Bölüm 13 Ajanda

2 1 0
                                    

Ertesi günlerde Bridget her defasında güne harika bir ruh haliyle uyanıyor ve gardırobundaki en şık giysileri üzerine geçirip erkenden Helen'ın moda evine gidiyordu.

Gün boyunca ortalıkta koşturup duruyordu. Sürekli eşyalarını bir yerlerde unutup dalıp gitmesi dışında mükemmel bir iş gününü geride bırakarak yanında getirdiği işlerle akşam karanlığında evine dönüyordu.

Bir akşam Bridget ani bir kararla yukarı çıkıp üzerini değiştirdi ve siyah renk, sade fakat şık bir elbiseyle salona geri döndü. Saçlarını dağınık topuzdu. Koluna ya da kulağına ise hiçbir şey takmamıştı. Ayakkabı dolabından çıkardığı siyah platform topuklu ayakkabılarını giydikten sonra kapıyı açıp dışarı çıktı. Seri adımlarla asansörün hemen karşısındaki daireye doğru yürüdü ve Tom'un kapısının önünde durup kapıyı çaldı.

O sırada e- postalarını okuyan Tom, kapının sesini duyar duymaz dizüstü bilgisayarını kapayıp kapıyı açmak için ayağa kalktı.

"Merhaba "dedi Bridget büyük bir gülümsemeyle. Kapının önünde eşofmanlarıyla şaşkın gözlerle kendisine bakan Tom'u umursamamışa benziyordu.

"Merhaba. İçeri girmek... "

"ELBETTE! "

Bridget seri adımlarla holü geçip salonda gözüne kestirdiği ilk koltuğa oturdu.

"Daha iyi görünüyorsun. "dedi Tom. Bridget ise sadece halinden memnun bir halde başıyla onayladı.

"Kahve ya da başka bir şey ?"

"Kahve iyi olur. "

Bunun üzerine Tom birkaç dakikalığına Bridget'ı yalnız bırakmak üzere mutfağın yolunu tuttu. Salona geri döndüğünde Bridget'ı kitaplığındaki raflara sıralanmış çerçeveli aile resimlerine bakarken buldu.

"Bu annen mi? "dedi Bridget eline aldığı resimdeki koyu kızıl saçlı kadını Tom'a göstererek. Tom elindeki kahve fincanlarını masaya bırakıp Bridget'ın yanına geldi ve başını sallayarak Bridget'a baktı.

"Çok güzel bir kadınmış."

"Evet öyleydi."

"Baban hayatta öyle değil mi?"

"Evet. Polis şefliğinden emekli oldu. Hayatı çoğu zaman hareketliydi. Şimdi ise hayatının rutinliğinden şikâyet edip duruyor. "

Tom'un sözleri Bridget'ın abartılı bir şekilde gülmesine neden olmuştu. Gözlerinden yaş gelene kadar güldü ve sonra özür dileyip kendini nefes egzersizleriyle sakinleştirmeye çalıştı. Kendine gelir gelmez de konuşmasına devam etti.

"Babam şu sıralar kitap eleştirmenliği yapıyor. Annemin ne yaptığı hakkında tek bir fikrim yok. Söylesene annen bu fotoğrafta dans mı ediyor yoksa."

Tom Bridget'ın yanına gelip bahsettiği fotoğrafa yakından bakmaya çalıştı.

"Başarılı bir dans öğretmeniydi. Babam annemi ilk kez, bir turnede dans ederken görmüş ve ona hayran kalmış. Ardında ne yapıp edip onun ilgisini çekmiş ve evlenmişler. Babam hayatının aşkını bulduğu için annemse kendine uygun bir partner bulduğu için mutluymuş.

Bridget yatmadan önce babasının okuduğu masallardan birini dinliyor gibiydi. Tom gözlerini fotoğraftan ayırmadan devam etti.

"Hafta sonu bir grup öğrenciye evinde dans dersleri verirdi. Onları izlemeyi severdim. Ölmeden önce büyük bir dans okulu açıp küçük kızlara bale dersi vermek istiyordu fakat olmadı. "

" Eminim harika dans ediyordu. Peki, ne tür danslar? "

"Cha cha, Tango, Walts, Rumba, Salsa... Hemen hemen hepsi... "

Aşk TerapiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin