Sa
+++
~T~
Bazen sadece beklersiniz. Bazen ise harekete geçersiniz. Beklediğiz zaman içiniz içinizi yer, harekete geçmek ve bir şeyler yapmak istersiniz ama yapamazsınız. Yerinizden kıpırdayamazsınız, kafayı yersiniz. "Neden ben?" diye sorarsınız tanrıya, içinizden şikayet edersiniz. Hiçbir şey yapamadığınız için sabırlı olmaya çalışırsınız... Başka şeyler düşünmeye çalışırsınız ama içinizde bir yerlerde vardır bir sıkkınlık. Harekete geçtiğiniz zaman ise mantıklı düşünemezsiniz, saçma şeyler yaparsınız. Her şeyi elinize yüzünüze bulaştırırsınız ve kendinize kızarsınız, defalarca. Pişman olursunuz ve o saçmalıkların geri dönüşü yoktur... İşte ben beklemenin ve harekete geçmenin tam arasındaydım. Bir şeyler yapmaya çalışıyordum ama yapamıyordum, harekete geçemediğim halde saçma şeyler yapıyordum ve geri dönüşü yoktu. Bu bana kafayı yedirtiyordu. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum ve birinin bana yol göstermesi gerekiyordu, o kişi abim gibi olan birisi olmamalıydı. Benim gerçek bir yetişkine ihtiyacım vardı, işte o yetişkin tam da karşımdaydı şu an.
"Ee, anlatacak mısın artık evlat?"
Derin bir nefes aldım ve nasıl bir tepki vereceğini düşünmeden tüm dürüstlüğümle olanları üstü kapalı bir şekilde anlattım.
"Aşık oldum."
"Ve bunu şimdi söylüyorsun?" dedi sahte bir kızgınlıkla.
"Aşık olduğum kişi önceden tanıdığım gibi biri çıkmadı," diye devam ettiğimde sessizce dinliyordu.
"O dışarıda çok sevimli, yumuşak, sakin, arkadaş canlısı ve bir o kadar da kibardı."
Bir süre sustum ve düşündüm, "Devam et." dedi.
"Aslında çok sert, sinirli, kibirli ve bir o kadar da kaba bir insanmış. Dışarı yansıtmamam zorundaymış, bilirsin... Kurallar."
"Onu hâlâ seviyorsun."
"Evet... Ve neden öyle bir insan olduğunu bilmek istiyorum ama geçmişini devlet sırrı gibi saklıyor. Geçmişinde ağır şeyler yaşamış olmalı..."
Adam, oğlunun aşık olduğu kişiyi kolayca anlamıştı.
"Eğer geçmişini kimsenin bilmesini istemiyorsa zorlamamalısın. Bu insanların özeline saygısızlıktır, onun yerine... Onun güvenini kazanarak anlatmasını sağlayabilirsin."
Genç serserinin güvenini kazandığı anı hatırladı...
"Denedim baba. Defalarca kez... Ağzından bıçakla laf alıyorum resmen, onunla çok zor konuşuluyor..."
"Canım oğlum, insanların benliklerinin altında ikinci bir benlikleri olabilir. Kendin söyledin, geçmişinde kötü şeyler yaşamış olabilir... Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır, sana ne kadar kötü davranırsa davransın sen ona iyi davran. Bir süre sonra sana karşı yumuşayacaktır ve en sonunda güvenecektir."
"Ne kadar kötü davranırsa davransın iyi mi davranacağım?"
"Evet, sen her zaman iyi ol."
Bir süre boyunca gökyüzünü izledim ve derin bir nefes alıp yanımda, kaldırımda oturan babama baktım.
"Haklısın, teşekkür ederim baba. Seninle baş başa oturup dertleşmeyi çok özlemişim..."
Güldü. Sadece ağzı değil, gözlerinin içide güldü.
"Ben de oğlum, ben de..."
Nefesini vererek ayağı kalktığında bende kalktım. "Gidiyor musun?"
"Evet, bazı işlerim var."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐋𝐢𝐭𝐭𝐥𝐞 𝐅𝐮𝐧𝐤𝐲 | 𝐓𝐚𝐞𝐋𝐢𝐜𝐞
Fanfiction"Bana doğruyu yanlışı öğretecek kimse yoktu! Kimse bana 'Yapma, bu suçtur!" demedi, ben yaptım 'Bu yaptığın suçtur!" dediler! Üzgünüm, artık masum değilim." *** 𝐋𝐚𝐥𝐢𝐬𝐚 𝐌𝐚𝐧𝐨𝐛𝐚𝐧 ✘ 𝐊𝐢𝐦 𝐓𝐚𝐞𝐡𝐲𝐮𝐧𝐠 •Düz Yazı• | ᴡʀɪᴛᴛᴇɴ ʙʏ ©ʏᴀᴢᴀʀᴄɪᴋ...