Okulun terasındaydık. May sordu:
-"Çalıntı mallar için depon mu var?"
-"Evet." dedim. "Depoyu da çaldım." Jamie bana hayretle baktı. Sonrasında Jamie'ye geri döndüm.
-"Şaka yapıyorum." dedim. Gülümsedi. Güzel gülümsüyordu.
-"Peki ya sen çaldıklarını nerede tutuyorsun?" diye sordum. Elimi tuttu.
-"Gel." dedi. Beni kocaman bir eve götürdü. Bomboştu ev. Yanda havuz vardı ve ortaya cam konulmuştu. Yürüdüğümüz koridora suyun maviliği yansıyordu.
-"Evde kimse yok mu?" diye sordum Jamie'ye Cevap vermedi. Yürümeye devam ettik. Üst kata çıktık. Üst katta bir oda vardı. Odaya girdik. Eşyalar vardı, çoğunlukla kitap.
-"Vay be." dedim. "Senin de çok şeyin varmış."
-"Hadi ama." dedi. "Seninkiler depo dolusu." Gülümsedim. Arkamı döndüm. Bir çalışma masası vardı. Üstüne oturdum. Masanın üstünde çerçeveli bir fotoğraf vardı. Fotoğrafı elime aldım.
-"Bu kim?" diye sordum. Jamie fotoğrafı elimden almaya çalıştı. Aldı.
-"Babam." dedi.
-"Yoksa?" dedim. Demek istediğim şeyi anlamış olacak ki:
-"Ölmedi." dedi. Yanıma oturdu. "Ama ölü sayılır. Birbirimizi pek görmeyiz. Bu arada, niye çalıyorsun?"
Kollarımı önümde kavuşturdum.
-"Sebebi yok, eğlence olsun diye. Kazanmayı seviyorum."
-"Özel bir tercihin var mı?" diye sordu. Gülümsedim.
-"Yok." dedim. "Çalınması zor olan şeylere yöneliyorum. Ya sen?"
Jamie biraz duraksadı.
-"Bende eğlence için."
-"Yalancı." dedim. Yalan söylediği belliydi. "Daha iyi hırsız olacaksan, daha iyi yalan söylemen gerekir."
-"Ne demek istiyorsun?" dedi. O sırada telefonuna bir bildirim sesi geldi. Cebinden telefonunu çıkardı.
-"May." dedi. "Herkes tabloyu çalanın dahi bir hırsız olduğunu söylüyor."
-"Nerem dâhiymiş? Sadece kameraların kör noktasını buldum." Jamie bana uzunca baktı.
-"Çok teşekkür ederim." dedi. Durup dururken bunu söylemesi garipti, o yüzden sordum.
-"Ne için?"
-"Bana arkadaş olduğun için." dedi.
-"Arkadaş mı?" dediğimde başını salladı.
-"Evet. Benim daha önce hiç arkadaşım olmadı." dedi. "Aslında benim hiç kimsem olmadı."
-"Aslında..." dedim ama devam edemedim.
-"Bana bir iyilik yapar mısın?" dedi. "Kaybolup gitme, olur mu?"
-"Onu da nereden çıkardın şimdi?"
-"Ben... Bilmem. İçime doğdu. Sanki kaybolacaksın May, eğlencen bitince, ya da tatmin olunca... Kaybolmanı istemiyorum. Çünkü seninle vakit geçirmeyi gerçekten çok seviyorum May." biraz duraksadı. "Lütfen kaybolma."
Başımı salladım.
-"Tamam, kaybolmam." dedim ve gülümsedim.
-"Söz mü?" dedi ve serçe parmağını uzattı.
-"Söz vermemize gerek yok. Şu an buradayım ya. Hiçbir yere gitmiyorum"
Jamie bana doğru yaklaştı. Serçe parmağımı kendi parmağına kilitledi.
-"Sözlerin... Tutulması gerekmez. İyi hissetmemiz için söylenirler." dedi.
Jamie
-"Açıkçası, seninle vakit geçirmek... Bence de... Eğlenceli." dedi.
Bunu söylediğine mutlu olmuştum çünkü ondan gerçekten çok hoşlanıyordum ve benimle vakit geçirdiğinde mutlu olmasını bilmek, gerçekten harika hissettiriyordu.
-"Ama..." dedi. "Artık elimi bırakır mısın?"
-"Pardon." dedim ve elimi çektim. Gülümsedim. O da gülümsedi. Sonra konuşmaya başladı.
-"Babanı geri getirebilirim Jamie." dedi. Kafamı kaldırdım ve ona baktım.
-"Eskiden... Daha ufak şeyler çalardım." dedi. "Bu sefer hedefi büyütsek mi?"
-"Ne demek istiyorsun?" dedim. Gülümsedi.
‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾‾
Selamlar arkadaşlarr
Bir bölüm daha bitti
Bir sonraki bölüm için oy vermeyi ve beni takip etmeyi unutmayın
Oy sınırı: 11
Öpüldünüz 💞
ŞİMDİ OKUDUĞUN
together | ...
Teen FictionMerhaba, bu hikayeyi ilk önce Finn ve Millie olarak, yani ship hikayesi olarak yazmıştım. Artık fan değilim bu yüzden adları Jamie ve May olarak değiştirdim, bazi gariplikler olabilir o yüzden. Hikayenin devamı gelmeyecek, yine de okumak isterseniz...