Fýsi Kingdom

1

Eureille dinlemenizi tavsiye ederim hakettiğini alamayan harika sanatçılardan biri. Ara ara böyle Medya'ya hayel etmenize yardımcı olacak müzikler koyarım.
İyi okumalar dilerim.

°

Taehyung oturmuş görevlendirdiği muhafızdan arkadaşı ile ilgili haber bekliyordu. Jimin dünden beri yoktu, ve artık endişelenmeye başlamıştı. Başta işi vardır diye yanına gelmediğini düşünüyordu ama saatler geçmişti ve Jimin halâ yoktu. Taehyung artık kafayı yemek üzereydi ve halâ ondan haber alamıyordu.

Düşüncelerini kapısında kafası eğik şekilde ona seslenen muhafız bozdu.
"Söyle, Jimin'den haber alabildin mi?"

Muhafız kafası halâ eğik bir şekilde cevapladı prensini. "Efendim gece nöbeti için dolaşan bir muhafız, Jimin'i nehre doğru yüzerken görmüş. Arkasından onu uyarmak için gitmiş ama Jimin çoktan gözden kaybolmuş. Onun da nöbeti olduğu için oradaki arkadaşlarına size bu durumu bildirmeleri için bilgilendirmiş ama arkadaşları unutmuşlar prensim."

Taehyung 'Nehir' kelimesini duyduğu andan beri kalbi korkuyla atıyordu. Bu olabilir miydi? Jimin'i o cani kralın elinde miydi? Bu düşünceyle nefesi kesildi. Jimin korkardı orada görmediği, bilmediği varlıkların arasında. O çok narindi çabuk yorulur, çabuk kırılırdı herşeye. Orada ona acı çektiriyorlar mıydı orada? O cani kral ona nefretini kusuyor muydu?

Taehyung bu düşüncelerle kafayı yiyeceğini düşündü. Nasıl olur da ona haber vermezlerdi. Sinirle stresten ağrıyan başını tutup, şakaklarına hafifçe masaj yapmaya başladı. Birkaç saniye sonra bunu yapmaya devam etti. Ama ne siniri ne de baş ağrısı dindi. Kafasını hızla kaldırıp muhafıza döndü. "Hemen o sorumsuzları cezalandırıyorsun Bang Chan! Ardından toparlanıyorsun nehire gidiyoruz. Jimin'i oradan ben almadan rahat etmeyeceğim. Tek bir itiraz dahi istemiyorum! Eunwoo'ya söyle hazırlansın o da. Anlaşıldı mı?"

Bang Chan telaşla atıldı. "Ama efendim orası çok tehlikeli sizin için. Nasıl oraya gidebiliriz ki? Gördükleri yerde öldürürler bizi. Atlantis siz olmadan ne yapar Prensim."

Taehyung telaşlı ifadeyle konuşan gence gözlerini kısarak bakıp sinirle konuştu. "Sen bana karşı mı çıkıyorsun? Hem sizi yanımda ne diye götürüyorüm, süs gibi yanımda bekleyin diye mi? Daha fazla sinirlenmeden çabuk Eunwoo'ya haber ver! Tek bir kişi dahi duyarsa ki buna babam da dahil, kendinize kaçacak delik arayın, anlaşıldı mı?"
Bang Chan onu onaylayıp önünde eğilerek odadan çıktı.

Taehyung bu yapacakları şeyin tehlikesinin farkındaydı. Ama umrunda değildi. İlk önce Jimin'in hangi krallıkta olduğunu öğrenmesi gerekiyordu. Onu da karadaki insanlardan onlara yardım edebilecek birini bularak yapacaktı. Diğer krallıklarla araları kötü olsa da garip bir şekilde Buz krallığı Págos ile sorunları yoktu. Hatta prensleri Yoongi ile arkadaşlıkları bile vardı. Ama bu aralarında bir sırdı. Yoongi ne zaman nehre yakın olan bir krallığa gelse Taehyung ile gizlice buluşur, sohbet eder hatta bazen suya bile girerdi. Ne kadar krallıkları arasında bir sorun olmasa da ebeveynleri bunu öğrense büyük ihtimalle ceza yerlerdi o zaman.

Taehyung bildiği diğer şeyse, Págos krallığının ne kadar uzak olduğu. Yürüyerek hayatta gidilemezdi oraya. O zamanlar Yoongi'den duyduğu kadarı ile krallıkların ait olan Aquarius ejderhaları ile geliyorlardı. Ayrıca yaşadıkları yer çok soğuktu. Gitseler bile soğuktan ölme ihtimalleri vardı. Taehyung bu ihtimalleri düşünmek istemedi. Jimin'i alıp tekrar Atlantis'e dönmek istiyordu. Babasının yokluğunda çok üzeleceğini biliyordu. Ama yapacak birşeyi yoktu. Jimin için birşey yapmasını istese, yapmazdı. 'Bir kişi için bir çok kişiyi tehlikeye atamam.' der kestirir atardı. Ama Taehyung bunu yapamazdı.