Aslında sadece olay odaklı olucaktı bu bölüm ama çocukları daha çok görmek istemişsiniz (dünyanın en haklı isteği txt fic için jungkook'a çok fazla yer verdim but napıyım :,))
Keyifli okumalar <3
.- Beomgyu -
Ruhumu boyuta taşımayı başarmıştım. Bunu anlamam biraz uzun sürse de hızlıca toparlayıp annemi aramaya koyuldum.
Boyut burasıydı. Olduğumuz yer, Dünya. Dünyada bedenlerin ruhları göremediği doğruydu. Bedenlerimizin olduğu boyutta ruhlar değil bedenler görülür. Burada ise bedenler de ruhlar da görünür ama bedeninle bir bağın yoktur. Buraya bedeninle giremezsin. Ruhun özgürdür.
O gün makineden sesler yükselmeye başlayıp öleceğimi zannettiğim o anda gözlerimi açtım. Yerimden doğruldum ve Jungkook'un üzerime doğru hızla geldiğini gördüm. Sesler boğuk ve görüntü bulanıktı. Ani bir dürtüyle bakışlarımı solumdaki duvarda kalan dolaba çevirdim. Kapağı açıldı ve Yu Jin'in baygın bedeni yere yığıldı. Koşarak yanına gittiğimde uçuyor gibi hissettim. Yere basıyordum ama hissiyatı zayıftı. Umursamadım. Onu tutup kaldırmak istedim ama dokunamıyordum. Şok içinde geriye döndüm ve kendi bedenimi makineye bağlı olan kablolardan çıkarılırken gördüm.
Heyecan, mutluluk, korku, şaşkınlık. Tüm bu duygular ruhumu ele geçirmişti. Ayağa kalktım ve tedirgin adımlarla bedenime doğru ilerledim. Jimin nabzımı kontrol ederken Jungkook da Yu Jin'in yanına gitmişti. Gün boyunca onun görüşüne girmeye çalışsam da beni göremeyeceğini biliyordum. Koltuğa oturabilirdim ama su içemezdim. Kapıları açamazdım ama içinden geçebilirdim.
Burda işler böyle yürüyordu. İstediğini yapabilirsin. Tek bir kural var. Başkalarının hayatına dokunma.
Yu Jin'e çok kez ulaşmaya çalıştım. Onun hayatına dokunmalıydım. İmkansız olsa da bir yolunu bulacaktım. Benim öldüğümü düşünsün istemedim. Başardığımı bilsin, kendini yormasın istedim. Günlerce odasından çıkmayarak döktüğü gözyaşlarını elimle silmek istesem de dokunamadım. Hep yanındaydım ama hissettiremedim. Benim evimde günlüğünü okurken, fotoğraflarımızı gözyaşlarıyla ıslatırken yanındaydım. O ağladığında hissettiği şeyleri iliklerime kadar hissettim ama dokunamadım.
Hayatına dokunmadan kendimi farkettirmem gerekiyordu. Basit bir kaleme dokunmak bile zordu. Yine de beni farkettiğinde buraya gelmek isteyeceğini düşünmemiştim. Jungkook'un yanına gitmesine engel olamazdım. Jungkook'a göre ben ölüydüm. Daha önce annemi görmemişti. Bu yüzden Yu Jin'e yardım etmeyi kabul etmeyecekti. O kabul etmezse Yu Jin profesöre giderdi bunu da biliyordum.
Bu yüzden Yu Jin onunla makineye girmek için konuştuğunda kendi bedenime ulaştım. Kendime dokunabiliyordum. Zaman içinde bedenime çekilebildiğimi farkettim. Eğer Yu Jin makineye girmek istemeseydi böyle bir şey yapmazdım ama onu riske atamayacağım için geri dönememeyi göze alarak bedenime girdim. Boyuttan çıktım. Jimin anında Jungkook'a haber verdiğinde ölmediğimi anlamış oldular. Yu Jin'in hayatına dokunmadan bedenime girerek ona yardım edebilmiştim.
Bir aydır boyuttaydım. Annemi o kadar uzun bir süre aramıştım ki, onun boyutta öldüğünü bile düşündüm. Profesör annem öldükten sonra araftaki ruhumu kullanabilmek için böyle bir oyun kurmuş olabilirdi. Annem'in burada olduğunu söyleyerek beni kandırmış olabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEMORY┊BEOMGYU
FanfictionEn yüksek; 🥳Beomgyu #1 🥳 • Choi Beomgyu & Min Yu Jin " Baksana tam da senin bahsettiğin tipte biri. Neden şansını denemiyorsun?" Tam da benim bahsettiğim kişi de ondan... • Hayatımızı bu denli değiştireceğini bilseydik, yine de gelir miydik buray...