''𝖎𝖓𝖘𝖆𝖓𝖔ğ𝖑𝖚 𝖕𝖑𝖆𝖓 𝖞𝖆𝖕𝖆𝖗, 𝖙𝖆𝖓𝖗ı 𝖎𝖘𝖊 𝖌ü𝖑𝖊𝖗''
ne kadar güzel bir söz değil mi jürinin saygı değer üyeleri...
babamla hep plan yapardık, bu hafta sonu dondurma yemeye gideceğiz, dayımlara gideceğiz, yazlığa gideceğiz...doğrudur, bunları başardık ama ben büyüdükçe o gitmeye başladı.haftanın üç günü-beş günü eve gelmemeye başladı, annemle şiddetli kavgalar etmeye-aldatmaya başladı.6 yıldır böyle devam ediyoruz.çocukken babamla yaptığım planları şu an annemle yapıyorum fakat aynı tadı vermiyor.çünkü;babasının kızı olan birisi kimsenin planın parçası olmayı kendisine yediremez,bu kişi annesi olsa dahi...
Her neyse bu düşünceleri kafamdan silip mutfağa doğru adımladım, mutfaktan müthiş kokular yükseliyordu tabii bu kokunun kaynağı annemin yemekleriydi.O mükemmel bir anne,aşçı,arkadaş o benim her şeyim.Ben de yarası olmayan 3-5 kişiden birisi...Umarım hep öyle kalır...
Yemeği yeyip bitirdikten sonra odama gittim bu gün pazardı.Hala cuma günü olanlara takılmıştım.Bay Brien'nin gözlerinin dolu dolu bana bakması, beni öğretmenler odasında yarı çıplak yakalaması,beni izlemesi...unut bunları Nia..unut..bunların hepsi geldi geçti...
Ama olmuyordu hala onunlaydım.Onun kokusu, bakışları, sesi ile idim. Ben hala onun idim.Raftan, Stefan Zweig'in Bilinmeyen Bir kadının Mektubu adlı kitabı alıp okumaya başladım, belki zihnimi böyle boşalta bilirdim.
2.5 saat sonra kitap bitmişti fakat ben hala ağlıyordum hoş kitabın ilk sayfasında iken göz yaşlarım süzülmeye başlamıştı ya.Çok duygusal ve derin bir kitaptı.Keşke herkese okutabilsem diye düşünürken artık uyumam gerektiği hatırladım.Pijamalarımı giyinip yatağa geçtim, kumral tonlarında olan saçlarımda ki tokayı usul usul, incitmeden, yolmadan aşağı çekiyordum çocukken babam böyle yapardı, saçlarımın teline kıyamaz olan adam şu an kalbimi paramparça etmekten çekinmiyordu, tam aksine üstünde tepindikçe tepiniyordu.
Yastığımı da başımın altına yerleştirip gözlerimi kapadıktan sonra gözlerimin önüne Dylan'nın bakışları geliyordu,nefes aldıkça da burnuma kokusu.O her şeyiyle mükemmeldi, kusursuzdu.O tanrının oğluydu.O her şeyden önce benimdi...O bana babamın yarıda bıraktığı sevgiyi verebilir miydi? O benim babam bile olabilir miydi?...