22.Bölüm- Hayal İle Gerçek Arasında

128 40 18
                                    

Evin önüne taksi çağıracaktık ki Mert'in babası bizi eve bırakmakta israr etmişti. Biraz da Mert ile ilgilendiğimiz için bşr nevş teşekkür ediyordu. Önce Derya'yı bırakmış sonrada beni evime bırakmıştı. Teşekkür edip arabadan indim. Tam arabanın kapısını kapatacakken, Mert ile ilgilendiğimiz içim çok mutlu olduğunu söyleyip teşekkür etti bende gülümseyerek karşılık vermiştim. Kapıyı kapatıp evime yöneldim. O sırada da Mert'in babasıda gaza basıp uzaklaştı. Şimdi bir de bu yorgunluğun üzerine evdekilerle dün gece hakkında konuşacaktık.

Eve girmiş üzerimi değiştirip salona annem ve babamın yanına geçtim. Annemin üzerinde hala sabahın emareleri vardı. Gözlerinde hüzün endişe ve elinden bir şey gelmediği için çaresizlik.

"Hoşgeldin fıstık. Mert nasıl?"

"Daha iyi baba. Yarına toparlar kendini."

Konuşmaya annemde dahil oldu.
"Sen nasılsın peki kızım. Sabah doğru düzgün konuşamadık. Üstene gelmek istemedim fazla ama çok korkuttun beni bitanem." dedi bir yandanda ellerimi elleri arasına almıştı.

"İyim anne merak etme. Kabus gördüm yine endişe edecek bir durum yok gerçekten."

Sesimi annemi ikna etmek için güçlü çıkarmaya çalışıyordum ama dün gece olanlar aklıma gelince istemsizce kasmıştım kendimi. Onlara belli etmemeye çalışarak gülümsedim.

"Yarın doktoruna gidelim kızım. Bu diğerleri gibi değildi. Ben seni ilk defa bu kadar..."

Ne diyeceğini bilemez bir şekilde yutkundu babam. O kadarmı kötüyüm dün gece. Annemin o an ki görüntüsü gözlerinde ki korkusu aklıma gelince az çok tahmin edebiliyordum ama bu kadarını da beklemiyordum.

"Baba gerçekten gerek yok haftaya zaten gidicem tekrar kontrole. Kullandığım ilacın yat etkisi olabilir dedi doktor. Ondan dolayıdır belki. Endişelenmenize gerek yok gerçekten. Ben unuttum bile."

Yalan. Koskoca bir yalandı. Bakışlarım istemsizce ellerime kayarken kan kokusu hala burnumdaydı. Ama onların daha fazla endişelenip üzülmelerini istemiyordum bu yüzden konuyu değiştirdim.

" Bugün Burakla konuştum. Doktora giderken otobüste karşılaşmıştık. Cumartesi buluşalım dedik. Şahinlede konuştum. Çok özlemişim onu da." bir yandan durumu anlatıp bir yandanda izin istemiştim aslında. Onlarda biliyorlardı Burağında Şahinin de bana çok iyi geldiğini. Yüzümdeki tebessüm daha da arttığında babamda yüzündeki endişeyi silmiş beni onaylamıştı.

" Çok iyi yapmışsınız kızım bizden de selam söyle."

Gecenin geri kalanı sohbetle geçmiş saat onbir olmuştu. İkisininde yanağından öpüp iyi geceler dedikten sonra odama geçtim. Kapıyı kapatıp karanlık odamı aydınlatmak için düğmeye bastığımda içimi kaplayan huzursuzlukla odama bakmaya korkmuştum. Kendimi sakinleştirip gözlerimi yavaşca odada gezdirirken sanki Furkan yine odamın tam ortasında belirip üzerime yürüyecek gibiydi. Bunun sadece bir kabus olduğunu kendime hatırlatıp biraz daha sakinleştikten sonra yavaşca çalışma masama ilerledim. Bunca zaman geçmesine rağmen üzerimde hala böyle büyük bir etkisinin olmasını kaldıramıyordum. Korkuyordum hemde deli gibi. Ama bunun sebebi sadece kaçırılmam değildi. Bilmiyordu ki kimse. Öyle istemişti çünkü. Sadece o ve ben. Başka kimseye söylemek yoktu. Söylemek istedim anneme. Babama. Ama korktum. O ölüyken bile bana zarar verebiliyordu. Ölülerin bu kadarına gücü yetermiydi. Anlayamıyordum.. Bu öyle bir yüktü ki üzerime bıraktığı daha ne kadar taşıyabilirim hiç bir fikrim yoktu. Her darbede yeniden ayağa kalkıyorum çabalıyordum. Çabalamaya devam da edicektim. Ya bu adına sır dediği şey benim ölümüm olacaktı ya da ben bir şekilde böyle yaşamayı başaracaktım. Kazanan kim olurdu bilinmez ama kaybedenin ruhum olacağı aşikardı.

SİRİUSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin