Final

611 29 52
                                    

Porçay
"Sabah sabah kim bu arayan amk?"
Telefonu aldım ve arayanın Hürkan olduğunu gördüm. Acil bir şey miydi acaba? Telefonu açtım
"Ömer, günaydın"
"Günaydın"
"Uyandırdım mı seni?"
"Birazcık ama zaten 30 dakikaya alarm uyandırıcaktı"
"Ben.. müsait misin? Hiç buluşma olasılığımız var mı diye sormak için aramıştım ama galiba biraz erken aradım"
"Yok erken falan değil merak etme. Benim hazırlanmam ama 2 saat falan sürer"
"Tamamdır o zaman 2 saat sonra senin evinin ordaki parkta görüşürüz"
"Tamam canım baybay"

Ve telefonu kapattım. Olucakları biliyorum... üzerim düzgün şeyler giyip ağızıma üç beş bir şey atıp çayımı içtikten sonra evimin ordaki parka yürümeye başladım. Hürkan orda beni bekliyordu. Adımlarımı hızlandırıyım derken bir ses duydum

"Aa porçay! Bir fotoğraf çekilebilir miyiz?"
"Tabi olur" diyip fotoğraf çekildim ama içimden düşünmeden edemedim. Burda insanlar bizi tanıyor ve bir arada görünsek? Bugünü riske atamazdım o yüzden hürkanın yanına gitmek yerine ona mesaj attım.

Hürkan sahile doğru gidelim ben hemen arkandayım aöa burda çok insan var ve beni tanıyorlar.

Tamam bana uyar

Sahile kadar gitmek için ikimizde arabalara bindim ve peş peşe gittik. En sonunda boş denmeye yakın bir sahile vardık. Boş bir bank vardı. Hürkan yanıma geldi ve birlikte banklara oturduk. 2 dakika süren sessizliğin ardından hürkan konuşmaya başladı ve dediği tek şey "Ömer ben senden hoşlanıyorum" oldu.

Bunun geliceğini biliyordum ama yinede diyebildiğim tek şey "biliyorum" oldu. Sonra kendime gelip "Hürkan senden hoşlanıyorum" dedim. O da benimle dalga geçmek için "biliyorum" dedi ve gülmeye başladık.

Kötümser bir insan olabilir ama kafamda tek bunlar geçiyordu "sevgili olursak normal sevgili aktivitelerini dışarda yapamayacağımızı biliyorsun değil mi?" Dedim. Hürkan "biliyorum, bana seninde beni sevmen yeterde artar ama" dedi. Elimi hürkanın elinin üstüne koydum... ve o önemli soruyu sordum

"Sen mi semesin ben mi?"

Son~


Bu hikayeyi yazmaya başladığımdan beri 1 yıl olmuş. Taslaklarda duran bu bölümü yayınlamayı düşünmediğim için hikayenin sonu hiç var olmadı ama sonradan düşündüm ve neden bir sonu olmasın ki dedim •~•

Hayalinizdeki gibi bir final olmasada hep istediğiniz mutlu son. Ve şimdi asıl soruya geliyorum:

Bundan 1 yıl önce ben ve diğer porgola shipleyen arkadaşlarımın bir grubu vardı ve hepimiz bunu tartıştık. Sizce porçay mı uke hugola mı? Şahsen ben hürkan'ı uke olarak gördüm hep çünkü porçayın kişilik yapısı daha olgun ve ağır. Ama grupta tek böyle düşünen bendim diğer herkes hürkan seme çünkü daha uzun ve yapılı biri dedi. Sizde düşüncelerinizi belirtip burda benimle ve diğerleriyle tartışabilirsiniz :)

...tabi eğer hala kitaplığınızda duruyorsa bu hikaye. Buraya kadar okuduğunuz için teşekkür ederim🥺 hepinizi çok seviyorum •~•

Sadece senin yanında mutluyumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin