2.bölüm minik deme bana

81 2 0
                                    

Bölüm şarkısı: zeynep bastık fırça

Yine telefonumun berbat alarm sesiyle uyandım.güneş yüzüme gülüyordu. güzel bir gün olacağını düşündüm.çünkü erken yattığımdan uykumu almıştım.her zaman ki gibi banyoya yüzümü yıkamaya yöneldim fakat küçük parmağımı çekmeceye çarpmamla sıçramam bir oldu.gözümden yaş geldi. canım fazla yanmıştı.uyku sersemi olmak bunu gerektirirdi belki de. zar zor banyoya gittiğimde lambayı yaktığım halde yanmadığı fark ettim.lanet olsun lamba patlamış.bütün terslikler beni mi bulur.

sinirle çeşmeyi açtığımdaysa çok açmış olacağım ki su birden sıçrayıp üstümü ıslatmama sebep oldu. sinir krizi geçirmeden yüzümü yıkayıp çıktım banyodan.direk mutfağa yöneldim.karnım guruldamaya başlamıştı.hemen bir şeyler atıştırıp dişlerimi fırçaladım.odama yönelip formalarımı giydim saçlarımı kısa sürede maşa yapıp son olarak üstüme koyu kot ceketimi ve kırmızı vanslarımı giyip yola koyuldum.kulaklığımı unutmadım tabi ki.müzik dinleyerek paytak adımlarla ilerlerken omzumdan dürtüldüm.kafamı uyuşuk şekilde kaldırdığım da gördüğüm kişi arastı.

dürtülmeyi sevmediğimden ani bir çıkış yaptım

-ne vardı? durup karşı karşıya kaldık

-evim yakınlarda bu yüzden rastladık.

-eeee

-sanırım artık okula beraber gidicez. tam adım atıp

-diyorsun. derken birden Ayağım taşa takıldı ona dogru yağmalarken ona çarparak durmayı başardım kafamı anlık kaldırdığımda göz göze gelmemiz bir oldu. bi süre bakıstıktan sonra

-ya çok sakarsın ya da benimle çarpışmak için çabalıyosun minik.

sinirle gözlerimi büyüterek

-minik mi ? diyebildim yüzümün kızardığını anlamam uzun sürmedi.elimle yüzümü yelpazelerken devam ettim yoluma peşimden gelip soruma gülerek cevap verdi

-minik değilsin sanki

-minik olabilirim fakat bununla egonu tatmin etmen çok sinir bozucu.

diyerek okula geç kalmamak için adımlarımı hızlandırdım.

-yanlış anladın ama neyse bişey demiycem. oflayarak

-sen nerden çıktın sabahın köründe karşıma.

-evden çıktım minik

-bana minik deme

-tamam minik. oflayarak gözlerimi devirdim ve yoluma devam ettim.arkamdan gelip sessizce yanımda ilerlerdi okula hic konuşmadan varmıştık

-görüşürüz deyip yanından ayrıldı.

merdivenleri tırmanırken yolumu kocaman gülümsemesiyle en yakın arkadaşım Tuğçe kesti.

-günaydıııın.

-günaydın dedim ve gülümsemesine karşılık gülümsedim.

-bugün bi solgunsun. kaşımı kaldırarak cevap verdim

-yok ya bu sabah arasla karşılaştım o kadar. iri gözlerini daha da büyüterek şaşkın bir ifadeyle

-dün çarpıştığın çocuk mu? gözlerimi devirerek

-evet o diye cevap verdim

aslında ismi bile yüzümde minik bi gülümsemeye sebep oluyordu.

-zil çalıyor hadi derse girelim demesine karşılık cevapsız kalıp sınıfa girdim.

******

okuldan çıkışımızı haber veren zil sesiyle harakete geçtik. yine paytak adımlarla Tuğçeyle birlikte ilerlerken Tuğçe

-mervenin doğum günü partisine gidiyoruz itiraz istemiyorum dedi haklıydı kalabalığı sevmediğimden çoğu zaman itiraz ederdim.bugün canımın fazla sıkıldığını farkedip kabul ettim. biraz eğlenmek insanları izlemek iyi gelebilirdi.hızlı adımlarla ilerledik . hazırlanmak için evime geldik.altıma kısa pembe etek üstüme beyaz tişört geçirdim saçlarım sabahtan sonra biraz salmıştı üstten biraz daha maşa yaparak sabahki haline kavuşturdum.biraz pembe ruj ve eyeliner ile daha alımlı bir hal aldım.Tuğçe de dar açık bir kot ve üstüne sarı bol bir tişört geçirdi.hızlı adımlarla evden çıktık ve bir taksiye atlayıp partiye vardık.parti gerçekten hareketliydi.geldiğime pişman olmadığıma bende şaşırdım.içeri girdiğimizde hepsi olmasa da çoğu gözler bi süre bizim üzerimizdeydi.bir kaç dakika sonra meyvesuyundan yudum alırken gözlerim içeri giren yakışıklı çocuğa kaydı.kim olduğunu anlamam uzun sürmedi.

-Arasın burada ne işi var? Tuğçe kıkırdayarak cevap verdi

-o da bizim okulda farkındaysan

-dogru dedim gözlerimi devirerek.

aras karşı masada ben kendi masamda kısa bakışmalarla yarım saati geçirmiştik. bardağındaki biradan bir yudum alıp bana dogru geldi. yanıma geldiğinde kocaman gülümsemesiyle

-Naber minik dedi gözlerimi devirerek

-iyi sen dedim

-iyi dedi soğuk tavrımı görünce. birden kocaman gülümseme yerini soğuk bakışlara bıraktı.

Tuğçe kolumdan çekiştirip

-hadi gidelim barış gelmiş onu görmek istemiyorum dedi kafamı olumlu şekilde sallayıp arasa gülümseyip

-hoşçakal diyebildim. bir süre yürüdükten sonra ben evime girdim.

AŞKIN SESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin