3.BÖLÜM

166 3 3
                                    

3.BÖLÜM

Kendi kahkahanda boğulmak böyle birşeymiş demek ki.Saniyesi saniyesine Gökalpten gözlerimi ayırmadan bizim kaslıya yanlış isimle seslendiği için'Pardon'diyip düzeltmesini bekledim.Ama tık yok.Aksine bunlar kendi kendilerine konuşup ben yokmuşum gibi şakalaşma kısmına geçmişlerdi.Gülebiliyormuş da.Büyük başarı yani ne diyeyim.

"Iyiyim ben merak etme"diyerek Pamir'in omzuna vurdu.

"Merak etmiyorum zaten.Sana birşey olduğu nerde görülmüş" diyerek o da Gökalp'in kafasına geçirdi bir tane.

"Bende merak etmiyorum.Geber."diye atladım lafa.

"Aman sen eksik ol."derken yine sinirlenmişti.

"Senin ne işin var yine burda?"diye beni tersledi Pamir'de.

"Sanane"diyip Gökalp'e döndüm

"Okul çıkışı çardağın orda ol.Kafenin yerini bilmiyoruz bizi sen götürmelisin."dedim.

"Kafe falan? Noluyor Gökalp?"

"Gökalp'in anlatsın sana,ben gidiyorum."diyerek koşa koşa merdivenlerden inmeye başladım.Aha şimdi boku yedim.Bizimkilere ne diyeceğim?Gidip çocuğun birinden çikolata istedim buda o ara bana sinir olan diğer çocuktu desem ağız burun dalarlar lan bana.Korkunun ecele faydası yok,yaşayıp göreceğiz madem.Kantine indiğimde bizimkileri fark etmem uzun sürmemişti.Mahalle kabadayısı gibi yayılmışlar yine masanın etrafında ki sandalyelere.Yanlarına gittiğimde boş olan 2 sandalyeden birini çektim oturmak için ve ayaklarımı da diğer sandalyeye uzatıp oturdum.Çabucak bitsin şu sorgulama işi de kurtulayım düşüncesi vardı kafamda.

"Dökül"dedi Okay sert ifadesini takınarak.

"Okayım var ya,senden böyle kötü çocuk falan olmaz he.Oğlum sert olmaya çalışırken bile bi sempatik bi sevimlisin falan.Canım ya."

"Yalakalığı bırak da anlat"dedi Ömer sabrını zorladığımın farkına vardırarak.Tamam Okay iki güzel kelimeyle yumuşardı ama Ömer'e ne dersen de boş,ne diyorsa o olacak.Daha fazla saklamak istemediğimden hemen konuya girdim.Olan biten herşeyi olayın nasıl başladığını ve şu anlaşmaya kadar olan herşeyi anlattım.Evet daha anlaşmayı anlatmadım.Önce bunları sindirsinler bi,sonra geçeriz o konuya.Dakikalardır duyduğum sadece birkaç tekrarlanan cümle.

'Çikolata istiyordun madem biz ne güne duruyorduk'

'Herşeyi anladım da bu kadar yüzsüzlük seni bile aştı be kızım'

'Sen hiç mi uslanmayacaksım güzellik"

Ve buna benzer saçmalıklar.Hayır yani,olan olmuş neyin derdindeyiz hala?Ömer hala susmadan konuşmaya devam edince kulağımı ona verdim.Melih sadece yüzsüzlük konusunda aştın sen kendini diye birkaç dalga içeren cümle söyleyip susmuştu.Ama Ömer,o susar mı?Yok.

"Kafayı yiyeceğim.Bir de çocuğa atar yaptık.Asıl suç bizimkindeymiş abi.Ya sen hangi akılla-"

"Ömer,o sesin biraz daha yükselirse senin ses tellerini sikerim.Karışmayın lan benim güzelime.Yapmış işte bir kere"diyerek omzuma elini atıp kendine çekti Okay.Kurtarıcım lan bu çocuk.

"He,yapmışım işte bir kere.Niye uzatıyorsun?"dediğimde Ömer sinirlenmiş gibiydi.

"Pekala,şimdi beni dinleyin bi.Yaptıklarımdan dolayı bana bu kadar sinirliyseniz,kendimi affettiricem.Bu okul çıkışı hepiniz benlesiniz.Bir kafeye gideceğiz ve ne isterseniz yiyip içeceksiniz.Hesap bile almayacaklar,garanti veriyorum."Henüz onlara o kafenin sahiplerini söyleyemezdim.Gittiklerinde bunu öğreneceklerdi büyük ihtimalle ama hayır şimdi bunu söyleyecek kadar cesaretli değilim.Bu sefer kesin ağzıma sıçarlar.

USLANMAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin