29.BÖLÜM- "Çiçek"

96 19 127
                                    

Helüğğ! Nabersiniz canlar?

Yorumlarınız için çok teşekkür ederim öncelikle. Oylarınız için de^^ iyi ki varsınız :)

İyi okumalar!

***

"Bir çiçek gibidir insanlar. Mevsimi geldiğinde açarlar ama yaşadıkları sonucunda solmaları kaçınılmazdır..."

(Aymira'nın anlatımıyla)

Akşam annemle ve babamla doya doya konuştuktan ve kendimce özlemimi hafiflettikten sonra Melisler ile kaldığım odaya gitmiştim. Beni gördükleri anda boynuma atlamışlardı ve her şeyi en küçük detayıyla anlatmamı istemişlerdi. Bunu yorgun olduğumu söyleyerek geçiştirmeye çalışsam da asla beni dinlememişler anlatmam için adeta yanıp tutuşmuşlardı. Ben de el mahkum yaşananları anlatmıştım.

Sonuç olarak Sıla ile kardeş olmadığımı ve her şeyin bir yalan olduğunu öğrenmişlerdi.

Benim kadar çok tepki göstermeseler de sevinmişlerdi. Bir yandan da Sıla'ya üzülmüşlerdi tıpkı benim gibi. Yine de bu konu hakkında derin yorumlar yapmamakla beraber uzatmadan kapatmışlardı. Buna memnun olmuştum elbette.

Sonrasında ben de bir duş alıp üzerimi değiştirmiş ve yatmadan evvel Yiğit ile mesajlaşıp yarın bizimkileri toplayıp vakit geçirmek için sözleşmiştik. Sanırım sonunda istediğim gibi bir hayat sürebilecektim. Sakin ve normal üniversite öğrencileri gibi. Üniversite demişken, hala dersler tam anlamıyla başlamış sayılmazdı. O yüzden kafam rahattı bu konuda da.

Şimdiyse sabah olmuştu ve kızlarla kaldığımız odanın kapısı sesli bir şekilde yumruklanıyordu. Bir anlık uyku sersemliğiyle endişelensem de meraklı gözlerle bana bakan Yaren ve Melis eşliğinde kapıyı açmıştım. Gelen kişi Zeynep'ti.

"Ne oluyor kızım sabah sabah?" dedi ilk başta Melis. Fakat Zeynep heyecanla ve biraz da gerginlikle dolu yüz ifadesiyle bize bakarken ciddileşmesi kaçınılmaz olmuştu. "Sen iyi misin?"

"Çok önemli bir şey oldu. Çabuk aşağıya inmeniz gerek." Cidden telaşlıydı.

"Sakin ol ve bize düzgünce açıkla artık şunu, Zeynep." dedi Yaren. Ben ise sessizliğimi korumaya devam ediyordum. Ne oluyordu?

Yaren'in sözleri karşısında Zeynep derin bir nefes aldıktan sonra, "Sıla yurttan gidiyormuş." dedi tek seferde.

Duyduklarımla beraber dudaklarım şaşkınlıkla aralanmıştı. Tamam, pişman olmasını ve bizden uzak durmasını beklemiştim ama böyle bir şey yapacağını düşünmemiştim. "Sen ciddi misin?" dedim tekdüze bir sesle. Sevinmemiştim ama üzülememiştim de. Yine de garip hissetmiştim.

Zeynep sadece başını sallamakla yetinirken kızlara son bir bakış atıp üzerime bana bol gelen bir hırkayı geçirdim ve kapıdan hızla çıkıp merdivenlerden alt kata inip yurdun çıkış kapısının önüne geldim. Gerçekten de Sıla eline aldığı bavuluyla birkaç kız ile vedalaşıyordu.

Tamam, üzülmüştüm. Hatta içim acımıştı.

Yavaş adımlarla yanına ilerlemeye başladım. Aramızda az bir mesafe kala sarıldığı bir kızdan ayrılıp bana baktı. Gözlerimiz birleştiğinde içindeki o üzüntüyü ve burukluğu hissetmemem için aptal olmam gerekirdi.

ODAMDAKİ SIR (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin