Harry uyuyamıyordu. Zaten dört saat önce bir savaştan çıktığı için uyuyamaması normaldi. Ve göğsündeki keskin acı ona hiç yardımcı olmuyordu.
Göğsündeki acının sebebi Voldemort'un ona Yasak Orman'da yaptığı Öldüren Lanet yüzündendi. Lanet onu göğsünden vurmuştu ve acıyordu.
Elini göğsüne koyup doğruldu ve aşağı indi. Sabahları bahçede oturmak ve kuş seslerini dinlemek ona beş yaşından beri huzur verirdi. Guguk kuşlarının ötüşü ve doğanın uyanmasını izlemek onun için müthiş bir rahatlama yöntemiydi.
Merdivenlerden inerken Ginny'nin odasının önünde durdu. Aslında şu an yapmayı en çok istediği şey ona sarılmak, onun sıcacık tenine dokunmak ve onu sakinleştirmek, her şeyin yoluna gireceğini söylemekti. Ama uyuyor olabilirdi.
Fakat Harry onu uykusunda izlemeye de bayılırdı. Altıncı yılında, Ginny ile çıktıkları zaman, Gryffindor ortak salonunda Ginny onun bacağına yatar ve uyurdu. Harry o zaman onun kızıl saçları ile oynar, onun uyurken huzur ile dolan mükemmel yüzünü izlerdi.
Ginny'nin odasının kapısını açıp içeri girdi. Kız uyumuyordu. Kapıya sırtını dönmüş, penceresinden dışarıyı izliyordu. Penceresinin manzarası çok güzeldi. Harry geçen yıl onun odasına ilk defa girdiğinde görmüştü.
Ginny gelen sesle arkasını döndü. Ve kapıda duran kişiyi gördü. Sarılmaya hasret olduğu, her gün başına bir şey gelmemesi için dua ettiği kişiyi. Ve koşup ona sarıldı.
Harry kendisine sarılan kızın saçlarını okşayıp öperken, kızın az önceki görüntüsü geldi aklına. Göz yaşlarının durmaksızın aktığı gözleri ve yorgunluktan çökmüş yüzü...
İçinde Voldemort'a karşı bir öfkenin bilmem kaçıncı kez yükseldiğini hissetti.
Ginny'nin çenesinden tutup kızın yüzünü kendi yüzüne çevirdi. Diğer eliyle kızıl saçlarını okşarken "Hepsi geçecek... " diye mırıldandı. "Yine mutlu olacağız. Eskisi gibi... Eksik, ama mutlu..."
Ginny hıçkırdı.
"Ç-çok korkuyordum..." diye mırıldandı. "Ne zaman döneceğiniz belli değil, başınıza bir şey geldi mi bilmiyorum... Ölüm Yiyenler okula doluşmuş bize işkence yapıyor, ailemden haber alamıyorum... Dumbledore'un Ordusu'nu tekrar açıp savaşmaya çalışıyoruz ama olmuyor, sonu hep işkence, acı... Luna'yı götürdüler, öldürdüler mi, ne yaptılar belli değil... Çıldıracaktım neredeyse."
"Canım benim..." diye fısıldadı Harry. Kızın alnına bir öpücük kondurdu. "Bitti artık..."
Aklına gelen fikirle geri çekildi.
"Sıfırdan başlamaya ne dersin?"
Ginny de geri çekildi. "Eğer hafızamı silmeye kalkışacaksan seni uyarıyorum ki -"
Harry kahkaha atmamak için zor tuttu kendini.
"Hayır, bizden bahsediyorum. Biz..."
Ginny'nin omuzları rahatlamayla düştü. "Oh, tamam..."
Harry gülümsedi ve elini uzattı.
"Merhabalar, ben Harry Potter."
Ginny kıkırdadı. "Ben de Ginny Weasley."
El sıkıştılar.
"Sizi bilmem ama, ben sizin güzelliğinizden çok etkilendim. Bu dünyada sizin kadar güzelini görmek mümkün değil," dedi Harry.
"Ben de sizin kadar mükemmelini görmedim..." dedi Ginny.
Yavaşça birbirlerine yaklaştılar. Nefesleri karışırken Harry, ellerini Ginny'nin beline koydu ve kendine çekti. Ginny de kollarını Harry'nin boynuna dolarken özlem ve acıyla dolu, anlamlı bir öpücük paylaştılar...
.........................
İlk kez oneshot yazdım ve bence güzel oldu 💛
Size diyorsunuz?
İyi günler...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝗦𝗧𝗔𝗥𝗧 𝗔𝗚𝗔𝗜𝗡, hinny oneshot
Fantasy❝Merhaba, ben Harry Potter. Sizi bilmem ama, ben sizin güzelliğinizden çok etkilendim. Bu dünyada sizin kadar güzelini görmek mümkün değil.❞