YAZIYORUM...
Evet yazıyorum bir kitaba nasıl başlanır bilmiyorum ya da kitabın devamında neler yazacağım bilmiyorum aslında henüz kitabın ismini bile bilmiyorum biranda neden bir kitap yazamayımki dedim.Aslında kitap yazmayı çok istiyordum kurgusu olmayan sadece duygularımı yaşattığım kelimelerimin duygularıma nefes olduğu bir kitap...
Ve bunu aniden kalkıp yazacağım aklımdan geçmezdi dersem yalan olurdu çünkü ben buyum yani bir şeyin planını yaparım ama uygulamaya ayarladığım saatte geçmem ki genelde hayatımda atacağım farklı adımların panlarını aniden yapar akşama gerçekleştirme planı kurarım.Ve tabikide yapmam belki aylar sonra yaparım ama yapacağımı bilirim özelliklede kitap konusunda.Ha bu arada kitap yazma kararı benim için alelade bir zamanda alelade bir zaman için yapılmış alelade bir plan değil.Daha doğrusu bir plan ya da hayal değil sadece bir hedef gerçekleştirilmesi kesin olan bir hedef ve sanırım şuan o hedefin ilk adımlarını atıyorum aslında bu adımı bir çok kez attım ama nedense yazdıklarımın bana özel olmasını istedim çünkü kurgu yazan bir yazar değilim yukarıdada dediğim gibi duygularımı çok iyi açığa vuran bir insan olduğumu düşünürüm.Evet kendime aslında çok güvenim yoktur ama yazı konusunda çok iyi olduğumu düşünürüm.
Bir nefes : Bir şarkı
Her insan müzik dinler kendi derdini bir başka dilden dinler çünkü bence şarkılar insanın duygularının yansımasıdır her notasında kendini bulursun bir şarkıda hatta bazen sırf bu yüzden şarkı dinlemek istemezsin.Dinlerken o an yaşadıklarını da alır içine hep aynı değildir aslında her zaman dinlediğin şarkı her dinleyişinde başka şeyler katar başka duygular katar ve sen o şarkıyı dinlemeyi bırakıp uzun bir zaman sonra tekrar dinlediğinde o anılarını tekrar getirir gözünün önüne ve tekrar açığa çıkar içindeki o acı, sanki nehire poşetin içine taş koyup öyle nehire atmışsın gibi taş ona ağırlık versinde çıkamasin diye ama poşet yırtılmış gibi dayanamayıp...
Bazı şarkılar insanları fazlasıyla incitir.Çünkü genellikle insanlar yalnız kaldıklarında müzik dinlerler .Orada sadece ruhları ve arkadan gelen müzik sesleri olur.Ve yüzleşirler yaşadıklarıyla binevi gerçek ve acılarla ...
Unutulmuş bir şeyi tekrardan hatırlatır ,
Kapanmış bir yarayı yeniden açarlar..Dışarıda yağan yağmur hiç durmasın mesela , tek hissetmeyelim kendimizi birlikte ağlayalım birlikte yanalım dertlerimize... Göz yaşlarımıza karışssın anca öyle gizleyebiliriz onları o da derdini her damla yaşıyla anlatsın sanki bizim ağzımız varda ne oluyor ki hadi diyelim anlattık anlayabiliyorlarmı ? Asla ! zaten herkes birbirini anlayabilseydi göz yaşı dökermiydi ya da göz yaşı dökmek için bir derdi olurmuydu ?
Heryerde şarkılar çalsın hiç durmasın , bizi anlamayan insanlar yerine şarkının notalarından bizi anlayan bir şeyin olduğunu hissedelim.İçimizdeki acılar , söyleyemediğimiz kelimeler olsunlar.Kendi derdimizi birde bir başkasından dinleyelim...
Derdinizi birine anlatmak yerine şarkılara anlatın, gerekirse göz yaşlarınız yağmur olsun onca kaybolmuş umuda, belki açarlar. Gözlerinizi kapatın gerisi gelir zaten bırakın bazı şeylerde gözlerinizde saklı kalsın...
"Kim bilir insanların gözünde neler neler saklı"