Öğlen vakti çalışanların hepsi, yayın editörlerinin odasındaki yuvarlak masadaki yerlerini almışlardı. Bayan Margrate'ı bekledikleri sırada koyu bir sohbete başlamıştı. Bridget ise soruları ve ilginç fikirleriyle konuşmaya dahil oluyor ve kızların laflarının yarım kalmasına sebep oluyordu.
Bayan Margrate'ın odası buzlu camdan sürgülü kapıyla diğer odalardan ayrılıyordu. Ofisten çok sanki Bayan Margrate'ın oturma odasında oturuyor gibiydiler. Kapının tam karşısındaki duvarda asılı olan kütüphanenin tam altında, içinde narin vazoların, cam bardakların, minik güvercin biblolarının ve türlü antika eşyaların olduğu yaldız süslemeli bir vitrin, odanın düğer tarafında özel misafirler için bekletilen bordo deri koltuklar, yerde ise zeminin neredeyse tümünü kaplayan karışık desenleri büyük bir halı duruyordu.
Sonunda beklenen kişi gelmişti. Küt kesim saçları turuncuya çalan bir kızıl rengindeydi. Kulağında kırmızı halka küpeleri, gözüne sivri köşeli, mor çerçeveli gözlükleri ve patlıcan moru uzun sivri tırnaklarıyla patroniçeleri, derginin eski sayılarını inceliyordu. Az önce göz atmaya başladığı dergileri tekrar bir araya getirdi ve üst üste koyarak itinayla düzeltti. O ayki sayıda yayınlanacak her şeyin bir kopyasının bulunduğu dosyaya da bir göz attıktan sonra bakışlarını masadakilere doğru çevirdi.
Bayan Margrate, önünde duran boş sayfaya tükenmez kalemle gelişigüzel şekiller karalayan Bridget'ı uzun bir süre hayret dolu bakışlarıyla inceledikten sonra diğerlerine doğru dönerek konuşmaya başladı.
"Tahmin edersiniz ki, içinde bulunduğumuz yaz ayı münasebetiyle dergimizin bu ayki sayısında, çoğunlukla yaza özgü konulara değiniyoruz."
Bridget, derginin tam olarak tamamlayamadığı " İçindekiler" kısmını hatırladı. Genel hatlarıyla moda bölümü tamamıyla bikini ve mayo modellerine ayrılmıştı. Sağlık bölümünde, yaz aylarında hortlayan bulaşıcı hastalıklar, saç bakımı ve cildi arındıran maskeler, kozmetikte ise piyasaya sürülmüş yeni ürünlerin tanıtımı vardı.
" Ancak sizi buraya toplamamın amacı, derginin içeriği hakkında konuşmaktan ziyade bu ayki sayımız için olası yeni fikirlerinizi almak."
Bu beklenmedik yenilik arayışı karşısında Joseph, Lynette ve Coset birbirine şaşkın gözlerle bakmaya başladılar. Bu, pek de alışık olmadıkları bir durumdu çünkü çoğunlukla derginin kapağı ya da içeriği ile ilgili olan fikirler ya da yazılan yazılar, çoğu kez orijinaline sadık kalınmadan değişikliğe uğratılır ve Bayan Margrate tarafından son şekli verilerek dergiye eklenirdi.
Bayan Margrate soru soran gözlerle masadakilere bakarak beklediği cevabı aradığı sırada Bridget, Bayan Margrate'ın karikatürünü tamamlamak üzereydi. Bayan Margrate'ın suratını olduğundan çok daha zayıf olarak göstermiş ve ince kaşlarıyla çıkık elmacık kemiklerini ön plana çıkarmayı da unutmamıştı. Bridget az önce çizimini bitirdiği karikatürü ters çevirdikten sonra Bayan Margrate'ın ofisini dikkatle incelemeye başladı.
Gözüne takılan ilk şey, vitrindeki cam bardakların altına özenle yerleştirilmiş, narin işlemeli dantel örtüler oldu. Ona, geçen sene vefat eden büyük annesinin kendisi için işlediği masa örtülerini hatırlatmıştı. Midesindeki buruntuya aldırış etmemeye çalışarak yakınında oturduğu pencereden dışarıyı izlemeye başladı. Arabasını binanın arkasındaki park yerine park eden takım elbiseli bir adam, arabasını kilitledikten sonra seri adımlarla park yerinden uzaklaşarak gözden kayboldu. Ancak ne yazık ki arabasının farlarını açık unuttuğunu fark eden tek kişi Bridget idi. Sonra birden gürültülü bir motor sesi duydu. Ses, karşıdaki bulvarın çimenlerini biçen görevlinin kullandığı çim biçme makinesinden geliyordu. Güneş ışınlarının tam olarak dik düştüğü bu saatlerde çimleri biçmek şu anki durumundan ne kadar daha sıkıcı olabileceğini düşündüğü sırada Bayan Margrate'ın konuşmasıyla düşüncelerinden sıyrılıverdi.
