Polly evin önüne geldiğimde beni sıkıştırdı.
Polly : Bekle.İnsanların olduğu bir kasaba varmış.Çoğu cadı da orda.Oraya gidip bir tane depo gibi bir yeri tutmalıyız.Ayrıca bugün Marcus ile karşılaşman gerekiyordu.
Ashley : Evet.Ama neden bana söylemedin ?
Polly : Gerek yoktu.Zaten sadece önünüzden geçip gittiler.Bana anlatmanı isterdim ama o anı gördüm.Gidelim mi ?
Koluma girdi ve yürümeye başladık.Olduğu yer uzaktı ama gitmeyi başarmıştık.Kapıyı önceden açıp girmiş olmalıydık.Biz girdikten sonra başkaları açtı kapıyı.
Adam : Siz de kimsiniz ?
Ashley : Deponuzu almaya geldik.
Adam : Burda para yoktur.Bedenini ya da ruhunu satarsın.
Ashley : O zaman çok fakirim çünkü sana bunları veremem.
Polly kapının arkasından çıkıp bir adamın kafasını kırdı ve yere doğru ittirdi.Kılıcımı çekip adamların üstüne gitmeden önce hızlıca etrafımda döndüm.Kılıçla dönerken ucundan kaçmak için içerye doğru uzaklaştılar.Hızlıca bir anda kılıcı bıraktım ve içlerinden birinin tam kafasına isabet etmişti.Dönmeyi bırakmadan havaya zıplayıp başka birinin kafasına tekme attım.Öbür adam elinde silahla bana bakıyordu.
Adam : Yaklaşma yoksa sıkarım.
Geçip kılıcımı adamın kafasından çıkarttım.Yine dönmeye başladım.Adamın elleri titredi.Bir anda bırakınca bu sefer tam boğazından geçmişti.
Polly : Bana hiç bırakmadan işini hallettin bile.
Kılıcım kana bulanmıştı.Adamların tişörtüyle sildim.
Ashley : Şunları sen çıkart ben etrafı kontrol edeceğim.
Polly dediğimi yapmaya başladı.Ben de depodan çıktım.Ormanın içindeydi.Biraz daha ilerledim.Çalılıklardan sesler gelmeye başladı.Ağaçtan bir şeyler düşüyordu.Yaprak zannedip bakmadım bile.Ardından sırtım uyuştu.Nefes alamadım.Dizlerimin üstüne düştüğümde o yoğun acıyı hissedebilmiştim.Ayağa tekrardan kalkıp baktığımda bir pelerinli cadı ağaçtan bana büyülü bir ok fırlatmıştı.
Ashley : Kahretsin...Canım yanıyor...Polly !!
Gözüm karardı ve ayaktan yere doğru düşerken başım bir taşa çarptığında tamamen uykuya daldım.
Gözümü açtığımda morga benzer bir yerdeydim.Sedyenin üstünde.Üstümde bir hastane çarşafı vardı.Çırılçıplak yatıyordum yüz üstü.Birinin sesi gelmeye başlamıştı bile.
Evan : Uyanmışsın bile.
Kalkacaktım ama beni durdurdu.Koridorun sonundan geliyordu.
Evan : Hayır hayır kalkma ! Geri uzan öyle.
Ashley : Bana ne yapacaktın ?
Evan : Sen kafayı mı sıyırdın ? Büyülü bir okun sırtında olduğunun farkında değil misin ?
Sessiz kalıp yüz üstü tekrardan uzandım.Yavaşça çarşafı kalçamın biraz üstüne gelecek şekilde çekti.
Ashley : Beni nasıl buldun ?
Evan : Başından beridir seni takip ediyordum zaten.Bu arada o cadıyı görebildin mi ?
Ashley : Evet ama yüzünü tam olarak hatırlayamıyorum.
Evan : Tamam.Zaten onu öldürdüm bile.
Bir anda oku çekti.
Ashley : Ohhh...Öyle çekilir mi aptal ! Belim uyuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Paralel Evren [ Boyutlar arası yolculuk ]
Science FictionAlice okulunda her ne kadar zeki bir kız olsa da hayatı onu o kadar zorluyor.Sıradan hayatı ile rahat bir yaşama sahipken şehirde simsiyah yapışkan bir tene sahip yaratıklar çıkmaya başlar.Arkadaşları Marcus,Polly,Wilma ve Kevin ile beraber bu sorun...