"Ben karaokeye falan gelmem." Mızmızlanıp kollarımı önümde birleştirdim.
"Bu yine bebek triplerine girdi. Merak etmeyin ben onu sürüklerim." Ama Namjoon hyung! Haksızlık bu ya.
•
"N'olur daha fazla şarkı söylemesin!" Jimin kulaklarını kapatıp bağırarak Yoongi'nin şarkı söyleyen bed sesini bastırmaya çalıştı.
Nerden geldiysek bu karaoke salonuna son yarım saattir Hoseok ve Yoongi şarkı söylemesin diye sızlanıyorduk. Ama ikisinde mikrofonları bırakmıyordu.
"Niye öyle diyorsunuz? Eğleniyorlar işte." Seokjin'in söylediğini onaylayan mırıltılar döktü Namjoon hyung. Sen de yavşaksın oğlum!
"Hadi biz de gidelim yanlarına." Seokjin Namjoon hyungu ayaklandırmaya çalıştı. Hatta çalışmadı, hyung bunu bekliyormuş yıllardır. Anında ayağa kalkıp Yoongi ve Hoseok'un yanına yürüdü. Yeni bir şarkı aramaya başladılar dördü birlikte. Sonunda seçtikleri şarkıyla Jimin havaya zıpladı.
"Lan en sevdiğim şarkı!" Diye bağırarak yanlarına koştu. Ben bunlarla niye arkadaş oldum ya?
O tuvaletteki malum yaklaşmanın üzerinden üç gün geçmişti. Bu sefer Taehyung arkadaşımdan kaçmadım ama mesafemi de korudum. Üç gün boyunca da aklımdaki tek şey o dudakları, dili ve bana olan temasıydı zaten.
Bu beşli birlikte ilk şarkıyı söylediler. Hızlarını alamadılar ikinciye de geçtiler. Bu süre boyunca ya onları izledim ya yeri izleyip cips yedim. Karşımda oturan Taehyung'a bakmamaya çalışıyordum. Koskoca karaoke odasının bir ucunda ikimiz oturmuşuz diğer ucunda beş salak şarkı söylüyordu. Dört dörtlük ortam.
Ben aptal alışmışım durgunluğa, böyle devam edecek sanıyordum.
Garibanın yüzü güler mi?
Bacağımda hissettiğim dokunuşla olduğum yerde zıpladım korkuyla. Beklemiyordum amına koyayım!
Bacağımdaki ayağı sürtünerek yukarıya çıkarken sinirle Taehyung'a baktım.
"Ne yapıyorsun Taehyung?" Hiçbir şey demeden çocuk gibi dudaklarını büzdü. Aynı anda ayağını sürtmeye devam ediyordu.
"Dur Taehyung." Garibanın yüzü gülmezmiş. Bacağı daha da yukarı çıktı. Açık bacaklarımın arasındaki bacağını baldırlarıma sürtmesiyle hareketlendim. Neden bilmiyorum asla geri de çekilemedim.
"Taehyung," Zar zor adını söyledim nefes verirken. "Lütfen dur."
"Neden duracakmışım?" Daha da yaklaştı lanet ayağı.
"Gö-görecekler şimdi." Masanın altı olmasına rağmen ortam görmeleri için çok açıktı. Ödüm kopuyordu.
"Durmak istemiyorum, Jeon." Cümlesi biter bitmez kasıklarıma değen ayağıyla anlık bir refleks yüzünden bacaklarımı kapattım. Baskının artışıyla inlememek için elimi ağzıma götürdüm. Kocaman olmuş gözlerim ve ağzımı kapattığım elimle Taehyung'a baktım. Aynı şaşkınlıkla bana bakıyordu ama o gülüyordu. Gülme orospu çocuğu gülme.
Nefesimi vererek elimi ağzımdan indirdim. Aynı anda bacaklarımı açtım. O da bacağını kendine çekti. Başımı eğip ellerimle yüzümü sıvazladım. Hiç iyi hissetmiyordum şu an. Çocukların o kötü sesleriyle söylediği şarkıyı bile duymaz oldum. Derin nefesler aldım. Sikerim teklifini. Ne olacaksa olsun.
Kafamı kaldırıp kısık gözlerimle Taehyung'a baktım. Gözlerini hiç ayırmadan bana bakıyordu.
"Kabul."
"Ne?" Şaşkınlıktan bağırdı.
"Teklifini kabul ediyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
huggy ⁷ taekook
Fanfic"...Ben senin ihtiyaçlarını karşılayayım, sen benim yönelimimi çözmeme yardım et Jeon." • "Bence kucağına çıkmalıyım Tae."