bir tane yaoi var dostlar oıkhgtfryjuıo allahım(っ^▿^)💨
ismi 'under the green light' ve karakterler bana her zaman eren- levi'ı hatırlatıyor ya. şu ana kadar ismini kesin duymuşsunuzdur zaten ama şimdi gidin de bir bakın derimm
nys hadi başlayalım✌🏻
"Bu sene de bitiyor işte bir şekilde... İki haftaya dönem balomuz var. Kısaca dönemi bitirişimizi kutlayacağız. Benimle gelmek ister misin? Yalnız uyararyım öyle çok hareketli bir şeyler bekleme. Genelde zeki insanlar doluştuğu bir etkinlik."
"Baloya mı-"
"Olmaz ben de gelmek istiyorum."
Eren, duyduğu sesle ciddi olmasa da gözlerini devirirdi. Mikasa ile oturdukları kafede masaya yaklaşan Jean'a laf yetiştirecekti şimdi.
"Bir şeyde de eksik kalsan çok şaşıracağım."
"Sevgilimi öyle kaçırmak kolay mı sanıyorsun?"
"Şu sevgili kelimesini bilerek mi gözüme sokmaya çalışıyorsunuz, merak ediyorum?"
"Evet."
İkili kıkırdarken Eren umursamaz bakışlarla onları süzdü. Kahvesinden bir yudum daha aldı ve arkasından konuştu.
"İyi, ikiniz de gelmiyorsunuz o zaman."
"Niye veletlik yapıyorsun?"
"Sen bana velet diye seslenemezsin, at kafa."
"Ah doğru, o Levi-san'a ait bir şerefti. Yanılıyor muyum?"
Jean, öne atılarak ve geriye yaslanarak abartılı şekilde gülmeye başlayınca Eren de onu o an sinir etmenin illa bir yolunu bulmak zorundaymış gibi hissetmişti.
"Evet, yalnızca ona ait bir şeref."
Mikasa koca koca olmuş gözleriyle yanında oturan Eren'i dürttü.
"Uhuhu, demek abimle iyi anlaşmaya başladınız. Bu gerçekten beni çok mutlu ediyor..."
Genç adam, saç uçlarıyla oynamaya başladı. Masadaki muhabbet işitmek istemeyeceği yerlere kayıyordu.
"Bu arada, abim seni yakın zamanda evine bekliyormuş."
"Bir dakika, ne?!"
"Evet, geçen bana öyle söyledi. Tıraş olmayı öğrenemediğinden sana yardım edecekmiş."
"Ahah, salak Eren."
"Sen hiç konuşma Jean, seni hala ben tıraş ediyorum."
"Bu tıraş yeteneği Ackerman soyadına özel bir şey mi?"
Oturdukları masada ikili gülmeye başlayınca Eren de kendi sorusuna güldü. Yüzünde tatlı bir gülümseme olmasına rağmen aklına onu öpen Levi gelince yüzündeki gülümseme donuvermişti. Pekala, şimdilik konuyu değiştirmeye ihtiyacı vardı.
"Eee, kim geliyor benimle baloya? Mesela sen Jean, kavalyem olmak ister misin?"
Yaramaz gülüşüyle Jean'a göz kırptığında öteki genç adam da gülmemeye çalışarak öne doğru eğildi.
"Hmm, kulağa o kadar da kötü gelmiyor..."
Masadaki tüm saçmalığı Mikasa'nın kıskanç ses tonu bölmüştü.
"Hey, bir anda konuyu nasıl oraya gitti ya?"
bu geçiş bölümü sonrası bir sonraki bölüme güzel şeyler planlıyorum bakalım😼
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cognitive Impairment
Fiksi PenggemarEren, tıp fakültesi birinci sınıf öğrencisiydi ve komşusu Levi, kognitif bozukluğu olan biriydi. (Ereri-Riren)