Son DEMİR

78 5 4
                                    

Hayat garip bir yer.Neyine ne olduğunu anlamadan başka bir şeyle karşılaşırız.Yalanlardan ibarettir bazen hayatımız.Doğru olmasını isteriz bazı şeylerin. Sevgi gibi huzur gibi ya da mutluluk.Nasıl yalan olur bunlar diye düşünürüz bazen.Asıl yalam iyi şeyler değil midir ki?Ya da sözde bizim iyiliğimiz için yapılan şeyler. Çoğu şey gibi bu da sözde.

"Güzelimiz yine eline almış kalemi"deyip kocaman sarıldı Barış. "Biraz öyle Barış Abi.Hoşgeldiniz" Barış ve Elçin.Çok yakınımdı ikisi de.Hatta sadece ikisi vardı. Kan bağımız yoktu ikisiyle de.Kaderlerimiz benziyordu birbirine.Anne ve babasız büyüyen çocuklardık biz.Birbirlerini bulmuşlardı yurtta.Yıllardır hep birlikteydik.Birbirlerine olan aşklarını farkedip evlenmeye karar vermişlerdi.Ben ve Elçin yirmi iki yaşındayız.Üniversiteden yeni mezun olduk.Psikoloji mezunuyum.Elçin ise matematik öğretmeni.Barış avukat.Yirmi beş yaşında.Aramızda o kadar yaş farkı yok aslında ama Elçin bile yokken yanımda o vardı.Gerçek abimmiş gibi beni hiç bırakmadı. Hala da öyle.Abi demeye zorunlu hissediyorum kendimi.Tanıştığımız günü dün gibi hatırlıyorum. Beş yaşındaydım.Yurda yeni gelmişti.Anne ve babasını bir trafik kazasında kaybetmişti.Hiç kimseyle konuşmayan biriydim. Çoğu kişi bunu kullanarak üzerime giderdi. Barış gelene kadar ezilecek kişi olarak görürlerdi beni.Dizlerim kanayan bir halde ağlıyordum. Yapmışlardı yapacaklarını. O yaşta başkasına zarar vermeyi nasıl akıllarına getirmişlerdi. Beraber oyun oynamamız gerekmez miydi? Oysa onlar paramparça etmişti.Fazla büyük olmayan iki kol sarmıştı beni. Annemden sonra kimse sarılmamıştı. İstememiştim.Kanayan dizlerini acıtmadan üstlerine ufak bir öpücük kondurmuştu.Şaşkınlıktan ağzım açıkken o da konuşmak için açmıştı ağzını. "Kardeşim düştüğünde annem böyle yapardı. Ağrısı azalırmış.Ve sen ona çok benziyorsun " demişti. O yaşta sesindeki burukluğu hissediyordum. Bu şekilde tanışmak istemezdim onunla.Annemin götürdüğü bir parkta oyun oynarken de tanışabilirdik. Ya da farklı bir şekilde. Hep kardeşine benzediğimi söylerdi.Büyük ihtimalle bana böyle davranma sebebi de bu.Yıllardır yanımda olma sebebi. Elçin aramıza dokuz yıl önce katıldı.Hayat kesinlikle acımasız.

"Ne yazıyorsun öyle? "diyerek düşüncelerimi dağıttı Barış.

" Her zamankilerinden işte"

"Kendine zarar vermeyi ne zaman bırakacaksın güzelliğim? "

" Kendime zarar vermiyorum. Imm biraz fazla düşünüyorum o kadar.Yazı yazmayı seviyorum. Ve şu bahsedilen kutu aklımı karıştırmıyor değil. "

" Ne kutusundan bahsediyorsun? "diyerek Elçin de bize katılmıştı.

" Elis'in ailesinden kalan bir kutu galiba.Yangın alanında bulunmuş."

"Bu kadar süre sonra bulunması biraz ilginç açıkçası. Sonuçta on sekiz yıl geçti üstünden."

"Kutu elimize geçmeden ne olduğunu anlayamayız."

"Nerdeyse hemen gidip alalım. "Belki bir şey bulurduk. Belirli bir sebepten çıkan bir yangın değildi.Bunu iyi biliyordum.Kim neden böyle bir şey yaptı gerçekten bilmiyorum.Bu aralar ilgilendiğim tek şey buydu. Çalışmama gerek yok. Sevgili babacığım bütün mirası şu an benim adımda.Yangın meselesini çözüp mesleğime öyle başlayabilirim.

