Değişim Bölüm 1

390 2 1
                                    

   Sağa mı gidelim sola mı gidelim? İnsan sürekli bir soru bombardımanının içindeki beyniyle konuşur. Hiçbir seçim yapmadan ölen insan sayısı yoktur bu dünyada ama köleler için bu durum çok farklı. Kendileri için düşünme hakları yok. Fiziksel olarak işkence görmelerinin yanında psikolojik sorunlarda yaşarlar. Peki kim onları kurtaracak ya da acılarına son verecek. 

   "Su... lütfen..." 

   "Su mu? Canına susadın herhalde. Yeterince su veriyoruz sizlere daha ne kadar içeceksin." diye bağırdı efendi Goras. 

   "Bir bardak yetmiyor efendim. Lütfen..." 

   "Ben yatmaya gidiyorum. Ne haliniz varsa görün." dedi yüksek sesle Goras. 

O sırada kim olduğu belirsiz bir yabancıyla anlaşan Goras, ona verdiği yiyeceklerle savaşçı tutmuştu. Bu savaşçı fazlasıyla güçlü görünüyordu ve efendisine her zaman çatık kaşlarla bakardı. Bir gün köleyle konuşmaya kalktığında Goras, köleyi kırbaçlamıştı. Kölenin kırbaca dayanamayacak durumda olduğunu gören savaşçı, köleyle konuşmayı kesti. 

Her ayın pazar zamanı olurdu ve Goras adamlarıyla birlikte pazara giderdi. Savaşçı bunu fırsat bilip köleyle konuşmak için bir plan hazırlamıştı. Cüssesi yüzünden kimse ona yaklaşamıyordu fakat tuttuğu on adam, ona saldırdı alışveriş sırasında. Her birine birer gümüş teklif etmişti. Goras ise durumu anlamamıştı. Kargaşa sırasında koşarak bir eve girdi ve silahıyla evdekileri tehdit etti. 

   "Bir süre burada kalacağım kargaşa bitene kadar sesinizi çıkarmayın."

Savaşçının planı işe yaramıştı. Koşarak kölenin bulunduğu mahzene girdi. Ona kısa bir hançer verdi ve:"Bunu al ve elbisenin altına sakla. Efendini öldürürmek zorundasın ve bunu başabilirsen klasmanın değişecek."

   "Klasman mı o da ne?!" diye bağırdı köle

   "Sessiz ol..." diyerek eliyle kölenin ağzını kapattı. 

   "Şimdi söylediklerimi iyi dinle. Diğer köleler ve Goras'ın adamları seni duymamalı. Goras'ı öldürürsen şu anki kölelikten kurtulacaksın. Sadece bu da değil. Her kölenin sadece bir efendisi olur. Eğer köle efendisini öldürürse klasmanı değişir yani slave kişiliğinden kurtularak taskmaster olur. Kısacası köle eğiticisi olur. Aslında çok çalışarak elde edebileceğin bir klasmandır ama senin pek vaktin kalmadı. Zayıfsın çocuk. Hem de çok." 

   "Na-na-nasıl yapacağım. Bu imkansız. Efendi benden çok daha güçlü ve çok fazla adamı var." diye sessizce fısıldadı.

   "Yapmak zorundasın. Yoksa öleceksin. Ben insanların özelliklerini görebilen bir güce sahibim. Senin fazla zamanın kalmadı." dedi savaşçı ve gözünden yaş geldi.

   "Neden ağlıyorsun?"

   "Bunun bir önemi yok. Sana nasıl yapacağını anlatacağım. Fazla zaman kalmadı." der savaşçı göz yaşını silerek.

Yaklaşık bir saat sonra Goras ve sağ kalan üç adamı pazardan döner. Goras'ın evi fazla büyük olmasa da dört ailenin rahatça yaşayabileceği büyüklüktedir. Mahzenlerinde ise otuz köle barınır. Her kölenin kendine göre görevi vardır. Melvin ise Goras'ın kum torbasıdır ve arada sırada yemeğini taşır. Koşuşturmaca yüzünden Goras yemeğin derhal hazırlanmasını emreder. Kendi kendine bir saat konuştuktan sonra Goras'ın önüne tavuk ızgara koyan Melvin tam o yemeğini yediği sırada sandalyenin arkasına geçerek hançeri çıkarır ve Goras'ın boynuna saplar. Goras bir süre çırpınsa da ölümü hızlı olur. Savaşçı içeri girer ve çocuğun başardığını görür. Ona sarılır ve olay olmadan önce topladığı bütün serveti alarak köleyle birlikte ormana kaçarlar. 

   "Savaşçı efendim. Tüm kaslarım yanıyor. Nedeni nedir?" der ve çimenlerin üzerine yığılır Melvin.

   "Henüz klasmanını atlamayı tamamlamadın. Bir süre sonra yanan tüm kasların yenileriyle yer değiştiricek. Ben hemen sana yemek hazırlayacağım buradan ayrılma." 

Ganimetini Melvin'in yanında bırakarak ormanın derinliklerine doğru giden savaşçı, birkaç tavşanla birlikte geri döner. Yakınlardaki nehri görmüş oradan aldığı suyla yemeği pişirmeye başlar. 

   "Doğru ya ismini hiç sormadım köle." der savaşçı 

   "İsmim Melvin efendim." 

   "Melvin ha! Büyücü ismi gibi... Benim adım Gargan. Sakın unutma ismimi. Bir gün tekrar karşılaşacağız. Şimdi yemeğe yumul." 

Birkaç ısırık aldıktan sonra Melvin:"Efendim ben köle efendisi olmak istemiyorum. Kendi efendimden gördüğüm muameleyi bir başkasının yaşamasını istemiyorum." dedi başını eğerek.

   "Birincisi bana efendim demeyi kes... Artık sen özgürsün. Soruna gelecek olursak sen insanlara nasıl muamele etmek istiyorsan öyle davranırsın. Kölen olmuş ya da olmamış bunun bir önemi yok. Sen sadece kendi efendini tanıdın. Bir köleye sahip değilsin ve hiç olmadın ama bundan sonra olabilirsin. İstediğin her şeyi elde edebilirsin. Bunlar güzel kadınlar... Sayısız çocuk... hatta dev bir servetin sahibi olabilirsin. Ne istediğini düşün ve karar ver. İnsanın istekleri tükenmez..." dedi Gargan ve yemeğini bitirip geğirdi. 

   "Ben köle sahibi olmasam da yaşayabilirim Gargan beyim. Şimdilik kararım bu." dedi ve birden kaslarının yanması sona erdi. 

   "Artık taskmastersin. İstediğini yapmakta özgürsün." dedi Gargan ve ayağa kalkarak elini yıldızlara doğrulttu:"Şu yıldızları görüyorsun değil mi? Hepsi istemsizce parlıyor. Kendi bilinçleri yok. Kendi düşünceleri yok. Sadece parlıyorlar ve görevleri bu kadar basit. Geceyi, biz biraz daha net görelim diye aydınlatıyorlar. Her insanın ise bilinci olur. Kendi kararını verir ve çevresindeki insanlara katkıda bulunur. Goras ise karanlığın ta kendisi idi. Sen ise yıldız olmayı seçtin. Şimdi parlayabilirsin. Hem de nasıl istiyorsan o şekilde. İyi bir kalbin var evlat. Onu iyi kullanırsan, gelecekte edineceğin her köleye kendi düşüncelerini aktarabilirsin."

   "Bunu hiç düşünmemiştim Gargan beyim. Diyelim ki köle edinmek istiyorum. Bunu nasıl yapacağım."

   "Melvin... öhöm... Elindeki kementi görüyor musun?" dedi bir parmağıyla işaret ederek.

   "Bu da ne böyle ne zamandır bunu elimde tutuyorum?" 

   "Artık taskmastersin dediğimi hatırlıyorsun değil mi? Daha az önce söyledin yani sen :'Köle edinmek istiyorum' dediğin anda elinde kement belirdi. Bunu düşünerek de aktif hale getirebilirsin. Kementinle yakaladığın veya bağladığın kişi 5 gün içinde senin kölen haline gelir. Dahası senin söylediklerini yapmak zorunda olduğu bir lanet ile bağlanır. Eğer köleyi normal yollarla yani para ile satın alırsan onu kementle bağladığında bu süre kısalarak bir güne iner. Köle ne kadar zayıfsa o kadar hızlı boyun eğer. Unutma kementini güçlü kişilerde kullanma... Şimdilik."

   "Peki bana verebileceğiniz başka bir bilgi var mı Gargan beyim?" 

   "Son olarak söyleyebileceğim tek bir şey var. Ele geçirdiğin kölelerden bazen büyü ya da yetenek elde edebilirsin. Bu değişkenlik gösterir ve köleyle efendisi arasında bağ kurulmasını sağlar. Eğer köle çok güçlüyse efendi ondan daha güçlü hale gelir lakin vücudun bunu kaldırabilmesi için her gün efendinin antrenman yapması gerekiyor. Kısacası kendini her gün eğitmelisin. Bir önceki günden daha az güçte olmayacaksın. Daha doğrusu olamayacaksın. Yoksa vücudun bunu kaldıramaz yani ölürsün."

   "A-a-a-anladım efendim... Pardon Gargan beyim." dedi ve yutkunduktan sonra yemeğine kaldığı yerden devam etti. 

   

Slave EmperorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin