Çiçek yolları

107 67 9
                                    

Sabah yatağım da gözlerimi açtığımda bir hayal gördüm bulanıktı. Yatağım iki kişilikti hayal mi ne karşımda Baran bana bakıyordu, gözlerimi ufalayıp gerçekten yanımda mı diye baktığımda bana sırıtıyordu.

Baran: Sonunda uyanabildin uyuyan güzel.

Baranın gerçek olduğunu anlayınca yatakta doğruldum.

Efsun: Yatağımda ne işin var Baran.

Bunu sakin bir şekilde söyledim çünkü eğer sesim çıksaydı herkes buraya toplanırdı.

Efsun: Ayrıca bana uyuyan güzel değil Çiçek kız diyorsun unuttun galiba.

Baran: Bakıyorum lakabına alışmışsın ama sen yine iyisin öperek uyandırmadığıma dua et.

Efsun: Hele öyle bir şey yap seni buraya gömer...

Baran lafımı bitirmeden Baran ensemden tutarak yapıştı dudaklarıma. Ben onu iterek yataktan aşağı attım. Bu olayın rüya olmasını istemezdim açıkçası.

Efsun: Senin yerin orası, dokunma bana!

Sırf gıcıklığına öptü beni, yine ben onun beni sevdiğini kanıtlamadığı sürece ona ışık tutmayacaktım.

Baran: Ben sana açıldım ya niye nazlanıyorsun.

Baran kendini yerden kaldırıp üstüme yürüyordu. Ben bana yaklaşmasın diye masa lambasını elime alıp yataktan doğruldum. Üstümde saten altlı üstlü pijama vardı.

Efsun: Gelme Baran üstüme valla bağırırım.

Baran: İstediğin kadar bağırabilirsin. Sadece biraz şu aramızdaki buzları eritelim istiyorum.

Efsun: Üstüme yürüyerek yapamazsın bunu.

Baran: Kim bilir belki sıcaklığımız eritir.

Ben diyeceğimi bilemedim bir an, hem utandım hem kızardım durduğum yerde. O ise dibime gelmişti bile.

Efsun: Tövbe töv-be... dedim ben kanıtla bana sevgini öyle gel.

Ben yataktan zıplayıp banyoya girip kapıyı kilitledim. Ancak kapalı kapılarla saklayabilirdim kendimi.

Baran: Çiçek kız sevginin kanıtımı olur çıkar mısın banyodan. Zaten evleneceğiz haftaya.

Yine duyduğumu garipsedim. Bu kadar erken mi?

Efsun: Ne! Konuştun mu annemle evlenecek miymişiz?

Baran: Evet hadi çık bir saat sonra düğün organizasyonuna yetişmemiz lazım.

Efsun: Git ben üstümü giyip geleceğim.

Baranın kapıdan çıkma sesini duyup rahat bir nefes aldım. Banyoya girmişken duş alıp çıktım. Hayatı aradığımda bazı planlar yaptık, bana kanıtlaması için buna değmesi gerekti hayat bana;

Hayat: Kızım bak bu işler böyle değil. Baranın seni sevmediği ortada kim durduk yere basit bir şekilde aşkını itiraf eder ki? O yüzden giymediğin şeyleri giy desem giyer misin? Yani sen onu sevmediğine göre soğut kendini. Ha seviyorsan sen bilirsin tabi.

Demişti ben de belki işe yarar diye hiç giymediğim hediye gelen kıyafetlere baktım.

Bir tane kıyafeti giydim ama içim hiç rahat değildi ben böyle giyinmezdim, bu çok kapalıydı terlerdim ben bu sıcakta

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bir tane kıyafeti giydim ama içim hiç rahat değildi ben böyle giyinmezdim, bu çok kapalıydı terlerdim ben bu sıcakta. Kapının önüne çıkınca arabaya binmek için adım attım, annem yanıma gelip;

Begüm: Bu ne kıyafet hamile gibi, gitmişken Baran Efsuna kılık kıyafet alın balayında lazım olur.

Efsun: Ne balayı acaba anne ben gitmek istemiyorum bir yere. Hem biriniz de bana sordunuz mu? benim okulum var. 

Begüm: Tamam sonra tekrar konuşuruz, çabuk gidip gelin.

Arabaya binip yola çıktığımızda Baran beni süzüp duruyordu.

Baran: Önce kıyafet mağazasına mı yoksa organizatörün yanına mı?

Efsun: Organizatör.

Gittiğimizde beni neredeyse deli etti kıyafet. Sürekli yere değen paçasına basıyordum ve düşecek gibi olduğumda Baranın beni tutması daha siniri ve kalp atış hızımı etkiliyordu. Ben nefret ettiğim birini nasıl sevebilirdim ki? ya da nefret ettiğimi sandığım kişi. İşimiz bittiğinde yani dekorasyonu seçtikten sonra içim hiç huzurlu değildi. Baranın arabayı eve sürmediğini fark edince hemen müdahale ettim.

Efsun: Evin yolunu sapacak ne oldu acaba? Sana güvenmiyorum.

Baran: Ama güvenmelisin nişanlım.

Efsun: Bak seninle evcilik oynayacak değilim, annemin inadına beni sevdiğini söylüyorsun, YAPMA!

Baran bir anda arabayı durdurunca öne fırladım. Baran arabadan inip kapımı açınca inmemi istedi.

Efsun: İnmeyeceğim beni eve götür yoksa kendim giderim.

Baran: Sende de ne inat var be, eğer inmesen ben çıkartırım.

Cevap vermeyince sinirlendi ama inmediğime değil daha deminki söylediğime sinirliydi biliyordum. Eğilerek kemeri çıkartıp kucağına aldı beni. Beni kucağına alması hoşuma gitmiyor değildi. 

Efsun: Ya bırak beni taşımandansa yürürüm bırak!

Baran beni bıraktığında onu takip ediyordum. Mağazaya girip oturdum kalkmadım, cevap vermedim. Baran beni süzüp bazı kıyafetler aldı, ben denemeyince sinirlenmesi çok normaldi seçtiklerini alınca çıkıp arabaya bindik. Bu ne inattı ki şimdi o inat ben inattı. Arabayı yine aniden durdurunca indik aşağı.

Baran: Sen niye durduk yere inatlaşıyorsun derdin ne?

Efsun: Derdim söylediğime cevap vermemen ve beni dinlememen.

Baran: Cevap mı istiyorsun söyleyeyim evet annene inadına seni sevdiğimi söyledim desem inanacak mısın?

Efsun: Beni kullanmandan, duygularımı kullanmadan bıktım. İnandım diyelim.

Baran: Çünkü sana mantığım ile yaklaşsam ezip geçersin beni ama en saf duygun kalbin.

Efsun: İşte sen bunu bile bile canımı yakıyorsun kusura bakma ama benim sürekli kalbimi kullanan birisiyle evlenemem. 

Baran: Eğer kalbin benim için nefret akıyorsa niye canın yanıyor niye üzülüyorsun? Bana karşı gerçekten ne hissediyorsun Efsun? Benim sana nasıl hissettiğimin hiç mi bir anlamı yok?

Ben cevapsız bırakarak arabaya bindim. Gözlerimden yaşlar süzülmeye başladı çünkü biliyordum kalbimi severse bırakmazdı asla. O da vazgeçip arabayı sürdü hiç konuşmadık. Eve vardığımda kendimi odaya attım arkamdan Baranın aldığı kıyafetler geldi. Barana Karşı nefret beslediğim doğruydu ama onu seviyor muydu bu kalp? Güçlü durmaktan yoruldum, ağlamak istiyordum ama yapamazdım ben birsi için göz yaşı dökemezdim. Kapım çaldı birden kapı açılınca annemdi.

Begüm: İyi misin Efsun?

Yüzümü mutlu yapmaya çalışarak ovuşturdum.

Efsun: Evet neden olmayayım, hani evleniyorum ya mutluyum.

Begüm: Neden bu eve her gelişinizde suratınız asık. Peki benim kolay lokma olmadığımı mı da  biliyorsun Efsun.

Efsun: Evet biliyorum.

Begüm: Eğer karar vermekte zorlanıyorsan mantığını değil kalbini kullan, kalbindeki çiçek yolunu takip et.

Annem bu cümlesinden sonra kapıyı kapatıp gitti. Haklıydı benim kalbimdeki çiçekler hep doğruydu ama ona giden yol hiç içime sinmiyordu Baranı affetmek demek onu seviyorsun demekti. Ben onu hem doya doya sevmek hem doya doya ağzını burnunu kırıp buralardan çekip gitmek istiyordum. 

Kendi DünyamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin