''Bu arada selam, ben Eric Taeyong'un... eski sevgilisi.''
Jaehyun yutkundu. Midesine bir ağrı saplandı o an. Sevgilisi mi? Ama Taeyong'un hiç sevgilisi olmamıştı ki, kendisi ilkti. Yani Jaehyun öyle sanıyordu?
''Sen de yeni sevgilisi olmalısın?''
''Sana kes sesini dedim!''
Taeyong hışımla kalktı oturduğu yerden. Kafedeki bazı müşteriler onlara bakmış, garson usulca yanlarına adımlamıştı.
''Efendim bir sorun mu var?''
Taeyong delici bakışlarını sarışın çocuktan çekmeyerek, ''Hayır.'' dedi sakince. ''Hiçbir sorun yok biz de zaten gidiyoruz.''
Eric yamuk bir gülüş verdi.
''Aynısını yaptı sana da değil mi?''
Jaehyun'un stresten avuç içleri terlemiş, beyni allak bullak olmuştu.
''Başta sana acı çektirdi. Çünkü ona göre aşk yoktu o farklı şeylerden hoşlanırdı. Fakat sen çoktan ona deli gibi aşık olmuştun. Onsuz nefes alamayacak hale gelmiştin, adeta büyülenmiştin...''
Sarışın çocuk konuşurken, Jaehyun buz dolu bir küvete atlamış gibi hissetti. Duyduğu şeyler sırtından aşağı soğuk bir ürpertinin geçmesine sebep oldu.
''Duygularını başta önemsemedi. Seni kısıtladı, sana ceza verdi fakat sen hiçbirini umursamadın çünkü kör olmuştun. Taeyong'un ışığı kör edicidir biliyorum fakat bu toxic ilişkiden arındığım için mutluyum.''
Taeyong derin bir nefes aldı, gözleri öfkeden yanmış iyice koyulaşmıştı.
''Jaehyun dinleme onu.''
''Yalan söyledin değil mi ona da? Onun senin ilk sevgilin olduğunu düşünmesini sağladın. O diğerlerinden farklı olduğunu senin için ilk olduğunu düşündü. Fakat doğru olan bir şey var sen aşktan gerçekten anlamıyorsun Taeyong onu da bana yaptığın gibi bir enkaza dönüştürüp terk edeceksin, onun sevgisi hâlâ umurunda değil.''
Jaehyun hızla kalktı oturduğu yerden, midesi bulandı istemsizce.
''Bunlar doğru mu?'' diye sordu sert bir sesle. ''Böyle biri misin gerçekten?''
Kandırılmış hissediyordu. Yaşadığı şey bir yalandan ibaretti ve bu Jaehyun'un canını feci derecede yakmıştı.
''Sandım ki...'' bir an duraksadı konuşmada zorlanarak. ''Bir an gerçekten hislerimi gördün sandım Taeyong.''
Çaresizce baktı o gözlere. Ne yaparsa yapsın Taeyong onu asla kabul etmeyecekti. Aşkını hiçbir zaman gerçek anlamda kucaklamayacak, canının yanmasını hiçbir zaman umursamayacaktı. Jaehyun yorgun hissetti, tüm duygular aynı anda hücum etmiş gibiydi vücuduna. Kalbi deli gibi acırken aynı zamanda Taeyong'a sarılmak, olsun ben böylede kalırım yanında demek istiyordu fakat hayır bunu yapmayacaktı.
Hızla çıktı kafeden. İlk defa bu kadar kandırılmış hissediyordu, ilk defa bu denli yanıyordu canı. Kalbi sökülüp alınsa bile bu kadar acımazdı diye düşündü.
