz çalıştık asla bizimle bir alakası olduğunu düşünmeyecekler, korkma."
"Umarım" derken yüzünde umutsuz bir ifade vardı. Planım işe yaramıştı herkes yeniden şaka hakkında konuşmaya başlamıştı. Kitabımı yeniden bir yerlerde unutmadan yerine koymam gerektiğini söyleyerek kalktım. Kızlar yatakhanesine doğru gider gibi yapıp erkeklerin tarafına döndüm. Sessizce Jameslerin odasının kapısını açtım. Sirius kucağına kendi Biçim Değiştirme dersi kitabını almış yüzünde korkunç bir hüzünle okuyordu. Odaya girdiğimi bile fark etmedi. Omuzuna dökülen siyah saçlarına dokunacak oldum, vazgeçip yanına oturdum. Nihayet yüzüme baktı.
"-Ne zamandır kendi kendime anlamamı bekliyorsun?" diye sordu. "Bir kaç gündür"dedim.
"-Bir an önce harekete geçmemiz konusunda bana katıldığını sanıyordum, niye söylemek istemedin, ne düşünüyordun ki?" diyerek yerinden sıçradı. Ellerini öfkeyle saçlarından geçirdi.
"-Çözebileceğimiz bir şey olsaydı...Biliyorsun çözeceğimiz bir şey değil. Senin de çaresizliğin altında ezilip üzülmeni istemedim. Hem Remus kendi söyleyecekti sadece henüz hazır hissetmiyordu." dedim.
"-Onunla yüzleştin yani. O kadar az şey biliyorum ki...Ah Venüs ne hissedeceğimi bilmiyorum.Dur bir dakika, kitaplarını bu yüzden mi iki de bir orada burada bırakıyordun. Benim için ekmek kırıntıları mı serpiyordun?"
"-Evet, gelip sana söyleseydim Remus'a ayıp etmiş olacaktım ama düşümdüm ki, kendin bulursan...Kendin bulursan bu hüznü artık tek başıma taşımak zorunda kalmam."
Gözlerinde merhametle yanıma oturdu. "Teşekkür ederim" deyip yanağımı öptü. Yanağım alev almış gibiydi. Yüzümü kucağımda tuttuğum ellerime doğru eğdim. Saçlarım omuzlarımdan dökülüp yüzümü kapattı.
"-Rica ederim", dedim, "biliyorum Remus'u seviyorsun, ben de seviyorum."Bir nefeslik sessizlikten sonra, "evet" dedi. "Seviyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çapulcular-Hogwarts ve Sonrası
Fantasíaİhanetin ve kayıpların yaşanmadığı bir büyücülük evrenini her birimiz hayal etmişizdir. Safkan büyücüler ve muggle doğumlular arasında çıkan gerginliklerin harlanmadan söndürüldüğünü, Peter'ın ihanet etmediği, Sirius'un suçlanmadığı, James'in ölmedi...