Giriş

21 3 10
                                    

Mart aylarının başlangıcında, çok soğuk bir kış gününün sabahı başlamıştı olay. Asiye daha başına gelecekleri bilmiyordu. Kendince vereceği savaşları hatta intiharın eşiğine gelecek olmasını tahmin bile edemezdi. Kırılacaktı kalbi çok hatta pek çok...

Gözlerini araladı Asiye, gözlerini açar açmaz alarmın sesini duydu. Yine zamanı yenmiş olmanın verdiği mutlulukla gülümsedi. Her gün alarmdan önce kalkmaya çalışırdı. Bunu artık bir oyu haline getirmişti. Bu yöntemle her zaman zamanı yenerdi kendince.

 Yanında bir boşluk hisseti aniden. Oysa kalbinde oluşacak olan boşluktan habersizdi, irkildi. Yataklarının tam karşısında olan duvar saatine baktı, henüz daha hava aydınlanmamıştı. Her sabah sevgilisinden önce kalkar ve ona kahvaltı hazırlardı. Bir zorunluluk olarak değil sevgiden yapardı bunu kadın. Sevgilisi bu saatlerde her zaman uyurdu, istisnasız her sabah. 

"Allah Allah" dedi kendi kendine. Sonra yine kendinin bu aptal aşık  haline güldü. "Abartıyorsun" dedi içinden. Kalktı ve banyoya doğru yöneldi. Kapıyı tıklattı, ses gelmedi. Bunu bir kaç defa daha tekrarladı. 

" Engin içerde misin?" yine ses yoktu. "Giriyorum bak?" dedi ve kapıyı açtı. Sevgilisi burada yoktu. Mutfağa doğru giderken " Hey uykucu neredesin?" dedi. Fakat ses yoktu. Mutfağa, salona ve çalışma odasına baktı ama yoktu sevgilisi. Şaşırmıştı Asiye, biraz da telaşlanmıştı. Hızlı adımlarla odasına yöneldi ve telefonu alıp sevgilisini aradı. Telefondan ' Aradığınız numara kullanılmamaktadır... ' diyen telesekreter sesini duyunca kalbinin ritmi birden arttı. Gardoba doğru hızla yöneldi ve sevgilisinin tarafını açtı eşyalar yoktu. Yaşamıştı daha önce aynı sahneyi kadın. Bunun verdiği korku ile gözlerinden yaşlar akarak çalışma odasına gitti. Sevgilisi kendine ait olan tüm belgeleri ve eşyaları almıştı.  Hemen yamacında ki sandalyeye oturdu. Kafasını çalışma masasına doğru çevirdiğinde bir mektup zarfı gördü. Üstünde Asiye'ye  yazıyordu. Anlamıştı onun ne olduğunu kadın. Hızlıca açtı ve okumaya başladı.

Asiye...

Hayatımın en zor satırlarını yazıyorum sana. Gözlerimde intiyat eden bir damla yaş, kalbimin içinde kopan şiddetli bir fırtına yoldaşlık ediyor bana. Küçük evimizde, çaresiz ve ümitsiz bir adam olarak seninle belki de son defa konuşuyorum. Şunu bilmeni istiyorum Asiye ben senin kalbini gördüm ve o kalbin içinde kendimi... Sonra hüzne bulanmış anılarını . Daha yakından baktığımda seni gördüm ,öz seni. Öyle güzel , öyle sıcaktı ki... Sonra o güzelliklerin arşında kendimi. O kadar eminim ki bu sevginin ve merhametin altında yatan bir Engin daha bulamayacağım...

İlk defa beni ben olduğum için seven birini gördüm, bunu en derinden hissetim Asiye. Fakat sana aşık olamadım, seni kalbimin o tarafıyla hiç sevemedim. Bu mektubu, uzun uzun düşündükten sonra yazıyorum sana ve korkarım ki seni üzeceğimi biliyorum. Sana bir söz vermiştim seni hiç bırakmayacağım diye, biliyorum üzgünüm. Sana karşı olan hislerim, çocukken hatırlamaya çalıştığım masum bir anım gibi. Lütfen anla beni...  Senle geçirdiğim bu dört yılın ardından veda etmenin zamanı geldi. İlk ve son defa elveda sevgilim, elveda...

Asiye hıçkıra hıçkıra bitirdiği son satırları tekrar okudu. Ama bir şey değişmedi. Kalbini delip geçen bu sözler onda ölme hissi uyandırdı. Daha bu gece kollarında uyuduğu sevgilisi şimdi onu terk etmişti. Dört yıldır kendini bir yalana inandırmış olduğu hüzünle tekrar okumaya başladı mektubu. 

Merhabalarrrr. Umarım beğenmiş sizinizdir. Lütfen bölüm hakkında ki yorumlarınızı yazın.... ❤❤💖

YeisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin