Kurguyu ve birkaç bölümü kafamda ortaokuldayken oluşturmuş ve yazmışım.Hatta yanlış hatırlamıyorsam bir farklı hesapta yazıp denedim ve hoşuma gidince buraya geçirdim. O kadar fazla hata ve saçma cümle var ki anlatamam. Böyle bir kurguya da bu kadar az kelime yetersiz kalmış.
Lütfen kusurlarımı görmezden gelin. İlk bölümü tekrar yazmayacağım çünkü ortaokulda ki Sara'nın saatlerce bu kurgu üzerine hayaller kurup taslaklar çıkardığını ve tekrar tekrar paragraflar yazıp sildiğini hatırlıyorum. Bu kurguyu seviyorum ve devam etmeyi istiyorum. O yüzden şimdilik burada dursun.
delta rae > I will never die
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Karanlığa esir düşmüştü, esmer. Yaralıydı, bitap düşmüştü. Elinde ki zayıf mum ışığı ile yarar geçer sanmıştı tüm o korkuları. Nereden bilebilirdi ki en güçlü ışığın bile karanlıkta saklandığını?
Baygın gözleri istemsizce geldiği noktaya baktı bir süre. Ufak bir çayıra sapmıştı yolu. Sırtında ki çanta ona ağırlık verdiği gibi, şakaklarından soğuk terler boşalıyordu. Kollarında, sırtında, çenesinin yanında çizikler vardı ve her birinden teker teker süzülen kan, ona acı veriyordu.
Burada öleceğim, diye düşündü. Tam burada ölüp gideceğim! Umutsuzca çayırda bir kez daha gezdirdi gözlerini. Hava karanlıktı. Yıldızlar gökyüzüne öyle fevkalade bir şekilde dağılmışlardı ki! Lakin esmer, başını kaldırıp bakamadı. Öyle acıyordu ki bedeni, en ufak hareketindeyere düşecek gibi hissediyordu. İlerledi, ilerledi ve ilerlemeye devam etti. Çok sürmedi gözlerinin yanan ışığı yakalamasıfakat bu ona asırlar gibi geldi.
Oradaydı işte! Ufak bir ev görünüyordu az biraz ötede. Heyecanla gülümsedi. Gerçi gülümsemekten çok ağlıyormuş gibi bir ifade vardı yüzünde. Topal adımlarla eve doğru ilerledi.
Küçük, eski bir evdi. İşkence gibi süren dakikalar içinde eve vardı. Parmakları evin yeni boyanmış olduğu belli olan beyaz kapısına gitti. İşaret parmağını büküp kapıyı tıklattı ve beklemeye başladı. İçten içe evin sahiplerinin merhametli insanlar olmasını diledi.
Kapı gıcırtılı bir şekilde açıldığında, esmer daha fazla dayanamadı. Kapının eşiğinde bir yerlerde yere düşüp kaldı.
...
Kuroo Tetsurou, gözlerini korku ve endişe ile açtı. İlk birkaç saniye kim olduğunu, nerede olduğunu, ne olduğunu unutmuş gibiydi. Yavaş yavaş zihnine dolan hatıralar kaşlarını çatmasına sebep oldu.
Bir Kiklop'u yakalamaya çalışıyordu en son. Evet, öyle olmalıydı. Ne yazıktır ki Kiklop, Tetsurou'dan kat kat güçlü çıkmıştı ve Tetsurou canını dahi zor kurtarmıştı. Genç, başından büyük işlere kalkıyordu, biliyordu.