"Büroda. Merak etme kimse dokunamaz. "İkisi de güven vermek ister gibi bakıyorlardı. Ne olursa olsun yanımda olduklarını biliyordum. Benim ailem onlardı. Hiçbir şey bulamayacağım belki de. Ama onların yanımda olduğunu biliyordum. Bana güven veren şey bu galiba.Barış ayaklandığında gitme zamanı olduğunu anlamıştım. Aceleyle ayaklanıp onu takip ettim.Üzerime ince bir hırka alıp dışarı çıktım. Önden Barış hemen arkasında da Elçin vardı.Barış durup Elçin'in gelmesini bekledi.Sıkıca elini tutup yürümeye başladılar. Gerçekten şanslıydılar. Birbirlerini bulmuş olmaları gerçekten şanstı.Birbirlerine çok güzel bakıyorlardı. Onları tanımayan biri bile birbirlerine aşık olduğunu anlayabilirdi.Arabaya bindiğimizde ilk önce Elçin'in evlerine bıraktık. Üç aylık hamile olduğundan Barış onun yorumlamaması için elinden geleni yapıyor.Yakında hala ya da teyze olacağım.Bana nasıl sesleneceği hala merak konusu.Normal çiftler ilk önce anne mi baba mı diyecek diye kavga ederken onlar bana hala mı teyze mi denileceğini tartışıyorlar.Anne ve babalarından ayrı büyüyen bu iki güzel insanın en çok önemsedikleri şey bebekleri. Diğerleri gibi değil. Çok farklılar. Belki de anne baba sevgisini yıllardır tatmadıkları için böyleler.Kim bilebilir ki onların içinde olanları.

Tüm bunu düşüncelerden sonra sonunda büroya gelebilmiştik.Barış onları selamlarken zoraki bir gülümseme yerleştirdim yüzüme.Şu an gerçekten gülecek halde değildim.Yıllar sonra neyin nesiydi bu?

"Elis benle gel hadi" Barış'ın peşinden gittim sakin adımlarla.Kalbimin teklediğini hissediyordum.Yıllar sonra ailem hakkında bir şeyler bulmak beni bu hale getiriyordu.Korkuyordum.Nedenini bilmiyorum ama korkuyordum işte.Barış Demir yazılı tabelanın bitişiğindeki odaya girdik.Barış masasına oturdu bende tam karşısına.Masanın üzerindeki telefona uzanarak birkaç tuşa bastı.Telefonun çalışını az da olsa duyabiliyordum.En son cızırtı halinde gelen sesle telefonun açılmış olduğunu anladım.

"Batın odamdayız kutuyu getirir misin?" Boş gözlerle Barış'a bakıyordum.Benim için gerçekten çabalıyordu.Ona minnettardım.İki dakika sonra kapı çaldı.İçeri az önce konuştuğunu tahmin ettiğim çocuk geldi.Baş selamı vererek Barış'ın önüne kutuyu koydu.Gözlerim kutunun üstündeydi.İzin alırcasına Barış'a baktım.Onaylar gibi başını öne doğru eğdiğinde kutuya uzandım.Sonra aklıma karşımdaki çocuk gelince önce Barış'a sonra çocuğa baktım.Barış ne demek istediğimi anlamış olacak ki "Batın'a güvenebilirsin"dedi.Gözlerimi tekrar kutuya çevirip derin bir nefes aldım.Yavaşça kapağı açtım.Katlanmış beyaz bir kağıt bir fotoğraf vardı.Fotoğrafı aldım elime.Annem babam ve benim fotoğrafımdı.Yaşların gözüme hücum ettiğini hissettim.Gözlerimi yumduğumda bir damla yaş gözümden süzüldü.Doğum günümde çekildiğimiz fotoğraftı.Son fotoğrafımız.Demir ailesininin son fotoğrafı.Gözlerimi açıp beyaz kağıda uzattım elimi.Birkaç kere katlanmıştı.Seri haraketlerle kağıdı açtım.İki tarafı da doluydu.Çizdiğim bir resim vardı ön tarafta.Yangından önce.Hepsinin yandığını sanıyordum.Burda da üçümüz vardık.Diğer tarafını çevirdiğimde annemin yazısıyla bir şeyler yazıldığını fark ettim.Kalbime bir acı saplandı.Bir kaç cümleyi okuduğumda hafiften gülümsedim.Benim ağzımdan yazılan bir hikayeydi.Sonunda da kocaman bitti yazıyordu.Tıpkı bizim hikayemiz gibi.On yedi yıl önce biten bir hikaye. Biraz daha altta tanımadığım bir yazıyla "HİKAYE DAHA YENİ BAŞLIYOR" yazıyordu.Ardından"Son DEMİR'e sevgilerle"

Son Demir.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 31, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

RUHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin