Ben Qian Renjun. O insanların imrenerek baktıkları büyük görkemli binaların, gökdelenlerin en üstlerinde olan, onlara sahip olan adamın oğluyum.
Qian Kun yani babam, büyük bir alfa iş adamıydı. Yaptığı anlaşmalar, diktiği evler, aldığı iş yerleri ve daha nicesiyle Çin'in ileri gelen en büyük topluluğundan birisiydi. O sert bakışları, zeki fikirleri ve olgun davranışları daha yaşının 38 olmasına rağmen hayret ettiren zenginliği ile herkes onu tanırdı.
Babama karşı kötü bir şey yapmak isteyecek cesareti kimse bulamazdı. Buna kalkışan olmuştu, yere çok fena çakılmışlardı. Dedim ya babam çok zekidir diye işte o nedenle asla deneyemezlerdi. Ellerini kollarını veya ayaklarını da bağlasanız o 10 saniye bile sürmez kurtulurdu.
Onun oğlu olmaktan cidden gurur duyuyordum, o da benden ve kardeşim Chenle'den. Babam dışarıya yansıttığı o acımasız bakışlı, sert adamı eve girmeden kapıda bırakırdı. Gözlerindeki aşkı anneme oldukça fazla verirdi.
Ailesine aşık bir adam olarak bize gösterdiği sevgiye hayrandım. Ona hayrandım. Her zaman onun gibi olmak istemişimdir. Zorlanarak değil bir şeyleri severek ve isteyerek yapardım. Babam bana bakıp gururla gülümserken kalbim delicesine atardı çünkü onun sevgisini çok isteyen birisiydim.
Babam alfaydı ve alfalar ülkemizde en üst mertebelere yükselen tek kısım oluyordu. Babam da zengin bir aileden geliyordu ama annem öyle değildi.
Annem Sicheng, omegaydı. Geçimini sağlamak ve okuluna devam etmek için çalışıp kendi ayakları üzerinde duran ve asla kimseden yardım almayan mükemmel bir insandı. Ona da oldukça hayrandım.
Annem ve babamın tanışması... Babama saldıran birkaç alfa ile olmuştu. Annem zekasını kullanarak telefonundan polis sirenleri seslerini açmış ve onları kaçırarak babama bakmıştı. İşte babamın ruh eşi olduğu o anda belirmişti. Ama babam her zaman 'Ruh eşim olmasa da annenin zekasına, güzelliğine ve kalbine yine aşık olurdum.' derdi.
Bu aşk ve yaşam hikayesi benim her zaman hayallerimi süsleyen bir konu olmuştur. Bir gün ben de ruh eşim olan alfa ya da geleceğim olacak bir beta ile tanışacaktım. Bunu bekliyordum.
"Bebeğim, ödevlerin bitti mi bakalım?" Omuzuma dokunan bir el hissettiğim zaman kafamı çevirdim. "Anne... Bitmek üzere lakin şunları yapamıyorum. Matematik olsa direkt sana gelirdim ama bu kimya. Sence babam bana yardım eder mi anne?"
"Elbette yardım ederim. Neymiş bakalım?" Arkamızdan gelen ses ile gülümseyerek hızla arkama baktım. Babam ceketini çıkarmış odamın kapısından içeriye bakıyordu. Yanımıza gelirken anneme güzel bir öpücük vermiş benim de başımı öpmüştü. "Hoş geldin hayatım."
"Hoş bulduk sevgilim. Burayı ben hallederim. Chenle birazdan futbol antrenmanından gelir sen gidebilirsin?" Annem gülümseyerek yanımızdan ayrılırken babam yanıma bir sandalye çekip defterime baktı.
"Bakalım benim oğlumu düşündüren sorular neymiş?" Gülümseyerek saçlarımı karıştırırken ben de kıkırdadım. "Son konular olduğu için biraz zorlanıyorum, keşke yapabilsem."
"Öyle deme Renjun, her şey zamanla ve güzel bir düzende olur. Sen çalışmaya devam edersen onlar sana meyvesini verir. Tamam mı?" Kafamı usulca salladıktan sonra konuyu anlatacaktı ama durdu. "Oh bir şey söylemeliyim."
"Efendim babacığım?"
"Annenin haberi var lakin sana söylemeyi unuttum. Bir akşam yemeğine gitmemiz gerekiyor saat 7'de. Sorun olmaz değil mi oğlum?" Babamın çoğu zaman böyle akşam yemekleri olurdu.
"Hayır baba olmaz. Yarın zaten haftasonu olduğu için yarın güzelce çalışırım." Gülümsediğim zaman kafasını salladı ve bana anlatmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
§ 𝐑𝐞𝐧𝐇𝐲𝐮𝐜𝐤 𝐎𝐧𝐞𝐬𝐡𝐨𝐭𝐬 §
Fanfiction§ 𝗥𝗲𝗻𝗛𝘆𝘂𝗰𝗸 𝙾𝚗𝚎𝚂𝚑𝚘𝚝𝚜 𝚂𝚎𝚛𝚒𝚜𝚒 § #RᴇɴHʏᴜᴄᴋ 01 03052024 ☁︎ 𝚂𝚝𝚊𝚛𝚝»08/06/2021 𝙵𝚒𝚗𝚒𝚜𝚑 -