"İç çamaşırı çekimlerinin filmleri neden hala gelmedi ?"
"Bob trafikte bir sorun olduğunu söyledi. Birkaç dakika içinde burada olur." dedi Lynette. Bayan Margrate sevimsiz bir surat ifadesiyle Joseph'e döndü.
"Dergi kapağına ne dersiniz? "dedi Joseph hafifçe sırıtarak.
"Dergi kapağımızın görünüşünde yeterince değişiklik yaptığımızı düşünüyorum. Kolâj çalışması yerine derginin içeriği hakkında bazı yeni fikirler bekliyorum. "
"Bence sayfa sayısını arttırabiliriz." dedi Bridget. Bayan Margrate ve diğerlerinin bakışları bir anda Bridget'ın üzerine çevriliverdi.
" Daha fazla reklam için yer açmayı kastediyorsanız eğer..."
"Hayır " dedi Bridget "Sadece okuyucuların ilgisini çekebilecek farklı konulara ve anketlere yer verebileceğimiz ekstra sayfalardan bahsediyorum."
" ..."
Örneğin 'Küçük göğüslü kadınlar için pratik çözümler, erkekleri etkilemenin yolları ya da ... ' gibi kadınların ilgisini çekebilecek bir yığın şeyi ekleyebiliriz. "
"Yani benden dergiyi bir yığın saçmalıkla mı doldurmamı istiyorsunuz öyle mi? Bu hiç de profesyonelce değil ."
Bridget içinde büyük bir nefret dalgasının kabardığını ve vücut ısısının bir anda yükselmeye başladığını hissetti. Saçlarının arasından yüzüne doğru yayılan sıcaklığı hissedebiliyordu. Aynı küçümseyici ifadeyle cevap verdi.
" Bunlar size göre saçmalık olabilir ama bu dergiyi okuyacak olan kesimin yaş ortalaması sizin yaşınızın yarısı kadar olduğunu yadsıyamayız. " dedi sakin kalmaya çalışarak.
Bayan Margrate'ın yüzü kıpkırmızı olmuştu.
"Ukalalığınızın yanına saygısızlığınızın da eklendiğini görüyorum. Buraya kabul edilebilir ölçüde yetenekli olduğunuz için kabul edildiğinizi unutmayın. "
"Kabul edilebilir ölçüde mi? "
Bu söz, Bridget'e o kadar komik gelmişti ki içindeki nefreti kusmanın verdiği rahatlıkla rahatsız edici şekilde gülmeye başladı. İş arkadaşları ona hayret dolu gözlerle Bridget'ı izliyordu.
"Komik olan nedir ?"
"Sadece merak ettiğim şey, acaba suratınızdaki bu küçümseyici ifadeyi gün boyunca, nasıl oluyor da sürdürebiliyorsunuz? Bu yüz kaslarınız için yorucu olmuyor mu? "
" Sizden hemen dışarı çıkmanızı istemek zorundayım Bayan Watson."
"O HALDE BEN DE CANINIZ CEHENNEME DEMEK ZORUNDAYIM. KENDİNİZE LOKANTADA YER AYIRTTIRACAK YA DA SICAK KAHVE GETİRTECEK BAŞKA BİRİNİ BULUN!" dedi Bridget. Masadaki herkes şaşkınlıkla birbirine bakıyordu. Bridget öfkeyle sandalyesinin kenarına astığı çantasını kapıp boynuna astı ve kapıyı çarparak odayı terk etti.
Her şey bir anda olup bitivermişti. Az önce heyecanla girdiği kapıya doğru öfkeli adımlarla yürüyordu şimdi. Aynı esnada Bob, elinde tuttuğu sarı bir zarf, boynunda asılı duran fotoğraf makinesi ve iri cüssesiyle içeri girdi ve kendisine doğru yaklaşan Bridget'ı gördü.
"Vay canına" dedi Bob. Islık öttürüp Bridget'ı baştan aşağıya süzmeye başlamıştı.
"Üzgünüm Bob ama çıkmak zorundayım. "
" Görünüşe göre yine bir Bayan Margrate vakası. Yine ne oldu? "
" Daha sonra anlatırım ya da nasıl olsa anlatırlar ." dedi Bridget. Bob'un oldukça geniş olan sırtını sıvazladıktan sonra da kapıyı açıp dışarı çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Terapi
RomanceModa dergisinin sıradan bir çalışanı olan Bridget, hiç de sıradan olmayan bir ruh hali içerisinde... Dışarıdan göründüğü gibi normal biri mi yoksa yolunda gitmeyen bir şeyler mi var? Bridget'ın iç dünyasını keşfe çıkmaya hazır mısınız?