Bir Devir Şehzade Mustafa

Bir Mustafa Geldi Acun'a

Sıcak yaz bir sabahıydı. Şehzade Süleyman Saruhan sancakta eğitim görmekte olan kapanmış okuyordu. Tam yanında bir asker girişi:

-Efendim Mahidevran Sultan sağlıklı bir erkek çocuk Dünya'ya getirdi.

Şehzade:

-Peygamberimize ithafen adı Mustafa olsun.

Bu sözle asker çocuğunun gidişi. Şehzade bu haberle şükretti ve o da sern çıktı. Hemen eşinin geldi. Ve oğluna aldı. Bebek Mustafa ona gülücükler atıyordu.

Şehzade Süleyman:

-Oğlum. Hoş geldin Acun'a.

Mahidevran Sultan:

-Ne koyacaksın.

-Sende uygun görürsen adı Mustafa olsun.

Mustafa Büyüyor,

Gelişiyor, Öğreniyor

Mustafa Manisa'datu. Çok idikim Osmanlı'nın en güçlü zamanlarıydı. Devlet 3 kat büyümüş Mekke, Medine, Şam gibi önemli merkezler Osmanlı himayesine geçmişti. Bunun üzerine Yavuz Sultan Selim etkili ekonomik hareketler ile hazineyi ağzına kadar doldurmuş. Öyle ki artık hazineye altın girmiyordu. 1.Selim'in tek çocuğu vardı o da şehzade Süleyman'dı. Zaten varisin Süleyman olduğu apaçık ortadaydı. Eğer Saruhan sancak beyliğine bir şehzade bu tahtın yeni varisi olacağı anlamına geleceği anlamına gelir. Her şeyi güzelken tanımla 1.Selim ve şeyfat etmişti.

Buna Türkler çok üzülürken Avrupa çok sevinmişti. Sıralamayı onlarda tasarlarlardı. 1520 yıl da tahta 1.Süleyman ortaya çıktı. Mustafa'nın eskiden olduğu 5 padişahtı. Artık Mustafa'nın eğitim almasıyla birlikte. Mustafa'nın geldiği şekilde uygulayın ve hocası dedi:

-Evet küçük padişah hazır mısın?

Küçük Mustafa: Evet diye diye.

-Tamam o zaman bak karşısına. Bu elif.

Bu şekil de 1 saat okumamışlar. Ama Mustafa pek oralı olmadı. Aklı.sı ile oyunlarda oyunlardaydı.

Yaramaz Şehzade

1 saatin sonunun da Mustafa hocasına:

-Ben zaten okumak için ne gerek var okumaktan.

Hocası:

-Öyle olur mu devlet işlerin de okuma yazma çok önemlidir hem belli mi olur belki padişah olamazsın.

-Bana ne işe.

- Tamam tamam olursun.

Aradan 10 gün geçti. Mustafa derslerine odaklanmıyordu. Bir kere dersten bile kaçmıştı. Bu sistem Sultan Süleyman'ın kulağına gelmişti. Sultan Süleyman ders Mustafa ve hocasının bit geldi şöyle ve dedi:

-Şehzade derslerden kaçıyormuşsun

-Ben şehzadeyim öteden geleceğin padişahıyım sanırım. Sultan onu kucağına alır:

-Demek padişah sen ha. Nöbetçiler bu yaramaz şehzadeyi ön inceleme verile KELLESİ VURULA.

Küçük Mustafa'dan bu işina çok güldürdü.

Daha sonra Mustafa ile konuştu. Ona işlerinden bilim ve ilimin gerekliliğinden bahsetti. Bu olaylardan sonra Mustafa yaramazlığı atıldı ve eğitimlere odaklandı.

Büyük Fırsatın Kaçışı

Mustafa yavaş yavaş büyüyordu. Artık büyümüş derslerine çok ilgiliydi. Kendini keşfetmiş özellikle edebiyat, fen ve tarih derslerine çok ilgi duyduğunu fark etmişti. Aradan 7 yıl geçti. Mustafa 12 yaşına gelmişti artık bir sancağa atanması gerekiyordu. Ama babası onu yanında durmasını istiyordu. Kısa süre de şehzade Mustafa'nın ne kadar zeki olduğu anlaşıldı. Zaman zaman vezirler Mustafa'ya atıfta bulunuyor onu dedesi Fatih Sultan Mehmet'e benzetiyorlardı. Mustafa bir gün hocasına: