Animagus

25 3 0
                                    

Sirius'un doğum günü yaklaşıyordu.
Bu kesinlikle bir sır değildi çünkü Sirius günlerdir ortak salonda bağıra çağıra doğumunun tüm dünyaya bir armağan olduğunu anlatıyordu.
Sirius'u herkes çok severdi, insanlar şimdiden büyük bir parti olacağını beklentisine kapılmıştı.
Remus'la her zamanki köşemizde çalışıyorduk. Sirius'un yüksek enerjisi ile ortak salona girdiğini, başımızı parşömenlerimizden kaldırmadan farkettik. Nerede olursak olalım, o geldiğinde ortamın enerjisi yükseliyordu. Bize ulaşana kadar bir kaç kişinin erken doğum günü tebriği ile yolu kesildi. Bir kaç hevesli ergen doğum günü tebriği ile.
Belki Sirius'un umarsamaz tavırlarından belki de henüz bu genç yaşında bile oldukça çekici biri olmasından kızlar ona bayılırdı. Bir solukta yanımıza oturdu. Remus'un boştaki elini tuttu.
-Parti için neden hala hazırlık yapmıyorsunuz, böyle mühim bir zamanda bile ders çalışmanıza inanamıyorum.
-Peki, çalışmayı hemen bırakacağım ama sınavlar yaklaşırken tüm yıl boyunca kapağını açmadığın kitabı sana anlatmamızı beklemeyeceksin. Kabul ediyor MUSUN? diye sordum.
Sirius aslında çok zeki bir çocuktu. Hatta belki bizim kadar ders çalışmasına gerek duymadan da işleri yoluna koyabilecek kadar zeki. O vaktini eğlence ile değerlendirmeyi tercih ediyordu sadece.
Sirius parşömenlerimize bir göz gezdirip hemen geri adım attı. İksir dersine çalışıyorduk ve James'in de Sirius'un da iksir dersiyle yıldızı barışmamıştı.
-Neden gidip James bir şeyler planlıyor mu diye bakmıyorsun? dedim bizi kısa sürede rahat bırakır umuduyla. Yanımızda kalmak istediği belliydi. Eli hala Remus'un elinin üstündeydi ve bırakmak istemediği her halinden anlaşılıyordu. Bu tüm Griffindor için görülmeye alışılmış bir durumda. Remus ve Sirius hem sıkı fıkıydılar.
Sonraki on dakika içinde tüm notlarımızı bir kenara kaldırdık.
Remus, "doğum günü çocuğunun özel bir dileği var mı?" diye sordu, Sirius'un doğrudan gözlerinin içine bakarken.
Sirius ne diyeceğini kafasında epeyce döndürdü.
-Önümüzdeki dolunayda yanında olmama izin vermeni diliyorum. Yanında olup güvende olduğunu bilirsem kesinlikle çok mutlu olacağım, dedi.
-Bu kesinlikle tartışmaya kapalı bir konu Sirius. Asla olmaz. Sana zarar verebilirim.
-Bana zarar vermene izin vermem, o gün gelene kadar bir kaç savunma büyüsü denerim. İkimiz de güvende oluruz. Lütfen Remus.
Remus'un yanıtı kesin ve netti. "Hayır."
Eşyalarını toplayıp masadan uzaklaşırken yüzümüze bir kez bile bakmadı. Sirius kendi sandalyesinden kalkıp yanındakine oturdu. Başını omzuma yaslamadan önce iç geçirdi. "Yanında olmam gerektiği konusunda çılgın gibi davranan ben değilim, değil mi Umay?"
-Kesinlikle değilsin Black fakat Remus'un da hakkı var. İkizini de gerçekten koruyacak mantıklı bir çözüm bulmadan bu işe girişmek çok riskli.
-Böyle demeni umuyordum. Bence bu konuda bir çözüm buldum. Mantıklı olup olmadığı kısmını da senin kararına bırakacağım.
Başını kaldırıp, gözlerimin içine baktı. Kimsenin duymaması için özen göstererek sessizce konuştu.
-Geçen akşam okuyordum... Lütfen yüzünden şok ifadesini sil evet ben de okuyorum. Arkadaşımızın küçük problemi ile ilgili düşünürken belki de ona yardım etmenin yolu ona benzemekten geçiyordur dedim, eğer fiziksel olarak ona benzeseydim birlikte vakit gecirmemizin bir zararı olmazdı.
-Sirius Orion Black SEN AKLINI Mİ KAÇIRDIN?!
-Şşt sessiz ol.
-Kurt adama dönüşmeyeceksin, ne hastalıklı bir düşünce bu, aklın nerede senin? diye çıkıştım.
-Venüs, sakin olup dinler misin, lütfen.
Ellerimi şefkatle kavradı. Konuşmaya devam etmeden önce bir kez daha etrafı kolaçan etti.
-Kurt adam olayım demedim. Bu mantıklı olmazdı hayır. Ama kurt adamı zaptedecek kadar büyük bir hayvan olsaydım...
-McGonagall gibi...
-Kesinlikle. Sadece nasıl yapıldığını öğrenmem gerekiyor. Ben gidip sorarsam kesinlikle bir şeyler çevirdiğimden şüphe eder. Ama öğrenmem lazım. Ne diyorsun?
Düşünceyi kafamda biraz tarttım. Remus dolunaydan önce aldığı iksir sebebiyle içindeki kurtu bastırabiliyordu. Tamamıyla değil ama biraz olsun sakinleşmiş olmasi bile bir şeydi. Ve Sirius yanında insan olarak değil de hayvan olarak bulunursa... Yine de tehlikeliydi ama Remus'un kontrolsüz bir şekilde Yasak Ormanda dolaşması kadar tehlikeli değildi.
-Bunu söylediğime inanamıyorum ama sanırım haklısın.
-Sanırım kısmı içimi rahatlatmıyor Venüs.
İçsel monologuma son verip Sirius'un gözlerine baktım.
-Hayır, hayır bence oldukça haklısın.
Ellerine daha sıkı sarılırken ekledim, "Remus senin gibi bir arkadaşa sahip olduğu için çok şanslı."
İşleme Animagus transformasyonu deniyordu. Ve nasıl işlediğini çözene kadar Remus'a söylememeye karar verdik. Masadan kalkıp James'i bulduk. Büyük Salonda Peter'la beraber partiyi planlıyorlardı. Yanlarına oturduk.
-Dostum, neler planladığımıza inanamazsın. Muhteşem doğum günün, Slytherinlere hazırladığımız kusursuz şakayla başlıyor. Öğlen vakti quidditch antrenmanı, akşam da Queen'in en sevdiğin albümü eşliğinde sınırsız şekerleme ve çikolata. Hatta belki Hogsmead'den ateş viskisi aşırırız. Buna ne diyorsun?
-Hırsızlık diyorum, diyerek araya girdim.
-Hırsızlık sayılmaz Umay, eğer yaşı yetmeyen bir büyücüye satış yapacak olsalardı gidip satın alırdık fakat bu şartlar altında kesinlikle hırsızlık olarak nitelendirilemez.
Konuştuktan sonra bilmiş bir şekilde gözlerini itti.
"-Bence harika dostum, teşekkür ederim" diyerek James'i kucakladı Sirius.
-Harika demişken, arkadaşın Evans nerede Umay?
-James Fleamont Potter, Lily'den hoşlanmaya başladığını farketmistim. HAHA Bence harika bir çift olacaksınız, kesinlikle yıldız faliniza bakmam gerekiyor, dedim.
Böylece her şey bir anda Lily olmuştu. Potter hiç olmadığı kadar heyecanlı görünüyordu. Lily'den bahsettikçe gülümsemesi genişliyor, yıldız falı için elimi çabuk tutmamı istiyordu. Sirius ilginin kendi üzerinde olmamasına alışık değildi. Doğrudan sohbetin ortasına atladı.
-Yıldız falını bir kenara bırak, crutious laneti bile Lily'nin James hakkındaki düşüncelerini değiştirmez.
-Teşekkürler dostum, derken tüm sevinci solmuştu James'in. Suratı asıldı. Huzursuzca kendini masaya yasladı.
-Seninle ilgili değil dostum, sen harika birisin, eğlenceli ve akıllısın. Ama Evans farklı bir kişiliğe sahip. Her şeyin kusursuz olmasını isteyen, geleneksel şakalarımıza karşı çıkan biri. Bilemiyorum çok farklısınız, dedi Sirius.
-İlişkilerini güzel kılan da bu zaten. Zıt kutuplar birbirini çeker, hiç duymadın mı?
James'in yüzünde yeniden umut ışıltısı parıldaya başlamıştı.
Peter nihayet kemirdiği tavuk budundan başını kaldırıp," belki de Evans'ın bunca zamandır James'e karşı bu kadar acımasız olmasının sebebi aslında ondan hoşlanıyor olmasıdır, dedi.
James'in çaresiz aşk hayatını konuştuğumuz yaklaşık 40 dakika sonra ortak salona geri döndük. Mary ve Donna geldiğimizi görünce ellerini kaldırdı. Oğlanlar kısa süre sonra Hogsmead'e yapacakları kaçak gezinin detaylarını konuşmak için odalarına çıktılar.
"-Sirius'la aranda bir şey yoksa oğlanlarla neden bu kadar çok vakit geçiriyorsun Venüs?" diye sordu Donna.
-Çünkü arkadaşlıklarından keyif alıyorum Donna. Yanlış anlama sizinle vakit geçirmekten de keyif alıyorum tabii ama James öz kardeşim gibi. Planlarına katılmak hoşuma gidiyor, dedim.
Ne kadar doğruydu. Kendi ailem dışında kendimi bir onların yanında güvende ve mutlu hissediyordum. Onlarla vakit geçirmek bana çok doğal geliyordu. Donna konunun üzerinde çok durmadı. Sirius'un yarınki partisine hazırlanmak için odama çıktım. Lily yatağına kurulmuş kitap okuyordu. Sirius'un partisinden bahsettim. Günün açılışı olan Slytherinlere şaka kısmı dışında her şeyden hoşlanmıştı. Sirius'a ne hediye edebileceğimi uzun uzun düşündüm. Remus'un yanında olmak istediği zamanlarda güvende olması dışında istediğim bir şey yoktu. Bu fikre odaklandım. Belki bir koruma büyüsü ile bir tılsım hazırlayabilirdim. Dolabıma gidip biraz kurcaladiktan sonra aradığım şeyi buldum. Üzerinde küçük yıldızlar olan gümüş bilekliği çıkardım. Tılsım yapma üzerinde henüz uzmanlaştığım bir konu değildi. Avucumun içinde bileklik ve elimde asam ile erkeklerin kısmına geçtim. Kapılarını tıklattım. Peter kapıyı açtı. -Umay? dedi.
-Şey, Remus'a ihtiyacım var.
Peter, girebilmem kapıyı ardına kadar açtı.
-Remus, benimle gelir misin, diye seslendim durduğum yerden bir adım bile atmadan.
Remus ayaklaninca, asani da getir lütfen, diye ekledim.
Bizim odamızda Lily'den başka kimse olmadığı için onu kızlar yatakhanesine çektim. Kapıyı kapattıktan sonra Sirius'un doğum günü için ne yapacağını sordum. Yaz tatilinde Sirius için Quidditchin yıldızları isimli bir kitap satın aldığından bahsetti.
-Herhangi bir şey okuması iyi olur diye düşündüm, dedi omuzlarını silkerek. İkimiz de güldük. Evet quidditch yıldızları dışında herhanngi bir konuya ilgi duyup kitap okuduğunu hiç görmemiştik.
Sonra kendi planımdan bahsettim. Bileziği büyülemem için yardımını istedim. Daha önce hiç yapmadığını söyledi.
-Doğrusu önemli olan tılsımı vereceğin kişiye duyduğun hislerin. Duygular ne kadar güçlü olursa büyü o kadar bağlayıcı oluyor, diye açıkladım.
Yanakları belli belirsiz pembeleşti.
Bileziği wingardium leviosa ile havalandırıp standart koruma büyülerini fısıldadım. Bilezik çok yavaş bir biçimde kendi etrafında dönmeye başladı. Remus da gözlerini kapadı ve büyülü sözleri fısıldamaya başladı. Bir ağızdan büyülü sözleri mırıldarken bir yandan da Sirius'u düşünüyorduk. Aklımız ve kalbimiz ve tabiiki ruhumuz Sirius'un varlığı ile dolunca bilezik gözden kaybolacak kadar hızlı bir şekilde dönmeye başladı ve koruyucu büyü tamamlandı. Bileziğe dokunmadan asa yardımıyla küçük bir kutu içine yerleştirdim. Tılsımın hissedeceği ilk dokunuş Sirius'unki olmalıydı. Yaptığımız işle gurup duyuyorduk, kesinlikle başarılı bir büyü olmuştu. Tılsımı üzerinde taşıdığı sürece Sirius güvende olacaktı.
Remus birine duyulabilecek sevginin böyle güçlü bir tılsıma dönüşebileceğine inanmamıştı. Erkekler yatakhanesine giden koridora kadar Remus'a eşlik ettim.
-Sirius çok şanslı, dedim.
-Yakışıklı ve popüler.. Evet baya şanslı, dedi.
-Onu kastetmiyorum. Sirius çok şanslı, çünkü çok seviliyor. Bu Tılsımı hazırlamak için seni çağırmamın sebebi buydu. Sevgin çok güçlü. Sirius da zamanla görecektir, dedim.
Dediklerime inanamayarak yüzüme baktı.
-Neden bahsettiğini bilmiyorum.
-Bence biliyorsun. Sirius'u diğer arkadaşlarından farklı bir şekilde sevdiğini hissedebiliyorum. Senin için seviniyorum, umarım yakın zamanda hislerinle yüzleşir sen de mutluluğun için bir adım atmış olursun, dedim.
-Sirius aynı şekilde hissetmeyecektir.
-Sirius kendisiyle çok meşgul, bir gün kendisinden sıkıldığında ona nasıl baktığını farkecek.
-Kurt adamlar sonsuza kadar yaşamıyor Venüs.
İçtenlikle güldük. Yatakhanelerimize ayrılmadan önce sarıldık, yardım ettiğini için teşekkür ettim.
-Ben de teşekkür ederim, yani anlayışın için. Her seferinde beni kabullenen kalbine çok şey borçluyum. En yakın erkek arkadaşından hoşlanan kurt adamı kabullenmek herkesin harcı değil.
-Kalbimdeki yerin hiç değişmeyecek benim canım kurtadam arkadaşım. Yanağına bir öpücük kondurup odama döndüm.

Yarının koşuşturmacasına yetişmek istiyorsam hemen uyusam iyi olurdu.
Rüyamda bir kurt ve irice bir köpek gördüm. Dolunay ışığı ile aydınlanmış bir açıklıkla koşuyorlardı. Kanatlarımı çırparak uzerlerinde uçtum...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 03, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Çapulcular-Hogwarts ve SonrasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin