Jungkook
Ceketi vermeyi hala düşünmüyorumTaehyung
Sana da merhaba Jeon
Gecenin köründe bunu yazmanın sebebi nedirJungkook
Uyuyamadım yaTaehyung
Ve bana mesaj attınJungkook
EeTaehyung
Hiiç
Senin olabilir
Yani ceketJungkook
Sen niye uyumadınTaehyung
Uyumayı pek sevdiğim söylenemezJungkook
Yemek yemek mi uyumak mıTaehyung
Yemek yemek tabii lan
Of şimdi şurda hamburger olsa
Patates olsa
Kola olsa
Hapur hupur yesem
IşşşşJungkook
Taehyung
Zevke geldin az önceTaehyung
Evet
Yemekler ve seksi tavşanlar zevke gelmemi sağlıyor bazen
(Görüldü)Jungkook
İyi geceşer•
"Bak Hoseok, amacın ne bilmiyorum. Takmışsın bir cekete kafayı sürekli dırdır peşindesin." İşaret parmağımı yüzüne doğru sallayarak konuştum.
"Çok güzeldi. Hem sana ne? Taehyung'un değil mi ceket?" Gözlerimi devirdim. Sabır.
"Evet Taehyung arkadaşımızındı. Eskiden öyleydi. Artık benim. Oldu mu?"
"Hırsızsın sen. Bana ihanet ettin." Tiksinir gibi baktı bana. Drama queen.
"Hoseok, söz veriyorum sana ceket alacağım. Yeterki sus artık." Namjoon hyung bıkkınlıkla konuştuğunda gülesim geldi. Daha önce hiç bu kadar haklı olmamıştı.
"Teşekkürler hyung." Diye fısıldadığımda Hoseok kişisi kafama şaplak attı.
"Sen şimdi naneyi yemedin mi Jung Hoseok!!"
•
"Okula geliyor gibi hissetmiyorum ben artık." Çardağın içine girerken konuştu Seokjin.
"Ben de. Her teneffüs beraberiz. Ya çardak ya bahçe ya yemekhane. Bazen derse girmeyi unutuyoruz." Jimin karşı tarafıma otururken bir yandan mırıldanıyordu. Taehyung yanıma oturup anında kafasını masaya gömdü ve gözlerini kapattı. Çok uykuluydu. Buraya yürürken bile iki kere düşmekten kurtuldu. O yüzü bana dönük masum masum uyumaya çalışırken anında gürültü çıkaran arkadaşlarıma baktım. Çok güzel.
"Şahsen ben ders çalışmak nedir onu unuttum. Hem her okul çıkışı hem de haftasonları beraberiz." Namjoon hyung 14,8 IQ konuşmasına başladı.
"Tamam en çalışkan sensin." Diye mırıldandım ceketi üstümden çıkartırken. Evet hala giyiyorum. Bu sefer tek fark canım istediğinden giyiyor olmam. Boynumdaki izi çoktan kapattım.
"En dost kazığı yiyen de benim." Hoseok n'olur sus ya! Yeter çıldıracağım.
"Biraz daha devam edersen en arkadaş katili de ben olacağım." Sinirli sinirli konuştuğumda dudaklarını büzüp arkasına yaslandı.
Ceketi kucağıma koyup boş konuşmalarını dinledim. Beş dakika içinde dört farklı konudan bahsedebiliyorlardı. Nasıl oluyorsa konu da bitmiyor arkadaş. Oflayarak Taehyung'a döndüm. Bu gürültüde nasıl uyuyor acaba! Bir süre kapalı gözlerine baktıktan sonra daha da sıkılıp kucağımdaki ceketi masaya koydum. Kafam Taehyung'a dönüklen ceketin üstüne yattım. Yatar yatmaz bana da uyku bastı lan.
Aradan birkaç dakika geçti. Uyumamak için uğraşıyordum. Ben de Taehyung arkadaşımla uğraşmaya karar verdim.
"Taehyung." Fısıltımı duymadı. Harbiden derin uykuda galiba. Aramızdaki kısa mesafeye güvenerek elimi bakın altına indirdim. Bu sefer kışkırtma sırası bende sevgili dostlarım.
Masanın altından iç bacağına değdirdiğim elimle anında gözlerini açtı. Uykudan kızarmış gözlerine bakarak gülümsedim.
"Günaydın." Diyerek elimle bacağını okşamaya devam ettiğimde kafasını kollarına gömdü. Yedi kişi bir banka sığmaya çalıştığımızdan hepimiz çok yakın oturuyorduk ama bu yakınlık bana yetmedi. Elimi sürtmeyi bırakıp pantolonunu sımsıkı tuttum ve bacağını kendime çektim. Hiçbir itirazı olmadı. Başı hala kollarına gömülüyken bana doğru kaydı. Şimdi birbirine tamamen değen bacaklarımız daha tehlikeli bir duruma sokuyordu bizi. Arkadaşlarımız yanımızdayken yaptığımız şeyler tamamen ahlaksızlık timsaliydi. Her neyse!
Bana bakmasını istediğim için elimi kasıklarına daha da yaklaştırdım. Benim hareketlerimle onun bacakları daha da aralanıyordu.
"Bana bak Tae." Yakınlığımızdan dolayı kimsenin duymayacağına emin bir şekilde fısıldadım. Bakmadı. Sen bilirsin Kim Taehyung. Elimi kasıklarına çok az sürterek okşamayı bıraktığım an kafasını kaldırıp bana baktı. Gözlerine bakmak istemiştim ama ısırdığı alt dudağından alamadım gözlerimi. Kaşlarını hala kızarık olan gözlerinin üstüne çatmış alt dudağını ısırıyordu. Dikkat! Fazla tahrik edici görüntü. O sinirle bana bakarken tek kaşımı kaldırıp gülümsedim.
"Çocuklar, biz gidiyoruz." Elimi tutup bir anda ayaklandı. Beni çekiştirmeye başladığında kocaman gözlerle ona bakıyordum.
"Nereye?" Diye sordu Yoongi.
"Jungkook'a ders çalıştıracağım. Şu matematik sınavıyla ilgili. Haberleşiriz." Hızlı adımlarla çardaktan çıkarken beni de sürükledi. Çocuklardan biraz uzaklaştığımızda sormayı denedim.
"Taehyung, nereye gidiyoruz? Ne dersi?" Elimi bırakıp bana döndü. İki kaşını birden havaya kaldırdı.
"Yaramaz bir öğrencim var." Bir adım attı. "Bugün ufak bir cezayı haketti. Onunla ilgileneceğim."
"N-nerede?" Diye sordum. N'oluyor lan? Ne yapacak bu manyak bana?
•
Kapıyı kapatıp sırtımı yasladı. Sırtımdaki baskı yetmezmiş gibi bir anda kendisini da bana yasladı. Yine soyunma odasındaydık. Fazla uzaklaşamadık işte. Ellerini yanaklarıma çıkardı. Dudaklarını yanaklarıma sürterken kendini daha da bana yasladı. Tüm uzuvlarını üstümde hissetmek güzel bir histi. Dudakları 'yine' boynuma indi.
"Tae!" Gözlerim kapalıyken çıkan güçsüz sesimle daha da aşağı indi. Hızlı elleri gömleğimin düğmelerini açarken kafası eğikti. Önümde parlayan boynuna ıslak bir öpücük kondurdum. Düğmeleri açan parmakları donakaldı. Fırsat bu fırsat. Durmak istemedim.
Islak dudaklarımı tekrar boynuna bastırdım. Minik öpücüklerimle kulağının arkasına kadar geldim. Asla hareket etmeden öylece durup derin nefesler alıyordu. Kulağının arkasına daha uzun ve ıslak bir öpücük kondurdum.
"Fazla yavaşsın, Tae." Mırıltımla anında kafasını kaldırıp gözlerime baktı. Daha ne duruyorsun Taehyung? Öpsene artık!
Bakışları dudaklarıma indi. İşte o an diye geçirdim aklımdan. Sonunda be!
Ama garibanın yüzü güler mi?
Arkamdaki kapının hızla açılmasıyla Taehyung'un üzerine doğru sendeledim. İkimiz birlikte kapıdan uzaklaşırken yaşlı bir teyze girdi içeri. Yemekhane görevlisi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
huggy ⁷ taekook
Fanfiction"...Ben senin ihtiyaçlarını karşılayayım, sen benim yönelimimi çözmeme yardım et Jeon." • "Bence kucağına çıkmalıyım Tae."